Jimin telefonunun tuş kilidini açıp kapattı. Yine bir mesaj yoktu. Aslında mesajlar vardı ama istediği kişiden yoktu. Gelenlerin hepsi kendisine ilanı aşkta bulunan kızlar ve erkeklerdi.
Yatağına kendini fırlatırken gözlerini tavana dikti. O kavganın üzerinden 1 hafta geçmişti ve Dori'den hiçbir haber yoktu. Okula dahi gelmiyordu. Bazen gecenin bir saati uyandığında penceresinden baktığında onu görüyordu. Kendi penceresine bakıyor oluyordu ama Jimin'i görür görmez ışığını kapatıp karanlığa karışıyordu. Bu en son yaşandığından beri 3 gün olmuştu. Akşamları da odasının ışığı yanmıyordu artık.
Jimin tekrar telefonunun kilidi açtı. Gece yarısı olmuştu. Acaba şuan uyuyor muydu? Jimin 1 haftadan beri çalışma masasının üzerinde duran geceliğe baktı. Dori'nin gelip alacağını düşünmüştü ama gelmemişti. Eli geceliğe uzanırken yataktan doğruldu. Hala Chidori gibi kokuyordu. Jimin içindeki hissi özlemle eşleştirdi. Saat 1e yaklaşırken tekrar yatağına uzandı.
Chidori gece yarısını geçmişken evine geldi. Arkasında ise Jungkook vardı. Ellerini birbirlerine kenetlemiş eve yaklaşıyorlardı. Kapının önüne geldiklerinde Jungkook kızı kapıyla arasına aldı ve kızın dudaklarına yapıştı. Jimin penceresinden izlediği sahneye inanamıyordu. Bu karşısındaki Chidori olamazdı. Onun Dori'si bunu yapmazdı.
Jungkook kızın dudaklarından ayrılıp boynuna öpücüklerini kondurmaya başladığında kızın başı soluna düştü. Gözleri penceredeki Jimin'i bulduğunda yüzünde bir sırıtış belirdi. İki yanındaki ellerinin birini Jungkook'un saçlarına diğerini ensesine koydu. Son kez Jimin'in gözlerine bakıp Jungkook'u boynundan uzaklaştırdı. Çocuğun tekrar dudaklarına uzanırken Jimin'in onları izlediğini biliyordu. Kız tek eliyle kapıyı açmayı başardığında yüzüne milimlerle uzak olan çocuğa dişlerini göstererek gülümsedi. Onu içeriye çekerken, son kez Jimin'e baktı. Jimin o bakışta nefret, iğrenme ve öfkeyi gördü. İkisi eve girerken kendisi pencerenin yanından kayarak yere oturdu.Jimin alnından terler akarak uyandığında kendisine gelemedi bir süre. Gördüğü neydi öyle. İkisi. Jungkook ve Chidori. Bu gerçek olamazdı.
Yataktan kalkacağı sırada kucağındaki geceliği fark etti. Gözleri pencereye giderken perdesinin kapalı olduğunu fark etti. Yani gördüğü bir rüyaydı. Öyle değil mi? Onların ikisi hiç öpüşmemişlerdi. Jungkook o eve hiç girmemişti.
Jimin içinde bir rahatlama hissederken kendini tekrar yatağa bıraktı. Yanındaki telefonu eline aldı ve saate baktı. Neredeyse 3 olmuştu. Zaman geçmiyordu. Chidori olmadığında zaman çok yavaştı.
Jimin pencereye gidip perdeyi açtı. Dışarıda hafif bir yağmur vardı. Ama onun asıl dikkatini çeken Dori'nin odasının ışığının yanmasıydı. Jimin hiç düşünmeden balkona çıktı. Dori ile evleri fazla yakındı. Küçükken de birbirlerinin evine balkonlarından geçerlerdi.
Jimin ıslak zemine bastığında biran kayacak gibi oldu ama kendini toparladı. İleriye atılıp balkonun demirlerine tutundu. Ayağını fayanstan zemine koyduğunda kaydı. Son anda diğer elini de balkon demirine sardığı için yere düşmemişti. Yine de şuan havada asılı kalmış olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Ayağını yukarı atmaya çalışırken balkondaki bir saksıyı devirip aşağı düşmesine neden oldu. Ayağını bir türlü balkona atamıyordu. Yağmurda ıslanmış saçları gözlerine dökülmüştü, bu görüşünü engelliyordu.
"Jimin?" Duyduğu sesle başını yukarı kaldırdı Jimin. Chidori pembe pijamalarıyla karşısında duruyordu. Onun sağlıklı olmasına sevinmişti. Yüzüne bir gülümseme yerleşirken konuştu. "Selam." Chidori demirlerden dışarı sarkarak Jimin'i kolundan yakaladı. Onu yukarı çekerken Jimin ağırlığını yukarı verip kendisini çeken Chidori'ye yardımcı oldu. Sonunda güvenli bölgeye geçtiklerinde ikiside derin bir nefes verdi. Jimin kol kaslarının yandığını hissesiyordu. Yine de şuan Dori'yi karşısında görmek daha önemliydi.
Chidori'nin elleri Jimin'in saçını buldu. Islak tutamlara elini sokarken konuştu. "Turunculara ne oldu?" Jimin kızın elinin üstüne elini koydu. "Kötü yaptığım bir şeyi hatırlatıyorlardı." Dori başını yere eğdi. Elini çekmeye çalıştığında Jimin izin vermedi. "İçeri geçelim. Hasta olacağız." Chidori yere bakarak konuştuğunda Jimin başıyla onayladı.
Birlikte içeri girdiler. Dori ortadan kaybolduğunda Jimin kızın masasındaki beyaz kağıdı gördü ve yanındaki birçok kıvrıştırılmış kağıdı. Eli içlerinden birine gittiğinde Dori içeri girdi. Jimin elindekini bırakmak yerine cebine sıkıştırdı. Dori her şeyden habersiz Jimin'e yaklaşıp elindeki havluyla çocuğun kahverengi saçlarını kuruladı. Havluyu çekmeden başında kaydırdı ve yüzünü açtı. "Bu saatte ne işin var burada?" Jimin'nin gözleri kızın gözleriyle buluştu. "Korktum." Kızın elleri havludan kaydı ve iki yanına düştü. "Neyden korktun?" Jimin başındaki havluyu çekip yanına, yatağın üstüne koydu. "Seni kaybetmekten." Dori büyüyen gözlerle Jimin'e baktı. Gözleri dolmaya başladığında 1 haftadır görüşmedikleri gerçeği kalbine soğuk bir buz parçası gibi düştü. "Aptal." Jimin kısılan gözleriyle gülümsedi. İşte onun Chidori'si buydu. Yataktan kalkıp kızın önünde dikildi. Küçük kıza yukarıdan bakıyordu ve bunu seviyordu.
Jimin'in elleri kızın yüzünü bulduğunda Chidori'nin tuttuğu yaşlar gözlerinden istemsiz olarak döküldü. Jimin dökülen damlaların izlerini baş parmaklarıyla sildi. Chidori gözyaşlarını durduramıyordu ve bu kendini sıkmasına neden oluyordu. Jimin kızı göğsüne çekti ve sıkıca sarıldı. "Bırak gitsin Dori." Chidori sarsılarak ağlamaya başladığında Jimin biraz daha sıktı kollarını. Arkasındaki yatağa otururken kızı da kucağına çekti. Bacaklarını iki yanına sarıp kızın rahat etmesini sağladı. Chidori bu sefer gözyaşlarını Jimin'in omzuna akıttı. Jimin kızın sırtında parmaklarını dolaştırarak onu rahatlatmaya çalıştı. Kendisinin de ağlamak üzere olduğunu fark ettiğinde Dori'nin kulağına fısıldadı. "Özür dilerim." Chidori başını biraz yükseltti ve çocuğun omzundan ayrıldı. "Dileme." Jimin içinin acıdığını hissediyordu. "Ama yapabileceğim tek şey bu." Chidori gözlerini silerken Jimin'in vücudundan biraz olsun uzaklaştı. "Özrün beni iyileştirebilir mi Park Jimin? Kırdığın kalbi düzeltebilir mi sanıyorsun?" Jimin gözlerini kapatıp biraz kendine süre tanıdı. İçi gerçekten acıyordu. Dori'ye yaptığı şey de bu olmalıydı. Onu kırarken düşünmemişti. Şuan yaptığı şeyin cezasını çekiyordu.
"Biliyorum düzeltmeyecek." Jimin gözlerini açtı ve Dori'ye odaklandı. "Ama düzeltebileceğini umduğum bir şey var." Jimin öne uzanıp kızın dudaklarına dudaklarını bastırdı. Dori'nin yaptığı tek şey ise gözlerini kocaman açmak olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
꿈~kkum~ Park Jimin
FanfictionBazen her şey beynimizin bize küçük bir oyunuyla başlar. Biz bu oyuna "rüya" diyoruz.