WITHIN TEMPTATION / PARADISE
Keyifli okumalar.
♓♓♓
Cehennemin kapısını tıklatmış, habersiz ruhlar içinde yanacakları ateşin büyüklüğünü bilmezler. O ruhlar duyguların aldatıcı bir oyunu içerisinde bariz olan tezahürleri göremez ve hayatın yanıltıcı suallerine yanlış cevapları verip cezalarına boyun eğmek zorunda kalırlardı.
Her ne kadar benim ruhum kaldığı tezatlıklar arasından hiçbir şekilde bir ateşin içerisine girmese bile o büyük alevlerin ısısını taştan duvarlarında hissetmişti.
Boyun eğmek benim için her zaman imkansız kelimesine eş değerde olan en ön sırada ki terim olmuştu.
Cehennemin kapısının önüne kadar gelip elimi kapıyı çalmak için kaldırmış fakat her seferinde o kapının önünden geri dönmüştüm. Bugün ise farklıydı her şey.
Bir kaç saat önce ya da belki bir gün, aptallığıma kurban giden bir Meltem vardı karşımda. Ölümün kapısından geri dönüp buzdan yapılan o ela gözlerin sahibinin parmak uçlarında bilincimin karanlığa gömülmesine engel olamamıştım.
Bana verdiği cezalar da elimi bağladığı ipin aynısını bir not kağıdının etrafına sarıp, bir nevi benim gözümü korkutarak, sözde acı derslerinden birisine daha çekmek istiyordu beni ama atladığı bir nokta vardı.
Ben korkmuyordum. Ben korkak değildim.
Onun yaptıklarından ya da yapacaklarından çekinecek ya da geri duracak hiç değildim.
Önüme açılan cehennemin kapısı bile olsa, ateşlerin içinde dans edeceğimi bilsem de, adımlarımı kendimden emin bir şekilde atar ve sözde cehennemlerinde kendi meltemlerimi estirirdim.
Elimde tuttuğum not kağıdını katlayıp cebimin içine sıkıştırdım. Odanın köşesinde ki dolaptan asılı duran ve üzerinde ki kan lekeleri ile bana sırıtan kıyafetlerimi tek sefer de hızla üzerime geçirdim.
Salaklığımın somut sembolü tişörtümün üzerinde duran o kan lekesiydi. Elimi enseme götürünce parmaklarımı gıdıklayan Bandaj ise ikinci bir somut delildi.
Daha fazla oyalanmadan, tişörtümün altına sıkışan saçlarımı omuzlarımın üzerinden attırdım, başıma bir ağrı saplandı, aldırmadım.
Dolabın en altına koydukları bir çanta vardı. Çantanın içini açınca gördüğüm evin anahtarı ve telefonumdu, bunu yapsa yapsa Melek teyzem yapardı.
İyiki yapmıştı.
Eşofmanımın cebine attıktan sonra anahtarı ve telefonu, hızla çıktım odamdan. Akşam saatleri olduğu için koridor da yürüyen bir kaç hasta ve koltuklar da bekleyen bir kaç hasta yakını dışında kimse yoktu. Önüme dönüp aceleci adımlarla koridoru arşınlayıp, merdivenlerden hızla indim.
Alt katta ki danışmaya geçip, çıkış işlemlerini hallederken, "Meltem?"diye hafifçe bağıran teyzemin şaşkın sesini ardından,"Neden çıktın sen yatağından?"diye endişeli bir şekilde sorduğu soru cümlesi izleyince, dişlerimi sıkıp içimden güzel bir küfür savurdum.
Arkamı dönüp, teyzemin titrek mavi gözlerinin içine baktım,"İşim var teyze."ifadesiz bir şekilde çıkan ses tonuma engel olmak aklımın ucundan bile geçmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☠ASİL ESEN MELTEM☠
ChickLitSERT KIZ SERİSİ | 2 Ateşti bu, iyi bilirdi yakmayı. Yakmaya devam etti... Bir ruh kül olmuşken, o ruhun eşi hayatını o ateşin ellerinde kül etmişti. Fakat o kadar denen ateşin durmaya niyeti yoktu. En iyi bildiğini yapmaya devam ederken ateş, duyg...