Merhaba ben Lilo. Daha 16 yaşımdayım. PEKİ... Benim dünyam neresi? İnsanlarla mutlu, huzurlu
bir yaşam geçireceğimi sandığım bu dünyada... Bir baktım ki sadece ben ve benliğim kalmış. Anladım ki
benliğimmiş benim dünyam...Hava güneşliydi ve sıcak rüzgar elbisemin içerisinden geçip içimde dans etti sanki. Ürperdim... Saatime
baktım. Daha sabah saat 9 'a yeni geliyordu .Etrafıma baktığımda denize giren insanlar, kumlarda koşuşturan çıplak küçük erkek ve kız çocukları vardı. Gördüğüm deniz ve insan manzarası hoşuma gitmişti. Kumlara uzandım ve güneş ışığının göz bebeğime hücum etmesine izin verdim. Mutluydum... Tek başıma dolaşmayı, eğlenmeyi çok seviyordum.
Ve işte en sevdiğim olay gerçekleşti: Kuş sesleri, deniz sesi ve ılık rüzgarın tenime vuruşu. Aradığım rahatlığın keyfini çıkarırken George 'Yemek hazırr..!' diye seslendi.
George benim tek erkek kardeşim. 11 yaşında. Kumral ve kıvırcık saçlı, yeşil gözlü, kırmızı elma yanaklı
ve tombik vücutlu (Şişko dememize çok kızar.) dünyalar tatlısı bir erkek kardeştir ama beni sinir eden
yönleride vardır tabi ki.
İstemedende olsa yerimden kalktım çünkü annemi kızdırmak bizim için hiç hoş olmazdı.
Annem... Sarışın ,uzun boylu, yeşil gözlü, güzel bir kadındır.
Annem dünyalar tatlısı bir kadındı bir zamanlar ama babam annemi aldatınca dünyalar tatlısı annemden eser kalmadı. Aldatıldığını öğrenen
annem bize her gün çile çektirmişti... Kendinede. Ayrıldıktan sonra yine eskisi gibi olur diye umutlanmıştık ama umutlarımız kursağımızda kalmıştı çünkü annem daha da öfkeli bir kadına dönüşmüştü.
Annem babamla ayrıldıktan sonra George ile beni alıp sahil kasabasına yerleşmeye karar verdi.
Bitanede büyük ablam var tabi... Olivia... Annem kadar güzel, gösterişli bir kadındır. Olivia kardeş olarak
en güçsüzümüzdür. Duygusaldır, kırılgandır... Annemin bize çektirdiği azaplı zamanlarda ablam buna
dayanamamıştı ve Matt adında bir erkekle yurt dışına kaçmıştı. Annemin kalbini en derinden yaralayan
ablamın gidişiydi ama bunu pek belli etmemişti. Çünkü Olivia için en iyisi olduğunu biliyordu. 24 yaşında bir
genç kızdı ve bir gün evden gidecekti elbette... Ama böyle bizi yarı yolda bırakıp gitmesi üzücüydü... Annem
Olivia' ya kızgınlığını yine babamın arkasından bağırıp çığırarak, kırıp dökerek çıkarmıştı... Ve yine en çok
etkilenen biz olmuştuk... George ile ben... Bizi pek düşünen yoktu. Bizde tek başımıza kendimizi mutlu etmeyi öğrendik ve benliğimiz için yaşamaya devam ettik.