2 yıl sonra…
‘’3 deyince tamam mı?’’
‘’Tamam’’
‘’Biir, ikii, üüç!’’
‘’Ya Rüzgar olmuyor. Üç deyince kaldır şu koltuğu sen üçten sonra kaldırıyorsun.’’
‘’Yarım saattir üç deyince kaldırıyorum Yağmur kollarım koptu burada haberin var mı?’’
Haberim olmaz olur mu? Ben de o yarım saat boyunca koca halıyı koltuğun altından çekmek için mücadele verdim.
Rüzgar severse taşınacağı şehri ona sevdirmiştim. 1 yıl boyunca Doruklarda kalmıştı.
Bu sırada eski spor salonunu kapatmış burada yenisini açmıştı. 1 yıl da Doruklara yük olmak istemediği için spor salonunda yatıp kalkmıştı.
Ve şimdi biriktirdiği parasıyla bir araba ve dubleks ev almıştı.
‘’Yeter Rüzgar bence bu iyi boş ver elleme öyle kalsın, yoruldum bahçeye iniyorum dinlenmem lazım.’’
‘Tamam’ demek için başını salladığında çoktan oturma odasından çıkmış bahçeye gidiyordum.
Evi huzur verici bir sessizliğe hakimdi.
İki katlı bu evin önünde küçük bir havuz etrafında şezlonglar vardı. Bahçenin geri kalanı hep çimenlerle kaplıydı. Bahçe duvarlarının olduğu kenarlar küçük çam ağaçlarıyla doluydu.
Balkon ile bahçe birbirine birleşikti. Balkon kapısından bahçeye çıktığımda ağır ağır bahçe salıncağına doğru ilerledim.
Oturduğum yerden biraz aşağıya kayıp ayaklarımı yere uzattım. Küçük sarı yastığa sarılıp gözlerimi kapattım.
Ultra yakışıklı sevgilimle her şey istediğim gibi gidiyordu. 2 yıl geçmesine rağmen daha hiç büyük kavgalardan etmemiş hiç ayrılmamış birbirimizden nefret ettiğimizi söylememiştik.
Rüzgar beni en az onu sevdiğim kadar çok seviyordu. Zaten bu yüzden hala birlikteydik.
Hasta olduğumda hep yanımdaydı. Babam da onu çok sevmişti. Neredeyse her günümüzü birlikte geçiriyorduk.
Aslında eskiden olsa Rüzgar yerine Doruk olurdu. Doruk’a ne olduğunu bilmiyorum. Git gide benden uzaklaştı. Şimdilerde ise neredeyse hiç görüşmüyoruz.
Onu özledim, gerçekten özledim. Ama bir türlü yanına gidip bunu söyleyememiştim. Hep benden kaçmıştı.
Okul takımından da çıkmış. Elif söylemişti. Ancak bu sayede ondan haber alabiliyordum. Elifle araları çok iyiydi. Sevgili olduklarını sanmıyordum. Öyle olsa zaten Elif çığlık ata ata gelir ve bana anlatırdı.
Rüzgar yanıma gelip oturduğunda yastığı bırakıp başımı göğsüne yasladım.
Kokusunu içime çekerken saçlarımla oynuyordu.
‘’Bugün Doruk’u ziyarete gidicem. Sen de gelmek ister misin?’’
‘’Sanmıyorum Rüzgar. Doruk benden soğudu ve görüşmek istemiyor. Sen kuzenisin. Git ve güzel vakit geçir.’’ Dediğimde eğilip yanağımı öptü.
‘’Ben de alışverişe çıkarım ne zamandır yeni kıyafetler almıyorum kendime.’’diye devam ettim.
‘’Seni eve bırakayım. Ordan Doruklara geçerim.’’ Dediğinde kokusunu içime çekmek için göğsüne yaslamış olduğum kafamı kaldırıp ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♔ÇAKMA PRENS ♔
Teen FictionÇocukluk aşkına yıllarca 'prenses' diyen Doruk, Yağmur'un da ona 'prens' demesini bekledi. Doruk kuzeni Rüzgar gelene kadar umudunu hiç yitirmemişti. Yıllarca saklanan gerçekler ortaya çıkacak. Yağmur kimi seçecek ? 'Prens' demesini bekleyen Doruk'u...