- Sonra farkına vardım gökyüzü kadar maviydi hayallerim. Ve sen bulutlar kadar yüksekdeydin benim için . İçimde biriktirdiğim onca şeyin arasında pamuk şekeri kadar tat vermeyen olaylar yüzünden kaybetmeyi benimsemiştim seni. Hep hüsranla biten bir hikayenin kahramanı olarak kalmıştım senin gözünde. Mutemadi bir yalnızlık buhranı içinde tamamlamaya calışırken ben ömrümü . sen okyanusun dibindeki inci tanesini oynuyordun aynı hikayede . oysa ben yüzmeyi bile daha yeni öğreniyordum ve sen en dibindeydin ulaşılmaz denilen o yerin. Mavinin her tonunu yaşarken sen . kavuşmak denilen kavramın zorluğunu yaştıyordun bana her seferinde ... Belli belirsiz bir betimlemeye dönüşüyordun bazen zihnimde çığ olup büyüyordun ve kalbimin ortasına düşüyordun böyle zamanlarda ve ben farkına varıyordum yokluğunun ve inzivaya çekiliyordum tekrar o bulutların altındaki yanlız bedenime.
Yılların bile eskitemediği benliğimi bir resimle yerle bir etmeye yetiyordun. Ben içimdeki nisan bulutlarında farklı hayallere dalarken. Sen sokağımdan yağmur olup geçiyordun yanlızca. Belki farkına varmayı reddediyordun ama ben yinede seni seviyordum. İşte bu yüzden yalnızlık rıhtımında dönmeyecek birini beklemenin verdiği bu his beni senli duygulara sürüklüyordu. Gurur denilen amansız ve bir okadar keskin uçlu duyguyu her Seferinde tek hamlede senin için yerle bir edebiliyordum.