/ 132. Bölüm /

4.6K 245 69
                                    

Selam Kuzularım.

Nasılsınız? Bölüm geldi. Bebeğimizin cinsiyeti de belli oldu. İstekler ayrıydı tabii ama yapacak bir şey yok. Bunu daha önce düşünmüştüm sadece size de bir sorayım dedim. Merak etmeyin daha boy boy bebek yaptırırım ben bunlara. Sizin dediğiniz de olur. Umarım beğenirsiniz.

Hem merak etmeyin aklımda hain planlar var. Hem anneci hem babacı bir çocuk yapacağım bu da size spoii olsun. Bizde yerine göre şekil şukuluz adamım! :D

Keyifli Okumalar! :)

°Zeynep°  

Aradan geçen bir aydan sonra bizde de bir şeyler elbette değişmişti. Aşermelerim gereksiz yere artmış, sonra birden durulmuştu. Kilo almak bir yana dursun bence zayıflamıştım bile ama bunu tek ben fark edebiliyordum. Gerçi tartıda bir değişiklik yoktu ama olay gözdeydi. Ya da benim beynimi istila eden Kerem'in şişmansın diye sürekli benimle dalga geçmesindeydi. Hah! Bilemiyordum!

O zor ve iğrenç günleri hafif de olsa geride bıraktığımdan dolayı mutluydum. Her yemekte ve her kokuda kusmaya gidişimle artık bebeğime bile sövecek kıvama gelmiştim çünkü.

Balayımızdan döndükten üç gün sonra da işe başlamıştım. Yokluğumda bana gelenler başka yerlere gitseler de vefalı, beni terk etmeyen bir grubum da vardı.

Zeki, cingözler giydiğim salaş kıyafetlerden bile hamileliğimi de biliyorlardı. Hoş, bir keresinde Kerem'le yakalandığımız gazetecilerden sonra bilmeyen de kalmamış olabilirdi tabii. 

Bu olay daha yeniydi. Dört gün öncesine dayanıyordu ama dört gün neler neler demekti.

Kemâl Bey de iyice benim üzerime düşer olmuştu. Kerem'in bir posta esip gürlemesinden, burada çalışmayacaksın, milletin sikik sorunlarını kafana takmayacaksın ve benzeri laflarından ötürü günde iki kez yanıma gelip beni kontrol ediyor, bir şeye ihtiyacım var mı yok mu diye soruyordu. Yetmiyormuş gibi gün boyu muayenehanenin önünde birkaç koruma bekliyordu.

Sonuçta nerede aşereceğim belli olmaz diye. 

Kerem'e en olmadı gel, sen de benim yanımda kal diyordum ama beyimiz kendini iyice spora falan vermişti. Can'la takılıyor arada bir şirkete uğruyordu. Hayat ona güzeldi ben de onunla günümü gün edebilirdim ama evde de sıkılıyordum be. Üstelik bebeğim tam anlamıyla beşinci ayına yaklaşmıştı. Zaten bu gidişle yakında eve kapanacaktım.

Ya da annemle o eksantrik kurslara giderdim.

Bizim kızlardan da bana pek hayır yoktu.

Yağmur hayatının ilk aşkını doyasıya yaşamak ister gibi, istemekten çok daha fazlasını yapıyordu, boş bulduğu her an soluğu Can'ın yanında alıyordu. Şirket bile aşk yuvası olup çıkmıştı, son dediğine göre biraz öpüşmekten öteye gitmişlerdi ama Yağmur evlenmeden olmaz ayağında kendini geri çekmişti. Ben onun içindeki yolluyu bilmez miydim ama ben gibi olmaktan korkuyor olabilirdi. Evlenmeden hamile kalmaktan yani. Peh! Bunda korkulacak ne vardı ki? Ben gayet mükemmel bir evliliğin keyfini sürüyordum işte.

Berralar da bekarlığın zirvesini yaşıyorlardı. Yaz gelince ikisinin de işlerinden dolayı kıskançlıkları hat safhaya ulaşmıştı ve en son Rüzgâr dayanamayıp Berra'nın doğum gününde hepimizin şaşıracağı bir şekilde evlenme teklifi etmişti. Şaşıracağı derken, şaşalı gösterilerden, abartılı romantiklikten bahsetmiyordum. Sadece yakınları olarak ben ve Yağmur'un bile haberi olmadığını söylüyordum. Aniden gelen bu sürpriz Berra'da da bir kalp çarpıntısı oluşturmuştu tabi. Kızın bir de astımı vardı Allah'tan ucuz yırtmıştı. Neyse onlar da yakında ,isteme töreni gibi şeylerle uğraşacaklardı. Bakalım, ben doğum yapınca düğün yapın diyordum ama beni dinleyen kimdi üstelik daha çok var diye takacaklarını da sanmıyordum. Yakında bir düğün kapımızı çalacak gibiydi.

Dengesiz [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin