Medya; Sıla'nın giydiği kıyafet.
***
"YA AĞLAMASIN HİÇ KİMSE,
YADA GÜLMESİN ŞU HER ZAMAN GÜLENLER..."
***
Batan bir geminin, suyun yüzeyinde yüzüp, kıyıya vuran bir parçasıyım... Dibe vurmuş hayallerim ve mavi denizin ortasında hayata tutunmaya çalışan umutlarım var benim...
Çığlıklarımın duyulmadığı, yakarışlarımın dağları titrettiği ve çırpındıkça battığım bir vadideyim... Tutunacak bir dalı olmadığı zaman insanın; yaşamanın da bir anlamı kalmazmış.
Mavi denize karşı oturmuş, düşüncelere dalarken Kıraç iki elinde kahvelerle yanıma geldi.
"Karnımız tok olduğuna göre şimdi kahvemizi içebiliriz."dedi gülümseyerek.
Bu adam çok farklıydı... Hareketlerinden tut bakışlarına kadar. Sakin bir duruşu, karizmatik bir gülüşü, gerçekçi tavırları vardı.
"Teşekkür ederim "diyip uzattığı kahveyi elinden aldım.
"Afiyet olsun. Neyin var, iyi misin? Sararmışsın" diye endişeli bir şekilde bana baktı. Kahvemden bir yudum alıp gözlerine baktım. İyiyim demek istemiyordum, çünkü iyi değildim. Uzun uzun hiç çekinmeden baktım gözlerine. Huzur doluydu orası. Neden hiç bilmiyorum ama hep bakmak istiyordum.
Sıcak bir avucun yanağıma değmesiyle kendime geldim.
"Sıla lütfen, iyi görünmüyorsun bana her şeyi anlatabilirsin." Dedi bu sefer. Rüzgârdan uçuşan saçlarımı düzeltti ve daha da endişelendiğini bariz bir şekilde belli etti.
"Sorun yok ben iyiyim. Yani iyi olmaya çalışıyorum."diyip sırıttım. Doğrulup ayağa kalktım ve kumun üzerinde yürümeye başladım.
"Emin misin?" diye sordu ve arkamdan geldi.
"Beni bu kadar üstelemen polis olmandan mı kaynaklanıyor? Yok, yani çok soru soruyorsun da."diyip güldüm.
"Suçluyu ve sevimliyi sorgulamak aynı değil. İkisi de farklı yöntemler Mavi."diyip gülümsedi.
"Sevimli olmadığıma göre burada suçlu ben oluyorum memur bey."diyip bitirdiğim kahve bardağımı masaya bıraktım.
"Sanırım haklısın. Mavi rengin ile suç işleyip, mavi denizi bile arkana alabiliyorsan en büyük suçlu sensin."diyip saçlarını düzeltti.
"Tutuklamalısın o zaman. Bir psikopata bağlayabilirim."derken bende saçlarımı sağ omzumun üstüne aldım.
"Temiz ellerle, suçlu gözler için kelepçe vurmak büyük suç olur Mavi..."
Bu adam nede güzel cevap veriyor öyle Allahım! Ne desem bir karşılık veriyor. Evet konuyu değiştirmeyelim malum bu kadar iltifatı kaldıracak bünyeye sahip değilim.
"Ailen var mı?"diye sordum. Merak etmiştim. Acaba annesi nasıldı, ya da babası. Kime çekmiş olabilir?
"Evet, var."
"Birlikte mi yaşıyorsunuz? Onlar burada mı?" Ellerini ceplerine koyup iç çekti ve başını çevirip bana baktı.
"Hayır maalesef. Annem ve babam Mardin'deler. Bende işimden dolayı 4 senedir burada yaşıyorum."dedi. Şaşırmıştım ne alaka Mardin.
" Nasıl yani. Mardin derken? Neden oradalar?"dedim. Kocaman gülümseyip,
"Memleket orası çünkü, ben orada doğup büyüdüm." Dedi. Bu sefer bende güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT KIRIKLIĞI
Teen FictionDİKKAT!! BİRAZ KOMİK FAZLACA DRAM İÇERİR !! Hem okul, hem hayat şartlarıyla ayakta durmaya çalışan vazgeçilmez diye bir şeyin olmadığını acı bir şekilde öğrenen, bununla birlikte hayatına yeni bir sayfa açan ve başına buyruk hareket edip biraz f...