Merhaba. Evet evet doğru bir kitaba böyle başlanmaz ama ben kitap yazmıyorum, hayatımda yaşadığım bir o kadar mutluluk dolu ama bir o kadar da hüzünlü bir geçmiş ve şimdiden bahsedeceğim.Yazmakta yeteneğin mi var kendine güveniyor musunuz derseniz diyebileceğim tek şey tahtada gördüklerimi yazabildiğimi söylemek. Ama anlatmak derseniz özneyle yüklem arasına bin bir türlü kelime anlamlı bir şekilde sıralayıp konuşabiliyorum. Çok garip değil mi bir insan çok konuşabildiği halde nasıl yazamaz. Bende bilmiyorum ama şu an içimdekileri sayfalar dolusu dökmek geliyor.
Bunca yıl sonra (sanki yaşım kaçsa) ilk defa kendimi birine bu kadar yakın görüyorum. ''OHA İKİZ'' denebilecek karakterimdeki insanı buldum. Bulduk bulmasına ama ben onca güzel elmanın arasında ki çürük elmayım. Ama bunu sorun ettin mi derseniz yalan olmasın ettim ama sevdamdan da 1 gün bile vazgeçmedim. Muradıma erdim mi, hayır. Aksine yine yere çakıldım, yine magmada cayır cayır yanıyorum. Ama işte o umut denilen, insanların artık neresinden çıkan sapır saçma duygu yüzünden vazgeçemiyorum. Olacak bir gün oda beni sevecek diyorum. Hangi hayal dünyasında yaşadığımı bir öğrensem bi adres alabilsem yarimi de alıp öyle geleceğim ama nerde...
Kısaca benim gibi tıknaz güzel değil ama ''al eve koy'' cinsinden sempatisi olan bir insanın vücut büyüklüğünün bilmem kaç katı nasıl sevdiğini okuyacaksınız. Belki bu size cesaret verir, belki de '' ay bu da neymiş oğlanın peşini bırakmamış'' ya da '' işsiz manyak '' diyebilirsiniz ama bana bi sorsanız olduğum yerden memnun muyum gülünce ki gözlerinde o ince çizgileri göreyim yeter derim.
Bu yazdığım tanıtımlıktan çıktı sanki. Neyse bunu koyuyorum buraya benim bu naçizane sevda hikayemi merak ederseniz kapım her daim açıktır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRMIZILI
RomanceSanem'in sancılı hayatından çıkmış, psikolojik savaşlı kendini anlatan bir hikaye. Gerçek hayattan uyarlanmıştır