12. Bölüm

13K 869 24
                                    

Şarkıyla beraber okumanızı tavsiye ederim :)

___________________


Oğuz'dan ayrıldıktan sonra arabamı yalıya doğru sürerken düşündüm.

Haydi beraber bir hesap yapalım. Düğünüm üç gün sonra... Savaş Mirova yolu çıkmaz sokak... Rüzgar ve Selin'i evlendirme işi yaş... Oğuz'u bırakırsam benim canımı okur! Ki okuyacağı benim canım olsa yine de basarım tekmeyi bir taraflarına ama benim yerime başkalarına da zarar verebilir o mahlukat! O yol da yaş... Geriye ne kaldı? Tam bir çıkmaz.

Derinden gelen bir of çekerken karanlık üç şeritli yolda arkamda beliren iki araba dikkatimi çekti. Çok dikkatli bir insan değilimdir ama selektör yapmaları beni uyandırmıştı. Ortadaki şeritten gidiyordum ve iki araba beni tam ortalarına almıştı. Nefesim sıklaşırken sakin kalmaya çalışarak arabamı en sağ şeride sürüp ilk yol ayrımından sapmayı amaçladım. Ancak niyetimi anlayan arabalardan teki hızla yoluma engel oldu.

Tamam, sakin ol!

'Ne sakin olması! Neye sakin oluyorum?! Öleceğiz! Pisi pisine öleceğiz! Musalla taşında yatarken de sakin ol dersin artık! Annenle baban gibi, bir kaza süsü verilip, öleceğiz!'

İç sesim çığlık çığlığa bağırırken benden bağımsız konuşması ilgimi çekmişti. Yani biz tek kişiyiz, öyleyse niye birinci çoğul şahıs kullanıyor bu iç ses? Az biraz sakin olsa mantıklı düşüneceğim ama acayip çığlık atıyor!

Sol arka taraftan tamponuma çarpan araba karşısında ben de çığlık atmaya başladım! Şimdi iç sesimle bir olmuş çığlık atarken iki araba beni araya sıkıştırmış sürekli çarpıyorlardı. Direksiyon hakimiyetimi kaybederken kontrolümden çıkan arabanın hızla bariyerleri aşarak sağ taraftaki ormanlık alana saptığını fark ettim. Direksiyonu sabit tutmaya çalışırken hızla bir ağaca çarptım.

***

Bilincim açıldığında sol kaşımdan akan ılık sıvıyla inledim. Kaşım patladı galiba? Ne kadar süredir baygınım ki ben?

Kısaca kendime göz gezdirirken sadece kaşımın hasarlı olduğuna karar verip kendimi arabadan dışarı attım. Emniyet kemeri can kurtarır, diye boşuna demiyorlar! O kemeri takmamış olsaydım çarpmanın etkisiyle arabanın camından savrulurdum. Şimdi sadece bir kaş patlamasıyla kurtulduğuma seviniyorum... Kamu spotunu da itinayla yerleştiriyorum buraya!

Arabanın hala dönen tekerine bakarken sadece kısa süreli bir bilinç kaybı yaşadığımı idrak ettim. Hızla arkamı dönüp arabaları görmeyi amaçladım ama bomboş bir yolla karşılaştım.

Neler oluyor?

***

Hastanede yüzüme pansuman yapan hemşireye sürekli yakınırken yanıma aynı anda gelen Oğuz ve amcamlarla yakınmalarımı onlara yönelttim. Olayın şokuyla ilk başta yakınamamış olabilirim ama şimdi Afrodit'liğime yakışmayan bir yara izine sahibim!

"Ayşe hanım, yara iziniz çok göze çarpmayacaktır. İsterseniz yarın sabah estetik cerrahiye başvurabilirsiniz. Kaşınızın tam üzeri olduğu için fark edilmeyecektir zaten."

"Ay, sen sus! Benim sarı kaşlarım güneşte belli olmuyor tamam mı? Parlayacak böyle o yara izi! Fosforlu gibi olacak! Herkes bana değil yarama bakacak bir kere! Bırakın, ağlamak istiyorum ama ben ya!"

Oğuz yanımda elleri belinde kaşları çatık beni izlerken ben hala zırlıyordum. Evet, ağlamıyor, zırlıyorum! Çünkü yapılan ağrı kesiciyle zaten acım dindi ama kimse yakınma ve söylenme hakkımı elimden alamaz!

Yaptım Bir Delilik [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin