# Charice - The One That Got Away #
*******
Hayat acımasızdır.
Tek bir gece gök gürültüsüyle uyandın diye karanlıktan korkmayı öğretir sana.
Tek bir ihanette tüm ömür boyunca güven kaybetmeyi...
Tek bir insanda dibe vurdun diye herkesi aynı zannetmeyi...
Tek bir yalanda en büyük doğrulardan bile şüphe etmeyi...
Tek bir kez kırıldığında paramparça olabilmeyi öğretir.Oysa, tek bir gülümseme akan tüm gözyaşlarını da alıp götürsün ister insan mesela.
Tek bir kalp çarpıntısı yok etsin o büyük kalp kırıklıklarını.
Tek bir sadakat kırıntısı örtsün üstünü bütün ihanetlerin.
Ya da tek bir doğruyla silinsin geçmişin tüm yanlışları.
Tek bir sarılış unuttursun dokunulmadan geçen tüm yılları.Ama; hayat acımasızdır. Kayıplar yaşatır kazançlara ulaştırmadan daha, ağlamayı öğretir gülmekten çok önce.
O gece bardan çıktığında cüzdanına elini attığı an içinden taksiye verecek yeterli paranın çıkmayacağını biliyordu Defne. Ama sırf Andaç'ın o ailenin varlığından faydalanışını, ona söylediği para için evlendiği yalanının gerçeğe dönüşünü, bununla yüzleşmeyi görmemek uğruna onunla inatlaşmıştı. Başının çaresine bir şekilde bakma kararı almıştı.
Tâ ki o eski Mercedes'i, onun bir zamanlardaki tabiriyle 'yarasa ihtiyar'ı görene dek. O saniye onun kırılma anı olmuştu. Algılarının kapanışı, haklı çıkmanın kazancıyla geçmişe yenik düşmenin kaybının başa baş noktasını yaşamıştı. O andan sonraki dakikalarda kendisini bırakmaktan alıkoyamamamıştı bu yüzden. Minik bir zaman diliminde de olsa olanları, cezaları, savaşları, mesafeleri boşvermişti. Bilerek ya da bilmeyerek, umursamamıştı.
Ve arabada geçirdiği tüm o zaman diliminde anlamıştı ki; o, sakızdan çıkmış, geçmişi yansıtan ufak bir dövmenin kalıntısına yenilecek kadar bile güçsüz kalabilirdi. Peki, basit bir şeklin iziyle bile mantığına dur verebiliyorken; bir gün başka bir sebeple çok daha güçsüz kalma ihtimali ne olabilirdi...
Odasındaki dolabın kapağının iç kısmında bulunan ve kapağı kaplayan aynanın karşısına geçti bu düşüncesinin üzerine. Salınık saçlarını toplar gibi yaparak tek bir omzuna attı. Üzerindeki elbisenin yanında bulunan fermuarı açtı, elbiseyi üzerinden sıyırdı ve bedeninden akıp yere düşmesini izledi.
İç çamaşırlarıyla kaldığında kendisine daha dikkatli baktı. Sol tarafına döndü. Sütyeninin kopçasına elleri gittiğinde derin bir nefes aldı ve onu da üzerinden çıkararak yerdeki elbisenin üstüne bıraktı. Yeniden aynaya odaklandı.
Kolunu kaldırdı ve sağ eliyle; sol göğsünün hemen yanından başlayan, koltuk altından aşağıya doğru inen dövmeye baktı: Defne Ağacı ve Zümrüd-ü Anka'nın uyumla bütünleşmesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
General Fiction"Bazen, geçen sadece zamandır, bazı acılar bâki kalır. Bazı sözler bedenlere, bazı aşklar kalplere, bazı dostluklar da anılara saklanır..." Yetimhanede büyümüş dört arkadaşın kayıp zamanlarının, yok oluşların, katlanılamaz acılara rağmen hayata ye...