" Ah aşk dünyaya gelmiş en güzel şeysin sen. Sevinci, hüznü, mutluluğu, üzüntüyü bir arada yaşatan dünyaya bedeldir aşk.
Aşk dediğin üç kelimedir aslında. Arapçadaki 'AYIN, ŞIN, KAF' kelimelerinden ibarettir. Biri seven, biri sevilen, diğeri kim derseniz de işte en mühimi de o "sevdiren". Ayın göz demektir. Aşk görmeyle başlar. Ama bu gönül gözüdür. Hep aklındadır sevdiceğin yıllar geçse de...
Şın matem demektir. O gönül e girersin ve o onun aşkıyla ateşe düşmüş gibi olursun. Yıllar geçse de...
Kaf bu duygunun en güzel yeridir aslında. Bu duygunun tepesidir, tıpkı Kaf dağı gibi.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Kimine göre bir annenin bebeğine sarılması, koklaması, kimine göre hayattan keyif almak, kimine göre yaratıcıya duyulan sonsuz sevgi, kimilerine göre ise karşındaki insanın bir gülüşü için her şey ile mücadele etmektir.
İnsanı yöneten beyindir. Bu her konuda böyledir. Biz bilmeyiz ama içimizde bir savaş vardır aslında. Bu savaşın kahramanları beyin ve kalptir. Her defasında beyin kalbi yener, her defasında onu ezer geçer. Ama öyle bir konu vardır ki; işte o zaman, işte o zaman beyin çaresiz kalır, teslim olur kalbe, mantık almaz. Bütün fonksiyonların durur, tek kalp çalışır inatla hızla...
Kalbin seni alır götürür onunla başa çıkamazsın, başa çıkmak isteyen kim aslında değil mi? Hayata bağlayan, yaşama sevincini arttıran, tek mutluluğun onun sıcacık ve içten mutluluğunu görmektir aslında aşk.
Ama en güzeli nedir derseniz de ondan hiçbir şey beklemeden sevmek, el üstünde tutmaktır. Hani annenin çocuğuna duyduğu aşkı alırsın, hayattan duyulan keyfi alırsın, yaratıcıya duyduğun aşkı alırsın ve hepsini toplar ona vermek istersin işte öyle bir duygudur aşk.
Aşk; o her aklına geldiği vakit ellerini semaya açıp duanda ilk önce ona yer vermektir. Onun için de dua etmektir. Gözlerinin içine bakamamaktır aşk. Sabır etmektir ve hep onu beklemektir. Yıllar geçse de...
Aşkın hiçbir sıfatı ve tanımı yoktur. Aşk kesinlikle dışa bakılmaz, içe bakar, gönül e bakar, kalbe bakar. Dışa bakılıp aşık oldum dememeli insan, o bir hevestir. Kaldı ki aşık onun gözlerine bakmaya kıyamaz iken...
Aşk gönül işidir. Gönlün gönül e değmesidir. Aşk bir çaresizliktir aslında, her şeyin varsa bile o yoksa içine kapanmaktır sadece onu hayal etmektir. Hep onu beklemektir. Yıllar geçse de...
Geçen gün okuduğum Hadis-i Kutsi'de ne de güzel diyordu; "Habibim eğer sen olmasaydın, alemleri yaratmazdım". Bu söz bile alemlerin yaratılma sebebinin aşk olduğunu göstermiyor mu Allah aşkına? ...
Aslında bu yazıyı kaleme alırken Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Gülşah ile Varka'dan bahsetmemek olmazdı. Aşkın en güzel efsaneleridir onlar. Öyle olmalı aşk öyle yaşanmalı. Sayfalarca yazılabilir aslında ama Yunus Emre'nin dörtlüğü herşeye bedeldir.
Aşkın aldı beni benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni...
Aşk sevdiceğinin eline ayağına kurban olmaktır. Vel hasıl kelam;
"Nefs ile savaşmaktır aşk. Yar' in eline el sürmek için can atarken, ellerini birbirine kenetleyip "ar" etmektir aşk."
Ve o yâri sevdiğini(habibi) hep kalbinde tutup sabır ile beklemektir aşk"...
*******************************************************************
Yazdığı yazıyı düzenledi ve e-mail olarak editöre gönderdi Fırat...
OLUMLU YA DA OLUMSUZ YORUMLARINIZLA, VOTELERİNİZ İLE DESTEK OLURSANIZ ÇOK SEVİNİRİM :) ...
BÖLÜMLER EKLENMEYE DEVAM EDECEK... :) // ERKAN KURMAN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNCİR ÇEKİRDEĞİ #Wattys2016
RomanceAslında Bütün mesele incir çekirdeğinde, öyle ki bazen onun içini doldurmayacak sebeplerden birbirimize düşeriz, olmadık yere kalplerin derinliklerinde tarifi imkansız yaralar açarız. İncir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden ötürü kırmak, kırıl...