STRESS

123 25 10
                                    

"Günaydın Nermin Hanım." dedim tebessümle.
"Günaydın yavrum. "dedi çayı ocağa koyarken.
" Kolay gelsin bu arada. "dedim tebessümle.
" Saol yavrum. "
diyerek sabah rutin konuşmamızı yaptık. Masaya geçtim, yine döktürmüş Nermin teyze. Ama aklım hâla dündeydi, sanki babam şimdi gelecekmiş kahvaltı yapacakmışız gibi hissediyordum ve bu benim suratımın asılmasına sebep oluyordu. Boş boş kahvaltı tabağıma bakarken
"Neyin var yavrum, yemeğini yesene geç kalacaksın. " dedi Nermin teyze karşımdaki sandalyeye oturarak.
" Seninle konuşmak istiyorum Nermin teyze. " dedim yeşil gözlerine bakarken.
" Tabi kızım konuşalım. "
" Bak Nermin teyze beni yanlış anlama ama ben böyle kendimi çok suçlu hissediyorum, sen evini bırakıp burada kalmak zorunda değilsin, seni istemediğimden veya memnun olmadığımdan değil yanlış anlama, ama gerçekten gerek yok zaten apartmanımız gayet güvenlikli yemeklerimi yapıp, evi temizlersin evine gidersin zaten kocaman kız oldum. " dedim bir nefesle ne kadar üzgün olduğumu gördüğünü görebiliyordum, biraz cevap vermedi
" Anlıyorum yavrum ama baban seni bana emanet etti, zaten çocuklarım yanımda değiller. Eşimede bakıcam zaten benim için sorun olmaz. " dedi. Ama ben istemiyordum gerçekten gerek yoktu ben zaten normaldede tek yaşıyor gibiydim
" Nermin teyze sen arada bir kalırsın yanımda biliyorsun evlerimizde yakın bir şey olursa hemen haberin olur, zaten son sınıfım ders çalışmam gerek. " dedim boynumu bükerek. Gerçekten böyle bir fedakarlık yapmasına gerek yok bir de babam yüzünden.
" O zaman şöyle yapalım 2 , 3 güne bir kalayım ben yanında ama temelli isteme bunu benden yavrum, emanetsin bana sen. " dedi.
" Tamam anlaştık o zaman neyse ben geç kaldım Nermin teyze iyi bak kendine görüşürüz. "
diyerek masadan bir hızla kalktım, evden çıkarak aşağıya indim. Durağa doğru yürümeye başladım, ama servis hâla ortalıkta yoktu. Cebimden telefonumu çıkarttım, biraz müzik iyi olabilirdi. Bir anda önüme bir araba durdu.
" 98'li gel okula atayım seni, boşuna bekleme. " dedi
arabadan kafasını uzatarak Atakan. Ama bu sefer binmek istiyordum, gerçekten buna ihtiyacım vardı. Daha fazla burada beklemek istemiyordum, gidip sırama uyumak istiyordum. Uzun bir süre sadece baktım .
" Hadi Mina neyi bekliyorsun? . " demesiyle irkildim.
" Tamam, geliyorum. " dedim, ama nasıl dedim onu bilmiyorum işte. Arabaya bindim Atakan bu cevabıma bayağı şaşırmış olmalıydı. Araba çalıştı.
" Ee nasıl gidiyor? " gitmiyor.
" Aynı sen? " diyebildim sadece.
" Aynı. " sitem duyuyordum sesinde, cevap vermedim.

" Bir sorun mu var Mina çok durgunsun? " o kadar belli ediyormuydum.
" Hayır. " dedim çünkü gerçekten şuan bunları konuşmak istemiyordum, her an gözlerim dolabilirdi.
" Baban seni bana emanet etti, bunu öğrenmeye hakkım var diye düşünüyorum. " dedi.
Atakan nerden biliyordu babamın gittiğini, herkesede emanet etmiş Allah razı olsun, ne ara konuşmuşlardı ki.
" Babamın gittiğinden haberin var o zaman. "
" Var dün sabah gitmeden önce uğradı, bana güvendiğini ve sana abilik yapmamı rica etti. " derken ukala ukala gülmeye başladı. Bir dakika abilik mi dedi o, her neyse bunu sonra da düşünebilirim.
" Kendisi burada olsaydı, başkalarına emanet etmekle felan uğraşmazdı. "dedim sitemle.
" Takma ya, babalar böyledir. " derken durgunlaştı bir anda.
" Baban yanında değilmi? " dedim. Bunu neden dedim, ya babası vefat ettiyse, ağzımı tutmayı öğrenemiyorum.
" Hayır. " diyerek kestirip attı. Cevap vermek istemiyordum, vermedimde zaten.
" Annemle babam ayrı, babam şuan başka biriyle evli ,ama artık umursamıyorum alıştım. " diyerek tebessüm etti. Üzülmüştüm, onu gerçekten anlayabiliyordum. Ama keşke anlamasaydım, onun hissettiklerini hissetmeseydim. Ama onun umrunda gibi gözükmüyor, bu sevindirici.
" Kusura bakma, böyle konuları konuşmam pek ama ağzımdan çıkıverdi. " dedim durumu toparlamak istercesine.
" Önemsiz. " dedi, kızmış gibiydi.
" Gerçekten önemsiz yani bu konularda önemsiz. " dedi gülerek. Rahatlamıştım.
" Annenin yanına gitmek varken niye burada kalıyorsun?" dedi.
Bir an her şey dondu, damarlarım yanıyordu, gözlerim yanıyordu, yine ağlama isteğiyle doldum, ama bunu yapmayacaktım tabiki. Görmesini istemiyordum
" Nerede olduğunu bilmiyorum. " diyebildim zorlukla.
" Nasıl yani?" derken şaşkınlığını görebiliyordum.İnan bende bilmiyorum nasıl olduğunu. Cevap veremiyordum kelimeler boğazıma takılıyordu. Ama okula gelmiştik Allahtan.
"Sonra konuşuruz, derse geç kalacağız. " derken kendimi araban zor attım, beraber yukarı çıktık, sınıflarımıza ayrıldık.

KarmaAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin