Onu izleyip yaklaşamamak.
Onun sesini duyup konuşamamak.
Onunun sıcaklığını hissedip dokunamamak.
Ve onu sevip seni seviyorum diyememek...Hayatımın zorlukları arasında bu duyguyu ona hissetmek beni kalkamayacağım bir enkazın altında kaldığımın belirtisiydi gerçekten buna değer miydi?
Ruhumun sancısı, kalbimin acısıydı o.
Ancak yaşadığım en güzel acı denilebilirdi.
Bu enkazın altında yıkılıp kalmayacaktım, güçlüce kalkacaktım. Buna inanıyordum. Ancak kader ne gösterir bilemezdik. Hayat belki bana acımasız oyunlar oynardı.Tek bildiğim şey vardı, ben ona fazla tutulmuştum. Gözlerimi kapattığımda onun yüzünü görmek elimde değildi mesela. Klasikti ama fazla anlamlıydı.
Güzel günleri bekleyecektim. Beklerdim beklemesine de, ne o gelirdi ne de güzel günler.Her gün içimde yaşadıklarım vardı, söyleyemediklerim.
Düzenlenerek tekrar sizlerle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kalbime Gömmüşüm
FanfictionRuhunda dikiş izleri olan her hareketinde dikiş izlerinden kan akıtan o, kalbimin bir odacığını ona vermeye değer miydi? Belki de kalbimin bütün odacıklarını ona vermiştim kim bilir?