Sesindeki Yalnızlık

113 4 0
                                    

...
Gözlerinde buz parçaları izler sessizlik
Ve sessiz bir sitem olarak kalkar yıldızları izler
Aşk yok, markaların kalbinde yatan yalnızlık var
Ben yokum, aynada biriken uzayan yalnızlıklar
Size acı, içki ve unutuş eğer: aşk
Batma, ölüm ve hiçlik ise dayatılan rol desem?
Bu sürgülü ve keçeleşmiş kirpiklerin ne anlamı var?
Size gösterilen bir veda ve yol desem?
Ve kan! ve hayat! ve duygular! bana mutluluk biraz, ne zan!
Ne sana dair kırık bir ati konu miras
Üzgünüm, denedim her versiyonunu üzgünlüğün
Kaybetmek korkularıydı odama giren mavi duman
O sesler de kayıp, içim bomboş artık
Daha mı yalnızım? hayır!
Mutsuzluk uyuşturuyor, umudun kıyısız tarafındayım
Ben asla ağlamam, sadece gözlerim dayanıksız
Hayvan yangısı, yılgın çiçek çelenkleri gönderdim cenazeme
Şimdi gündelikçi akşamlara kon
Hatırlat bana uzak ve yakınlığın sarıldığı bankı
Hatırlat, nasıl başlamalıydı dinlediğimiz ilk şarkı?
Hatırlat başak saplarını dik tutan gölgemi
Hatırlat efkarı, deliren gezegenimi ve öfkemi
Hatırlat, nasıl yenilirdi güneş? çiçekleri delip geç!
Hatırlat bana benzediğin şehri, gerçekten sevince
Yalnızlık, yalnızlık
Saklandığın o küçük delikte buluyor seni
Yalnızlık, yalnızlık
Seviştiğin o değersiz bedende uyuşturuyor seni
Bir yağmura başlar gibi, bir koşuda yavaşlar gibi
Şaşkın ve atılgan, ataerkil ve kıvrak
Bir ismin arasına kıstırılmış sonsuzluk gibi aşk
Nasıl yol alır sayısız dudaklarından?
Gel kıyılarına yüzümün, yüzme öğret can çekişen balıklarına
Gel o kumun dakikalarına kumrallığını uzat
Ve biraz sakalımın kokusunu al, götür ört yastığına
Bir oğul doğur ve beni unut, hatıralarımı yak
Şimdi hiç görmedim o son seviştiğin yabancıyı
Alışırım konuk oyuncu olup kaçınılmaz sonlarıma
Mutluluk üzerine bahis yapma zamanlarımızdı, hatırlarım
Ansızın kente ve yüreğime doğrulttuğun tabancayı
Zamansız ve Fransız, kör makas, kesik rızk
Kahveyle dirilen hücre, bunlar: bizim merhabalarımız
Nikotinle gönenen sabah, bunlar günaydınımız
Bir unutuşun ortasındayız, bunlar elvedalarımız
Şimdi seni gasp edecekler bir yüzük ve müstakil evle
Benim bütün takım elbiselerime pişmanlık sıçrayacak
O zaman çöküp bir sigara yakabilirim bu kentte
Yağmurlar yağdırabilirim taze simit kuyruklarına
Gidişine korunamadığım gibi, dönüşünü de savunamam
Yokluğuna dayanabilirim ancak sade bir fotoğraf olarak
Köprüler de ayrılabiliyor, nehirler de sevgilim
Hayat böyle bir yerden sonra, ne kadar karışsan da kalabalıklara
Yalnızlık, yalnızlık
Saklandığın o küçük delikte buluyor seni
Yalnızlık, yalnızlık
Seviştiğin o değersiz bedende uyuşturuyor seni
Öldürüyor seni
Öldürüyor ve beni.

Şarkı Sözleri.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin