Üç ay sonra...
"Rüzgar?"
"Efendim?"
Koltukta yanına oturmuş onun oğlumuzla oynamasını seyrederken çenemi omzuna yasladım. Başını çevirip yanağımı öptükten sonra tekrar oğluyla lego dizmeye başlamıştı.
"Sen hiç işten bahsetmiyorsun bana?"
"Bahsedecek bir şey yok ki..."
"Yani ne bileyim, atlar falan..? Sonra, hani öğretmenlik nasıl gidiyor?"
Sesimdeki kıskançlığa engel olmak istesem de sırıtmasından anladığını biliyordum.
"Hım... Yeni bir at getirdi, Ahmet ağa. Ehlileştirilmesi lazım. Bu aralar tüm vaktimi o alıyor. Çok güzel bir at aslında ama çok vahşi."
"Baş edebileceğine emin misin?"
Benim sözlerim üzerine oğlumuzu bırakıp beni yanına çekti ve yanağımı okşadı.
"Sen kocanı fazla hafife alıyorsun galiba! Ben uzun süre at bindim zaten. Ama üç aydan fazladır da çiftlikte çalışıyorum. Sen merak etme bu sürede insan ister istemez ustalaşır."
"Yine de sen doktorsun, seyis değil!"
"Artık doktor değilim İnci'm."
Gözlerine bakıp bir pişmanlık aradım ama bulamadım. Hayatımızdan memnunduk... Eskisine nazaran zordu ve meşakkatliydi ama mutluyduk işte!
Dudağımı kemirip ona şüphelendiğim şeyi söylemek istedim. Böylelikle skoru 2-1 yapmayı umuyorum ama sonradan cümlelerimi yuttum. Emin olmadan söylemeyeceğim!
"Peki ya ağanın kızı?"
Bir kahkaha atıp bana sarılırken oğlumuzun aramıza girmesiyle onu da ortamıza aldık. Bakışlarını ikimize birden çeviriyor ve halinden memnun gözüküyordu. Rüzgar'la aynı anda onu öpmek için eğilince güldük. İkimiz birden bir yanağını öperken Dolunay'dan mutlusu yoktu!
"Ağanın kızını kendine tehdit olarak görme... Şımarık ve her istediğini elde etmeye alışmış biri... Bana öyle bakma İnci'm! Sen farklıydın, sen hiçbir zaman şımarık bir insan olmadın... Bu kız zaman zaman sinirlerimi zorluyor!"
Gülümseyerek çattığı kaşlarının ortasındaki kırışıklığı düzelttim.
"Üstesinden geleceğine eminim..."
***
Ertesi gün Rüzgar'ımın peşi sıra gidip eczaneden aldığım testi uygulamak üzere işe koyuldum. Bu sefer skor alma sırası bende! Rüzgar'ı şoka sokmayı planlıyorum!
Haince sırıtmama engel olma gereği duymadan zaten bildiğim sonucun doğrulanmasını bekliyordum. Ve pozitif çıkan test sonucunda koşarak gidip Dolunay'ı kucağıma aldığım gibi döndürmeye başladım! O kahkaha attıkça ben de gülüyordum!
"Anniş mutlu?"
"Evet, bebeğim. Anne çok mutlu! Dolunay'ım, kardeş istiyordun ya canım? Beraber oyun oynayabileceğin bir kardeş?"
Sözlerim üzerine yüzüme dikkatlice bakan oğlumun tepkisini ölçmeye çalışıyordum. Zaman zaman yanımıza gelip bizden bir kardeş satın almamızı istiyordu ve bu durum Rüzgar'la sürekli gülmemize sebep oluyordu. Oğlumun bu habere mutlu olacağını düşünsem de bir yandan da korkuyordum. İlk göz ağrım istemezse ne yaparız?
"Anniş, hani kardeş?"
Oğlumun coşkuyla sorduğu soru üzerine derin bir nefes bırakıp karnımı işaret ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaptım Bir Delilik [Tamamlandı]
Romance#3 kaçakgelin Hayatım boyunca sorumluluklarımı bilen bir insan olmuştum. Dönüp yanımdan duvarın diğer tarafına atlamakta olan adama baktım... Tamam, bu aşırı sorumsuzcaydı! Kendi kına gecemden aşığımla kaçmış üstelik arkama dönüp bakmamıştım bile...