Ani bir sesle irkilmişti Tuana.Telefonunu alıp saatine baktı ve saat gece 03.00 tü.Bu sesin nerden geldiğine anlam veremedi.Tam o sırada ikinci bir bağırışla aniden yatağından fırladı.Odadan hışımla çıktı aynı anda kardeşide odasından çıkmıştı.Bir anda göz göze geldiler sanki "Ne oluyor?"der gibiydi kardeşi Ahmet.Üçüncü bir çığlıkla irkildiler.Artık anlamışlardı ses anne ve babalarının yatak odasından geliyordu.Tuana hızla koşup odaya girdi ve babası olduğu gibi yerde yatıyordu.Gördüğü manzara karşısında ne yapacağını bilemeyen Tuana "Ahmet çabuk Burak amcamlara git arabayla babamı hastaneye götürelim" diyebildi.Ahmet hışımla gitti.Komşularının kapısını tıklattı.Kapıyı açan Burak amcasıydı.Ahmet "Babam,babam yerde yatıyor."Burak Bey ani bir hareketle eşi Burçin'e seslendi.Arabanın anahtarlarını alıp hemen Ahmetle birlikte Hamza Bey'i götürmeye gittiler.Zeynep Hanım Hamza Bey'in başında çığlıklar atıyor Tuana ise annesini teselli etmeye çalışıyordu.Burak Bey hemen Hamza Bey'i Ahmetle birlikte arabaya götürdüler.Burak ve Burçin kendi arabalarıyla Hamza'yı hastaneye götürürken Zeynep de eşinin yanında gitti.Tuana da Ahmetle birlikte kendi arabasına binip Burak amcasının arabasının peşinden yola koyuldu.Hastaneye vardıklarında Doktor hemen Hamza'yı içeri aldı.Görünüşe göre durum vahimdi.Gerekli tetkikler yapıldı ve Doktor bazı şeylerden şüpheleniyor fakat net bir şey söylemenin daha çok erken olduğunu düşünüyordu.Doktor Zeynep Hanım'a;
-Bu gece Hamza Bey burada kalsın.Sabah tekrar gerekli tahlilleri yapacağım.
-Ne oldu benim eşime ona asla bi şey olmaz o o benim benim...
-Zeynep Hanım aslında bir şeyler söyleyebilmem için henüz çok erken fakat beyninde tümör olmasından şüpheleniyorum.O sırada Tuana bi hışımla;
"O benim babam ona asla bir şey olmaz o gelmiş geçmiş en iyi doktorlardan bir tanesi adam gibi tahlil yapın!!!"
Ahmet sarsılmıştı daha 18 yaşındaydı ve bütün bu olanlara anlam veremiyor yavaş yavaş ağlıyordu.Burak Bey ve Burçin Hanım duyduklarına inanamadılar.Doktor gerekenleri yapacağını şu anda yapılacak hiç bir şeyin olmadığını söylemişti.Saat sabaha doğru 05.00 sularıydı.Tuana babasını izlerken hafif uykuya dalmıştı ki birden gazetecilerin sesiyle irkildi.
Hamza Bey Profosör Doktordu ve onu tanımayan yoktu.Eşi Zeynep Hanım ise Avukattı ve haliyle bütün cemiyet Hamza Bey'i tanıyordu.Bu nedenle hastalandığını duyan gazeteciler hemen gelip Zeynep Hanım'ı soru yağmuruna tutmuşlardı bile.
-Zeynep Hanım, Hamza Bey'in durumu nasıl?
-Küçük bir baygınlık sadece o kadar.
-Peki nasıl oldu?
-Şu anda konuşacak halim yok teşekkürler.
Tam o sırada Tuana'nın yanına bir teyze geldi.Teyzenin başı kapalı ve de feraceliydi.
-Kızım geçmiş olsun nesi var babanın?
-Hiç hiç teyze.
-Allah yardımcısı olsun inşAllah.Baban için dua edeceğim.Benim oğlumda burada bir anda rahatsızlandı.İki gündür buradayız ama biliyorum Rabb'im sevdiği kullarına dert verirmiş,benim Zeyd'im de iyileşecek inşAllah.
Tuana beyninden vurulmuşa dönmüştü.Allah mı?Allah nasıl yardımcı olacaktı ki?O da kimdi?Neyin nesiydi?Tuana'nın beyninde şimşekler çakıyordu.Bu kadını ilk defa görüyordu vebabasına dua edeceğini söylüyordu.Dua etmek mi insan neden dua etsin ki?İnsan iyileşmesi için dilekte bulunurdu o kadar.Bu kadın dua etmekten bahdediyordu hemde tanımadığı insan için.Bi de saçlarını neden kapatmıştı ki o özgür saçlarını niçin kapatırdı bir insan?Bu üzerindeki siyah elbisede neydi?Çok iticiydi evet evet İstanbul'da bu tip insnları görmüştüm.Ama babam "Şunlara da bak öcü gibi geziyorlar"demişti.Zaten saçma sapanda konuşmuştu diye içinden düşünürken Ahmet'in Abla demesiyle sıyrıldı düşüncelerinden.
-Abla dalmışsın birer kahve alıcam içer misin?Geceden beri kendinde değilsin baya bi dalgın görünüyorsun sıkma canını bu kadar babama hayatta bi şey olmaz.
-Ahmet baksana bi şey diyeceğim sana şu kadını görüyor musun ?
-Hangisini?
-Şu işte.
-Haaa şu kara böcek gibi ortada dolaşan kadın mı?Ee ne olmuş ona?
-Bana bi kaç şey söyledi de babama dua mı ne edecekmiş.Bir de Allah dedi yardım eder.
-Allah mı o kim ki?Yoksa o da babam gibi profosör doktor mu?Eğer öyleyse söyle de hemen bulalım Allah'ı.
-Bilmiyorum ki anlamadım.Babam bu tiplere güven olmaz derdi unuttun mu?Aman boşver babam diyorsa vardır bir bildiği...
-Aynen abla.Babamın zengin olduğunu falan duymuştur ondan gelmiştir.Baksana nasılda giyinmiş.
Halbuki bilmiyorlardı ki o tayzenin de maddi durumu onların gibiydi.Öyle olmasaydı nasıl da getirirdi oğlunu özel hastaneye.Hem o şekilde giyinmesi imanındandı ama bunu anlamayacak kadar acizlerdi çünkü onlar öyle bi hayat içindelerdi ki Allah lafsını bile ilk defa duyuyorlardı.
-Oğlu varmış hastanede ona bol bol dua ediyormuş.Aman neyse Ahmet gitte kahveleri al.
Ahmet tam kahveleri almaya giderken annesini koridorun kenarında Doktorla konuşurken gördü ve kulak misafiri oldu.Doktor:
-Zeynep Hanım bütün gerekli tahlilleri yaptım fakat üzgünum Hamza Bey'in beyninde tümör var.Durum oldukça ciddi ve bir ya da en fazla iki sene diyebilirim.Dirayetli olmalısınız...
Ahmet bütün konuşmaları duymuştu ve bir anda;
-Anne duyduklarım doğru mu?Neler oluyor böyle ne bir senesinden bahsediyor bu doktor?Benim babam ölemez anne dimi saçmalık bu daha 47 yaşında.
Ahmet'i teselli etmeye çalışn Doktor bir yandan da Zeynep Hanım'ın kolundan sıkı sıkı tutuyordu.Burak Bey eşiyle birlikte Zeynep Hanım'ın yanına gelerek onun Burçinle eve gidip dinlenmesini nasılsa çocuklarla kendisinin orada olacağını söylemişti.Zeynep Hanım karşı çıksada Ahmet annesi ve Burçin teyzesini alıp eve gittiler.Tuana olanlardan habersiz kardeş Ahmet'i bekliyordu.Bu sırada Burak Bey geldi.Tuana'ya ;
-Tuana kızım istersen biraz seninle dolaşalım sabaha kadar burdaydın baya da kötü görünüyorsuntemiz hava alalım mı ?
-Ahmet gelecekti Burak amca onu bekliyorum.
-Onları ben eve gönderdim.Annen biraz dinlensin sonrada biz gideriz hem Mina da evdedir akşam onunla konuşursunuz.
Mina Burak amcasının kızıydı ve Tuana ile aynı yaşta,en yakın arkadaşıydı.Tuana her şeyi onunla yapar yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi.Bir gün gece saat 01.00 da evden çıkıp sabaha kadar barda içmişlerdi.Hoş hemen hemen her gece böyle yaparlardı.Tam kafa dengiydiler.Tuana daha fazla Burak amcasının ısrarına dayanamadı ve dışarı çıkmayı kabul etti.Bahçede otururken o feraceli teyze gözüne ilişti Tuana'nın.Yanındaki bankta orta yaşta bir kızla oturuyordu.Konuşmalarına isteksiz kulak verdi.
-Teyzem Zeyd abim nasıl?
-Allah razi olsun kızım.Nasıl ilsun yatıyor öylece ama biliyorum Rabb'im Hz.Muhammed aşkına vereccek yavruma şifayı.
-Amin teyzem dualarımız onunla.Annem evde Kur'an okuyor ve inşAllah iyileşecek.
Tuana bir türlü duyduklarına anlam veremiyordu.Yok yok bunlar dünyalı değildi.Ne ce konuşuyorlar bunlar.Allah ünlü bir doktor muydu acaba?Yoksa Ahmet doğru mu söylemişti?Eğer Allah doktorsa peki Rabb kimdi?Peki Hz.Muhammed aşkı?Hastalar bunların dünyasında aşkla mı iyileşiyordu?Bak yine dua dedi.Saçmalıyordu işte ne olacak Kur'an okuyacaklarmış! kitap okuyarak hasta iyileşseydi benim babam burda zaten olmazdı.Yine dalıp gitmişti.Ta ki Burak amcasının telefonu çalana kadar.-Burak Bey bugün toplantınız vardı.Saat 13.00 da gelecek misiniz?
-Hayır toplantıyı lütfen iptal edin.
-Ama efendim.
-Aması falan yok!
Burak Bey Istanbul'da özel şirket sahibiydi ve hemen hemen hergün toplantıya katılırdı.Fakat bugün ki toplantıya katılamazdı.En yakın arkadaşı komşusu Hamza hastane de yatarken o işi düşünemezdi.Diğer taraftan Ahmet,annesi ve Burçin Hanımla birlikte eve gelmişlerdi.Hiç bir şey yiyecek halleri yoktu ve Zeynep Hanım gözlerinin yorgunluğuna daha fazla dayanamayarak uykuya daldı.Burçin Hanım;
-Yavrum ben eve geçiyorum Zeynep biraz uyusun.Uyanınca geri hastaneye gideriz.Tuana ile Burak amcan gelirler.Mina evde yalnız Yiğit de eve gelmemiştir ben bi bakıyım.
Olanlardan daha Yiğit'in haberi olmadığından en yakın arkadaşı Ahmet'in yanında değildi.
-Tamam Burçin abla bende ablamı bi arayım akşam üzeri gideriz.
Derken gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı.
-Ahmet yavrum neden ağlıyorsun sakin ol Hamze Bey den bahsediyoruz ona bi şey olmaz o en iyi doktorlarda birisi.
-Babamın beynindeki tümör ve bir senesi varmış en fazla iki..Ben babam olmadan naparım.
-Aaaaa ammada abarttın.Koskoca Hamza Bey mi ölecek?Gel kafanı dağıt biraz bi bardak viski iç yoksa düşün düşün nereye kadar?
-Doğru söylüyorsun Burçin abla babama hayatta bir şey olmaz.
Diyerek viskiyi kafasına dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Allah Yolunda Aşk
SpiritualGenç kadın düşünüyordu "Nasılda onca yıl vaktini boşuna harcamıştı.Nefsi ne kadar da güzel hapsetmişti onu kördüğüm misali"... Her şeyin farkındaydı yaptıkları,yaşadıkları şerit gibi geçti gözlerinin önünden ve artık biliyordu ve şunu diyebiliyordu...