Bana güvenin Ali'ye çok küfür etmeyin ahaha yorum bırakmayı unutmayın, keyifli okumalar<3
Ali asistanını arayıp tüm toplantıları iptal etmesini istediğinde boş boğaz kız dün Selin'in oraya geldiğinden bile bahsetmişti. Selin dün buraya geldiyse ve dün gece ona tüm gün şirketteydim diyebildiyse başı fena halde beladaydı. Ali gülümseyerek telefonu kapattığında, dudaklarını küstahça yana kıvırarak kahkaha attı. Madem oyun istiyordu Selin, oyun başlasındı o zaman!
***
Selin ve Tuğçe apar topar evden çıktıklarında telefonuna gelen mesaj ile duraksadı."Sabah çok güzel uyuyordun uyandırmaya kıyamadım, geç gelirim yine merak etme."
Selin tıslayarak mesajı sesli bir şekilde okuduğunda Tuğçe de şaşkın bakışlarla ona bakıyordu.
"Oha kızım ya, hiç Ali'nin tarzı şeyler değil bunlar Selin."
"Ben onun tarzını..."
Tuğçe elindeki gözlüğü gözlerine yerleştirirken arabanın aynasından kendisine baktı ve saçlarını düzeltti.
"Ee nereden başlıyoruz şimdi?"
"Anne kuzusu Maviş annesini bilgilendirmiş mi onu öğrenelim."
"İyi ama nasıl?"
"Sen yapacaksın tabii ki, bizim aramız belli."
Tuğçe onaylayarak başını salladığında Selin de direksiyonu Sevilay'ın moda evine doğru çevirdi. Şu an kaç ile gittiğini bilmiyordu ama bildiği ve emin olduğu tek şey Ali'yi bulur bulmaz geberteceğiydi.
"Ziyarete gitmiş gibi davran Tuğçe, belli etme."
"Bana işimi öğretme tatlım, ben doğduğumdan beri entrikaların içerisindeyim. Hatta birçoğunda başrolüm."
"Aman iyi be, bir şey de söylenmiyor. Göreceğiz bakalım."
Moda evine geldiklerinde Tuğçe kendisinden emin bir tavırla arabadan indi ve Selin de arabayı görünmeyen dikkat çekmeyecek bir yere çekti.
Tuğçe herkesin harıl harıl çalıştığı moda evinde fark edilmemiş olmanın haklı hayal kırıklığını yaşarken havalı bir şekilde gözlüklerini çıkardı ve gözleri ile Sevilay'ı taradı.
"Sevilay teyzeciğim..."
Onu bulur bulmaz ona doğru hamle yaptı ama Sevilay o kadar yoğundu ki bakışlarını bile kaldırmadan yaptığı işe devam ederek "Tuğçe'cim..." diye mırıldandı.
"Burada neler oluyor?"
Tuğçe herkesin etrafında fır döndüğü şeye bakıp bir beş dakika kadar öylece kalırken hayatında gördüğü en güzel gelinliğe sahip olabilmek için bir servet ödemeyi göze alabileceğini fark etti.
"Ama bu harika... Efsane. Sevilay teyzeciğim sen bir efsanesin."
Sevilay olumlu bir şeyler duymaya ihtiyacı varmış gibi minnettar bir şekilde bakışlarını kaldırdı ve gülümseyerek henüz tamamlanmadan bile insanın başını döndüren gelinliğe baktı.
"Çizimin bana ait olmasını çok isterdim, ama değil."
"Kimin?"
"Özel... Çok özel bir müşterinin."
Tuğçe birkaç dakika daha gelinliğin büyüsüne kapılmış bir şekilde bakarken telefonuna peş peşe gelen mesajlar yüzünden ilgisi dağıldı.
"Öğrendin mi?" temalı 3 , "Nerdeymiş?" temalı 4, "Hadiiii!" temalı 9 mesajla karşılaştığında, Selin'in ne kadar hızlı yazabildiğini bir ara takdir etmesi gerektiğini aklının bir köşesine yazdı. 'Dur kızım çatlama!' Selin'e mesajı gönderdikten sonra hızla konuyu açabilmek için konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstemiyorum Git! Alsel
FanfictionRüya gibi bir aşk, güzel giden bir evlilik ve harika bir bebek... Filmlerden ya da kitaplardan beklediğimiz mutlu son bunlar değil mi? Peki ya bunlar olduğu halde oluşan mutsuzluklar? Peki tüm hikaye asıl burada başlıyorsa? Kızının doğum sancıla...