Soul Mates / HS

14 ° Don't Forget

İtiraf ediyorum, bölüm ismini bulamadığım için her bölüme şarkı koyup onu bölüm ismi yapıyorum. Tabikii şaka xdujaskdh Resmen bölümü yazmak bir hafta, isim bulmak bir hafta daha. Kesinlikle tüm gecikme sebebim bu. Yaratacak hiçbir ekşın yok, yapamıyorum valla çok özür dilerim. Umarım bu sıkıcı haliyle de hikayelerimden hoşlanıyorsunuzdur. ''Yb'' dışında yorumlar yaparsanız belki bölümü daha erken yazabilmem için heves gelir.

Profilimdeki yeni Louis texting'im Favorite Girl'e bakarsanız sevinirim.

İyi okumalar!

#Yazarın Ağzından#

Harry gözlerini hiç kırpmadan dudaklarıyla oynayarak sohbet eden Matt ve Jane'i izlerken bu kızın amacının ne olduğunu düşündü. Hem ona onu sevdiğini söylüyor, hem de şimdi yüzüne bile bakmıyordu. Onun için bu akşam yemeğini düzenlenmişti ancak Matt ile gideceğini söyleyip resmen kaçmıştı. Harry bir nefes verdi ve kalkıp gitmemek için zor durdu. Jane Matt ile konuşurken Niall da Lizzie ile beraberdi, Harry ordaki yalnız oturan tek kişiydi. Yine de sadece Jane'i izleyerek dakikalar geçirme düşüncesi pek canını sıkmıyordu. Harry, onu izleyip ne yapacağını düşünürken bir nevi diğer odada olan Niall ve Lizzie ise önlerindeki şarkı üzerinden tartışıyorlardı.

"Bunu kime yazdın?" diye sordu Niall mavi gözlerini acı dolu sözlerde gezdirirken. Niall Lizzie'nin yazdığı şarkıları incelerken bunu bulmuştu ve resmen bir kızın kalbindeki yazıya dökülmüş haliydi. Lizzie masada ona doğru yaklaştı ve hangi şarkısına baktığını gördü. Gerçi hepsini neredeyse aynı kişiye yazmıştı ancak direk söylemek istemedi. Lizzie bir süre durduktan sonra acı bir şekilde gülümseyip dudaklarını araladı.

"Beni terk eden eski sevgilime."

Küçük odada bir süre sessizlik oluştu. Lizzie ile Niall uzun süreden beri konuşuyordu ama Liz bundan ilk defa bahsediyordu. Niall bahsetmek istemeyeceği bir konu olduğunun farkındaydı ancak anlatırsa rahat hissedeceğini düşünerek ve biraz da meraktan sormaya karar verdi.

"Seni üzüyor muydu?"

Lizzie hoşlandığı çocuğa bunları anlatmanın ne kadar doğru olacağını kafasında tartsa da düşünürse yapmayacağını fark ederek direk konuşmaya başladı.

"Biz birlikteyken... Harika zaman geçirirdik. Belki magazinde birkaç kere rastlamışsındır, yılın en iyi çifti bile gösterildik."

"Adı Austin'di diye hatırlıyorum?"

Lizzie Niall'ın bunu araştırmış olup olamayacağını düşündü ve sonra kendi kendine güldü. Büyük ihtimal bir yerde rastlamıştı ve aklında kalmıştı.

"Evet. Turnem yüzünden bir süre ayrı kaldık. Sonunda eve döndüğümde ise yoktu. 'Beni arama' yazan bir not dışında, hiçbir şey yoktu. Eşyaları yok olmuştu, en sevdiğim tişörtü, bana geldiği zaman kullandığı her şey. Bana kendinden somut bir anı bile bırakmadan gitti. Birlikte olduğumuz bir buçuk yıl çok önemsizmiş gibi bir veda bile etmeden gitti."

Kızın dolu gözleri ve titrek sesiyle anlattığı şeyle beraber Niall kalbinde bir acı hissetti. Daha önce hiç uzun süreli ve ciddi bir ilişki yaşamadığı için ne hissettiğini bilemezdi. Bakışlarını kağıda çevirdikten sonra daha bestelenmemiş şarkının sözlerini kendi aklındaki şekilde mırıldanmaya başladı.

Did you forget that I was even alive?
Yaşadığımı bile unuttun mu ?

Did you forget everything we ever had?
Artık sahip olduğumuz her şeyi unuttun mu ?

Did you forget, did you forget about me?
Unuttun mu, unuttun mu hakkımdakileri ?

Did you regret ever standing by my side?
Hiç benim tarafımda durmanın özlemini çektin mi ?