Bölüm 6

594 71 9
                                    

Günaydın Can'lar Nasıl gidiyor bugün de aradığınız aşkı bulamamış gibisiniz!
Hikayem size şans getirsin inşallah. 🎈
.............
"Çekil önümden çekil ibnenin evladı ya o parmak varya bak bak parmağa bak ya Dua et direksiyon başındayım. o koca kıçına  sokardım o parmağı!
"Ne basıp duruyorsunuz be önümdekilerin üstüne mi çıkayım."!
"İstersen ben senin üstüne çıkarım güzelim"!
Tek eli direksiyonda bedeninin yarısını camdan çıkartan bu adam beni çileden çıkartacak sözleriyle kan akışımı hızlandırıyordu.

Sinirlerime daha fazla hakim olamayıp arabadan indim. Arkamda ki şoförün yanına kadar gittim. 


"Benim üstüme mi çıkmak istiyorsun "dedim. 

"Sabah sabah keyfimiz yerine gelir fena mı" dedi.!

Çenesinin altına kadar değen komple dudaklarını kaplayan bıyıklarını iki ekimle sertçe çektim. Kuyruğuna basılan kedi gibi çırpınıyordu. Bütün hırsımı öfkemi o anda üstümden o bıyıklara salıverdim. Trafik çoktan açılmıştı. Arabama binip gaza bastım. Arkamdan korna basarak makas atıyordu. Hala kiminle dans ettiğini anlayamamıştı! Demek üstüme çıkacaksın. Sonunda sağdaki ilk aradan girip şirketin otoparkına arabamı park ettim. Arabanın içinde derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Kadınsan gerçekten trafikte Araba kullanmak çok zor bir meziyetti. Adamların orta parmaklarına , salyalı ağızlarına , küfürlerine ya da mutlaka "ya bi araba kullanmayı beceremiyorsun" bakışlarına maruz kalıyordun. kadın sürücü isen  bu bunu gerektirirdi çünkü. Ehliyet alırken bence bu tarz durumlarla Nasıl başa çıkılır bunu da öğretmeleri gerekiyor. Saate baktığımda 8:30 olmuştu. Her zamanki gibi yine geç kalmayı başarmıştım. Allahtan makyaj falan yapmıyorum.  demek bir de onu yapsam uyumadan ertesi güne ancak hazırlanırdım. Arabadan inip eteğimi ve bluzumu düzelttim. Saçlarımı at kuyruğu toplamıştım. Bu topuklu ayakkabıları ve bu mini etekleri giymek zorunda olmaktan bile nefret ediyordum. Ne var ki sapık patronumun kılık kıyafet konusunda kesin Emir'leri vardı.
"Sayemde para kazanıyorsanız, o bacakları görürüm" gibi bir kafası vardı. Memleketinde kıllı bacaktan başka bir şey görememiş bu Ada'm, bir de gelmiş güzel memleketimde Ada'm olmuş bizi parayla çalıştırıyordu. Asansörle ofisimin önüne kadar gelip içeri girdim. Masamda beni bekleyen yığınla iş vardı. Ayça 10 günlük balayından bugün dönüyordu. mutlaka görüşürdük diye düşünüyordum yine de aradığında bu teklifi yapan kişinin onun olmasını istiyordum nede olsa hayatı değişen oydu ben değildim. En son gözlüklerimi gitmeden önce gelip bırakmışlardı. İnanılmaz özlemiştim. bugün görmezsem akşam eve gidip yastık döşek ağlayacak kadar. O anda ofiste bir çalkantı bir uğultu herkes bana bakıp konuşuyor gülüyor neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. O anda odamdan içeri giren bir çocuk;
"Duru gökdelen siz misiniz abla?"

 Gözlüklerimi çıkarıp gözlerimi ovuşturdum. gördüklerimden emin olmak içindi.

"Evet duru gökdelen biziz çocuğum"? "Delinecek bir şey mi vardı." Kara tıknaz çocuk söylediklerimden sonra yüzünde Kocaman bir gülümsemeyle elindeki saksıyı ve üstündeki notu bırakıp gitti. İlk işim notu zarftan çıkarmak oldu.
" bu akşam Mert'lere yemeğe davetliyim seni de yanımda götüreceğim. akşam hazırlan çıkışına geleceğim. Bir de bu çiçeğe baktıkça aklıma sen geliyorsun❤️ "

 utanmadan birde kalp koymuş . Sevinsem mi üzülsem mi! Ada'm bana kaktüs göndermiş. ya ne demek yani buna baktıkça aklıma sen geliyorsun! Sende benim aklımdan hiç çıkmıyorsun ama ben bu kaktüsün üstüne seni oturtupta acı acı bağırtmaz mıyım Kemal!!! 30 A dayamışım kıçımı hayatımda ilk defa Çiçek alıyorum o da kaktüs , tutmayın beni vurayım şu duvarlara kafamı. Kaktüsü alıp masama koydum. O an Ayça aradı.

Aşk olsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin