Hakan'dan gözlerimi alamamıştım. Gözlerinin güzelliklerinde kaybolmuştum sanki, Gamze'nin dürtmesiyle kendime geldim. Hey saçmalıyordum, neydi bu böyle ilk görüşte aşk mı? Binlerce defa gördüğüm Hakan'dı işte. Kendimi tokatlayasım vardı. Tokatlayasım var derken yanlış anlamayın lütfen. Vay be ne kadar içiniz fesat.
''Hoş geldin Hakan, neden bu kadar geç kaldın.'' dedim.
''Birazcık trafik vardı, sırf bundan dolayı gelmemezlik yapmayacaksın herhalde ? Telefonda söylediklerini duyumsamazlıktan geliyorum anlaştık mı ? Ben buraya seninle güzel bir gün geçirmeye geldim. Seni özledim prenses, kırma beni daha fazla.''
Ne söyleyeceğimi şaşırmış laf yetiştirmekten bıkmış durumdaydım, lütfen ama rahat bırakın beni kafamı dinlemeye ihtiyacım var benim. Hem bu prenses de neyin nesi kaç defa kullanma şunu demiştim. Aptal çocuk ! Şu bakışlara bakın hele tam tamına üç çift göz beni süzmekteydi. Yok anam yok ben bunlardan kurtulamayacağım.
'' Pekala, sizden kurtulamayacağım yalnız fazla uzatmak istemiyorum sinemaya falan gidelim sonra eve gidip yatağımda uzanmak istiyorum.'' dedim.
''Yeees !'' diye çığlığı koparmaz mı bizim Gamze. Vallahi yerimde hopladım. Bunların hepsi bir ayrı deli. ''Hadi ama çıkalım şuradan kök verdiklan okulun bahçesine.'' dedi Gamze.
İşte buna gülünürdü. Sesli bir kahkaha attım.Okulun bahçesinden çıkma vakti gelmişti artık, ağır adımlarla çıkışa doğru ilerliyorduk, şöyle dönüp bir arkama baktım. ''Hoşça kal lanet olası okul seni kimse özlemeyecek. '' diye söylendim sessizce. Sibel beni duymuş olmalı ki koluma girdi kulağıma eğilip '' Hayır ama dostum, seni kötü hatırlamasına izin verme hadi ona bir öpücük gönder.''
Ney öpücük mü dedi o ? Ne öpücüğü ?
'' Kime öpücük atayım Sibel ne diyon ?''
'' Haksızlık ediyorsun Beyza. Okulumuz hakkında böyle konuşma, koskoca dört yıl geçmiş az değil ya. Bence lanet olsun yerine bir öpücüğü hakkediyor.''
Sesli bir kahkaha daha patlattım. Hakan'la Gamze önümüzden yürüyorlardı, ikisi birlikte arkaya dönüp baktılar. Yok bir şey dercesine elimi salladım. Sonra Sibel'e dönerek ''Bir öpücüğü hakkediyor gerçekten, hadi Sibel birlikte...''
Sonun da okulun bahçesinden adımımızı dışarı atmış, Hakan'ın arabasına doğru ilerliyorduk. Hakan ve Gamze'nin hala arkasındaydık. Arkada olmamız Gamze'yi bir sapık gibi arkadan süzmeme yaramıştı. Fesatlığınız yine başladı biliyorum, lütfen aklınızdaki o pis düşünceleri silin. Tabi ki de lezbiyen değilim. Aman tanrım neden böylesiniz? Sadece Gamze fazla güzel bir kız benden biraz uzun işte ne desem sadece 10cm 'cık kadar. Birazcık da mavi gözlü sarışın olunca, neyse işte güzel ve şuan kendisi benim sevgilimin kolunda yan yana yürüyüp o güzel kalçasını sağa sola sallayıp duruyor. Sanırım o güzel kalçalar benim tekmeğimi özlemiş, ama ben bunu yapmayacağım Gamze'nin istediğini onun eline vermeyeceğim. Arabaya doğru yürüyerek'' Bugünün elbet yarınları olacak'' diye söylenip durdum içinden. Söylene söylene arabanın yanına gelmiştik. Gamze Hakan'ın kolundan sonunda çıkmayı akıl etmiş, gelip benim yanağıma bir öpücük kondurmuştu.
''İşte geldiiik'' dedi. 32 dişini gösterircesine. Allah'ım bu nasıl bir rahatlık ağzının ortasına bir yumruk çakasım geldi. Bunu içimde tutamazdım. Hayır tabi ki de yumruk atacak değildim sadece söz ile beyan edecektim. Hakan'ın duymayacağı şekilde ses tonumu ayarladım. Gamzenin kolundan tutup kulağına eğilerek, ahh ne eğilmesi bunu yazarken bile utanıyorum. Parmak uçlarıma kalkıp aynen şöyle söyledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON GÜVENİN SONU (TaMaMLAnDI.)
Misterio / SuspensoBeyza artık mezun olmuştu. Sınav streslerini atlatmış ailesiyle geçireceği tatilin hayaliyle heyecandan yerinde duramıyordu. Bilemezdi ki ansızın babasından gelen kötü bir haber ile hayatının altüst olacağını. Her gün bir başka yakınının güvenini ka...