1.İlk Tanışma

79 4 1
                                    

Geçmişim kan ve ihanetlerle dolu geçti. Hayat her zaman bana oyun oynadı. Ortada kalmıştım hiçbir şeyim yoktu. Ne ailem ne de arkadaşım vardı, yalnızdım, sadece yalnız. Ama inandım, her şeye rağmen kendime güvendim. Hayatta en çok güvenim yıkabilirdi beni. Geçmişte yaşadığım çok günah var benim. Ama bir daha asla o günahları tekrarlamam, bir kere yaptım bir daha yapmam.

Ben katildim ve her zaman da böyle olacaktı çünkü ben güvensizdim. Yani o zamanlar güvenmiyordum. Güçsüzdüm.

Şimdi herkese her şeye inat güçlüyüm. Son anda oturduğum yerden kalktım ve yürümeye başladım. Arkamdaki sesle birden irkildim ve Eda'nın yüzünü görmemle ciddileşmem bir oldu. Koşup bana sarıldı, off bir de bu çıktı başıma. Ağlaması beni daha da sinir ediyordu. Ellerini boynumdan çekip bana baktı ve ''Tuğberk beni kovdu'' dediği tek sözdü. Banane öf hem ben niye yardım edeyim ki şimdi buna. ''ee yani ben ne ne yapabilirim bu durumda?'' dedim. Biraz ezilip büzüldükten sonra ''Ben bunu söylemekten utanıyorum ama seninle kalmama izin verir misin? Lütfen.''

Ne dedi şimdi bu ya? Allah'ım sen git Tuğberk Mertoğlu'nun kuzenini eve al olacak şey değil. Birde benim olduğumu bir duysa kesin beni öldürmekten beter eder. ''Ya sana yük olmam gerçekten'' diye yalvarıyordu resmen. ''Olmaz.'' dedim. Ses tonum baya bi yüksek çıkmıştı. Bana son bir kez bakış atıp arkasını dönüp yürümeye başladı. Öyle bakarken önünde aniden biri belirdi.Olamaz işte korktuğum sahne. Hemen arkamı dönüp yürümeye başlamıştım ki birinin kolumdan çekmesiyle adeta yerle kan bağı kurdum.

Bunu kimin yaptığına bakacaktım ama o yüzü görmemle kafamı direk yere çevirdim. ''Bana bak'' demesiyle irkilmem bir oldu. ''Bakmadım, bakmak istemiyordum. Saçımdan tuttuğunda ise gözlerim onun gözlerini bulmuştu. Korkuyordum hemde deli gibi.
Göz bebeği büyümüştü. Tanıdı beni işte, Allah'ım yardım et sözünü içimden söylemeye başlamıştım ki bir ses duydum. ''Götürün bunu benim yere'' dedi. Tek kelime etmiyordum. İki koruma koluma girip beni arabaya bindirdiler ve daha önce görmediğim korkunç bir yere getirildim. ''Bırakın'' diye çığırsam da ne fayda. En sonunda boş ve kötü kokan bir odaya getirildim.

Pencere de yok ki gidip nefes alabileyim. Sonra odaya Tuğberk girdi.

''Senin benim kuzenimin yanında ne işin vardı?'' dedi. Sesi tehditten de fazlaydı. ''B-be benim yanıma gelen oydu.'' dedim. Biraz bekledikten sonra ''neden senin yanına geldi?'' Ben de aynı şekilde cevap verdim. ''Sen onu kovmuşsun oda bana geldi.'' dedim. Bana dikkatlice bakıp ''Ben sana ne dedim?'' dedi. Bu sefer kesin bittim ben.'' ''Bir daha gözüme gözükme''dedin, diye cevap verdim.'' Sen şu an ne yaptın?'' dedi uyarıcı bir sesle. Bende cevaplar tükendi tabi. Bana son defa bakıp ''halledin şunun işini dedi..''

Ne işi acaba diye iç sesimle konuşuyordum. Off ya inşallah 2 sene önceki konuyu tekrar açmaz. 2 sene önce ne mi oldu?

Ben o zaman Özgür diye bir adamla sevgiliydim. O kadar iyi kalpli biriydi ki anlatamam. Hiç kimseye zararı dokunmazdı. Yakında da nişanımız vardı zaten. Biz bununla bir akşam yemeğe çıktık yemeğimizi yedikten sonra bana evlenme teklifi etti bende kabul ettim. Çok güzeldi o gün benim için. Arabada birbirimize sürekli seni seviyorum diyip duruyorduk en sonunda bir şeye çarpmamızla çığlık atmam bir oldu. Özgür hemen arabadan inip bakmaya gitti. Bende peşinden gelecekken beni durdurdu. Sonra geri döndü ve arabaya tekrar bindi. Bense ''orada ne var?'' diye soruyordum. ''Sadece arabalar park yapmasın diye konulan şeylermiş'' diye geçiştirdi beni. Eve geldik ama içimde bir sıkıntı vardı.

O günün mutluluğuyla hemen uyumuşum. Sabah zilin çalmasıyla kapıya koşmuştum. Kapıdaki polisleri görünce şaşırmıştım. Ve Özgür de arkalarındaydı. Özgür avukat olduğu için sürekli polislerleydi. Ama Özgür ''bu kişi'' dediğinde birden afalladım.

Polisler koluma girip beni çekiştirmeye başlamışlardı. Meğer Özgür o gün bir kadına çarpmış. O kadın da Tuğberk 'in abisinin sevgilisiymiş. Özgür korkudan arabayı benim üzerime yaptırmış. Korkak, mahkemede çarptığı kadının erkek arkadaşı yerine Tuğberk'i gördüm. Etrafta mobese kamerası felan yokmuş. O yüzden ben suçlu bulundum. Beni suçladı, iftiralar attı. Ben ağzım dilim yokmuş gibi bir kenarda bekledim. Hakim bana konuşma hakkı tanıdığında yine konuşmadım. 2 senem zehir zıkkım oldu. Ailem beni terk etti. Hapisane köşelerinde yalnızdım ben hep öyle kaldım.

İşte her şey böyle oldu. Bu oda gerçekten iğrenç kokuyordu. İki adam odaya girerek bana baktı ve geri çıktılar.

En son hatırladığım şey ise karanlıktı. Her zaman olduğum yer,karanlık...

Yorum ve votelerinizi eksik etmeyiniz ilk hikayem okuduğunuz için teşekkür ederim ponçiklerim❤❤👀

GÜNAHKÂR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin