ATEŞ

A-39

"E kimse yok Burada? " Işıl'ın sorusunu cevapsız bırakırken tuttuğu elini daha da sıkı tutarken dikkatle ilerletti.
"Gel bakalım terasta kimler var. "
"Ateş kapalı burası. " karanlıkta zorda olsa merdivenleri inerken ilerleyen Ateş'in ardından ilerledi. Geldikleri mekân Sarp'ın da ortağı olduğu bilindik bir gece kulübüyken bulunduğu konum dolayısıyla sahip olduğu denize sıfır bir şekilde tasarlanmış terasına doğru ilerlediler. Önde ilerleyen Ateş'in adımlarını yavaşlatması ile sorarcasına Ateş'e baktı.
"Gel bakalım. " uzanarak belinden çektiği Işıl'ı öne geçirirken ilerlemesi için hafifçe yönlendirdi. Karanlık terasa adım atan Işıl ile boğazı renk cümbüşüne çeviren havai fişekler patlamaya başlarken aydınlanan teras ile şaşkınlıkla eli ağzına giderken karşısındaki kalabalıkta gezdirdi bakışlarını. Dalga dalga kulağına dolan bilindik melodi ve alkış sesleri ile inanamayarak Ateş'e döndü.

"Ateş? "

"İyi ki doğdun gökyüzüm. İyi ki girdin hayatıma. " titreyen ellerini Ateş'in boynuna çıkarırken sıkı sıkı sarıldı.
"Çok güzel. "
Mutluluk ile gözünden akan bir kaç damla yaşa rağmen gülümserken tekrar ardında kalan topluluğa döndü.
Mekânın ortasına kadar getirilmiş pastanın hemen yanında duran Pelin sabırsızlıkla sesini duyurmak için bağırdı.

"Hadi gel, üfle artık. " üzerindeki şaşkınlığı giderek atarken titreyen adımları ile Pelin'in yanına ilerlerken gördüğü Emir'e sarıldı.

"İyi ki varsın. "

"Ağlayacağım şimdi. "

"Abla, ağlıyorsun zaten. " gülerek Emir'den ayrılırken eli ile akan yaşları silerek Pelin'in yanına ilerledi.

"İyi ki doğdun benim güzel kalpli arkadaşım." Sarıldığı Pelin'den ayrılırken servis arabasının üzerine yerleştirilmiş pastaya baktı.

"Bu kesin senin işin. " diyerek Ateş'e kafasını çevirirken eliyle üzerinde süpürgesinde oturan sarı cadıyı gösterirken tekrar pastaya döndü.

"Teşekkür ederim. Çok mutlu oldum."

"Hep olun. Yanımda, hayatımda"
Üflediği mumlar ile tekrar etrafındaki kalabalığa bakarken tek tek hepsine sarıldı.

"Of ya gene geç kaldım. " diye söylenerek içeri giren Mine ile şaşkınlıkla ağzından çıkan çığlığa engel olmazken yaklaşmasını bekledi. 

"Mine?"

"Ben borçlarımı öderim. Kaçak bir doğum günü sözüm vardı. " Diye konuşan eski arkadaşına sarıldı.

"Tabi benimki Enver amca ve fare istilası kadar etkili değil ama. Ana yüreği yavrumu bıraktım geldim. "

"Çatlak kız, unutmamışsın. "

"Hergün böyle planlarla karşılaşmıyorum. " Özlemle tekrar sarıldı arkadaşına.
"Çok özlemişim. "

"Bende çok özledim. Neyse hadi bırak şimdi bunları. " Işıl'dan ayrılırken her zamanki gibi memnuniyetsizce etraftakilere kapris yapan Selim'e döndüler.
"Ayol bu ne kadar sakin parti? Kızz, okyanus hani benim içkim?" Işıl acıyan bakışları ile Deniz'e bakarken göz göze geldiği Deniz omuzlarını öne iterken bara doğru ilerledi. Yanlarına gelen Ateş ile Mine'yi tanıştırmak için atılırken Mine durdurdu.

"Zaten tanıştık. Sağolsun Ateş haber verdi. Öyle geldim."
"Sen Mine'yi nereden tanıyorsun?"

"İnsan bir prensese aşık olup içinden yaramaz bir kız çıkınca kolay kolay unutamıyor. "
"Ben her zaman prensesim." Diyerek saçlarını savururken.
Korkut'un patlattığı şampanyayı kadehlere doldurmasını beklediler.  Uzatılan kadehlerden birini de kendisi eline alırken hep beraber havaya kaldırdılar.