Multide nehir var.
Alarmın çalmasıyla gözlerimi açmam bir oldu. Saat altıydı ve hala ırmak ve Deniz uyanmamışlardı. Ayağımla yorganımı ittim ve kalktım. İlk önce ırmağın odasına gitmeyi tercih ediyordum her zaman. Çünkü denizi uyandırmak çok uzun sürüyordu. Irmağın odasına gittim. kapısını açtığımda gördüğüm manzara beni pek şaşırtmadı. Irmak çalışma masasının üzerinde uyuya kalmıştı. Her akşam ders çalışırdı. İnek işte ne olacak! " Irmak uyannn okula geç kalıyoruz!!" Irmak gözlerini açtı " saat kaç?" bi kerede şu soruyu sormasan hayır geç kalıyoruz diyorum işte arkadaş " saat altı ve senin hemen kalkman gerekiyor bayan bilgi meteoru" uflayarak kalktı. " sen üzerini giyin ben uykucuyu uyandırmaya gidiyorum" " tamam"
Gerçi nasıl yapacağımı bilmiyordum. Denizi ne zaman uyandırmaya gitsem en az bi yarım saat yatakla debeleşiyordu. Denizin kapısının önüne geldiğimde, kapıyı açmak ve açmamak arasında gidip geldim sonra kapıyı açmaya karar verdim ve içeri daldım. Ama gördüğüm manzara ve duyduğum şey bende şok etkisi yarattı. Deniz yatağında yoktu. Ve aşağıdan " nehir boşuna beni odamda arama hazır oradayken ırmak 'a da haber verde kahvaltıya inin" kahvaltımı? Deniz ve kahvaltı hazırlamak? Şuan bir rüyada olmayı diledim. Ve koluma cimcik attım. Ama ne yazıkki rüyada değilmişim. Mutfağın halini ve denizin yaptığı kahvaltıyı çok merak ediyordum. Irmağa yemeğe inmesi için seslendim.
Ve aşağıya indim. " Uf ama bu böyle çalışıyordu. Nerde bu fırın off" anlaşılan deniz yine becerememişti. Gerçi normal. Denizdende beklemiyordum zaten. " Deniz ne yapıyorsun?" ne yaptığını görebiliyordum ama yinede sormak istedim. " görmüyor musun size peynirli ekmek kızartmak istemiştim ama fırını bulamıyorum" sessiz bir şekilde güldüm. " Deniz bu eve taşındığımızdan beri fırın aynı yerde bak işte burda " elimle fırını işaret ettim. " of aman ben nerden biliyim fırının orada olduğunu Allah Allah"
Dimi zaten bu evde yaşamıyordu. Irmak aşağıya indi. " kızlar okula geç kalıyoruz kahvaltıyı okulda yaparız." ben ve Deniz ırmağı onayladık. Ve okula gitmek için arabaya bindik. "Arabayı ben kullanırım." deniz bana anahtarı attı. Ve arabaya bindik. Okula varmamıza az kalmıştı ki hayvanın biri hızla arabayla geçerken çamur fırlamış ve arabamız kirlenmişti " yavaş olsana hödük hayvan öküz piç manda ine-" tam sövmeye devam edecekken ırmak lafımı kesti " yeter nehir bırak sövmeyi artık " " tamam okula geldik inebiliriz" hepimiz indik ders zilinin çalmasına daha on dakika vardı. Irmak her zamanki inekliğini yapıp sınıfta kitap okuyacağını söyleyerek yanımızdan ayrıldı. Denizde " makyajımı tazelemeye gidiyorum bebis sınıfta görüşürüz" diyerek yanımdan ayrıldı. " Nehir!" adımı duyunca irkildim. Sesin geldiği tarafa döndüm. Bana seslenen kişi melisti. Sınıfın en geveze kızı. " nehir kanka neler oldu bi bilsen" off yine saçma bisey soylicektir kesin düşüncesiyle " söylede biliyim " dedim. "Kızım okula yeni bi öğrenci gelmiş" of nabayım ben yeni öğrenci gelmişse. " ee nolmus" " kızım yeni gelen öğrenci varya sanırsın mankenlikten terk. Tamda senlik " yemin ederim döverim ben bu kızı ya . " kızım yürü git başımdan ya " Ve oradan uzaklaştım . sınıfa geldiğimde oturduğum sırada çanta olduğunu görünce tepem attı. Normalde yanlız oturan biriydim. Hemen önümde oturan ayşeye " şşt Ayşe bu çantanın sahibinin kim olduğunu biliyor musun?" " valla benden duymuş olma okula yeni gelen çocuk' u hoca senin yanına oturtmuş" offf yaaa şahane valla. Ben sırama oturdum. Sınıfın kapısı açıldı. Sınıfa matematik öğretmeni ve birde kimsenin tanımadığı bir çocuk girdi. Hocaya selam verdikten sonra hoca " çocuklar bu yeni arkadaşınız rüzgar . Bundan sonra rüzgar nehirin yanında oturucak" tam itiraz edecekken hoca lafımı kesip " itiraz istemiyorum nehir" dedi. Rüzgar denen çocuk yanıma oturdu. "Selam. Adımı söylememe gerek yok sanırım. Tanıştığıma memnun oldum" ayyy hödük ya öf " bende nehir tanıştığıma memnun oldum" çocuktan nefret etmeye başlamıştım bile . " sen çok güzelsin" ne dedi bu ben yanlış duydum heralde . bana iltifat mı etti? "Yuh hödük yavaş gel " dedim. Sessizce güldü. Zil çaldı. Sınıftan kendimi dışarı atıp , yavas yavaş yürümeye başladım . dalgındım yürürken birine çarpmış, tüm kitaplarını yere dokmustum. "Gerçekten çok özur dil-" bu o çocuktu .rüzgar idi. " yuh öküz dikilmissin yolun ortasına gormuyomusun insanlar geciyo." "özrünüz kabul edildi " ay allahım " torpillemi gönderiyorlar sizi bana ya" sırıtmaya başladı piç kurusu mal mal güldü salak işte ne olacak! "Valla torpilmi değilmi bilmem ama bizimkine kader diyorlar" of deliricem ya. Gözlerimi devirip oradan ayrıldım. Canım bu günkü çocuğa çok sıkılmıştı. Nedenini bilmediğim bir şekilde uyuyamamistim. Sabah gözlerimi açtığımda deniz ve ırmak başımda dikiliyolardı. "Noluyo kızlar ya niye başımda dikiliyosunuz?" ikisi de şaşkın ve sinirli bir biçimde bana bakıyolardı . "nemi oluyor ne olduğu şu nehir saat on ve biz sayende geç kaldık" deniz bunu söyledikten sonra ırmakta aynen der gibi başını salladı.
" sayende" derken ne demek istiyorlardı. "Yani nehir yaklaşık üç saattir seni uyandırmaya çalışıyoruz denizi geçtin ya" kafamı kaldırıp saate bakacak gücüm yoktu. Halsizdim. Sonra telefonuma mesaj geldi:
"Knk can cafedeyiz geliyomusun?"
Mesaj kaandandı beni bekliyorlardı.
"Bügünlük kusura bakmayın hastayım"
"Tamam"
Kafamı yastığa gömdüm. Uyumak istiyordum. "Sen hastamısın? " denizden bu soruyu beklemezdim ama "evet " dedim. Fakat sesim duyamicam kadar kısık çıkmıştı.
Telefonum melodisi beni ve aynı zamanda deniz ve Irmağı da korkuttu. "Sevgilindenmi?" Ben denizi ölmeden dovmessem iyi " ya ne sevgilisi kızım delirtme beni" telefonuma baktım
"Knk sensizde eğlenilmiyor gel işte "
Mesaj yine Kağandandı
"Tamam tamam on dakkaya ordayım "
Yatağımdan kalktım bir hızla üzerimi değiştirip çıktım. Yürüyerek gitmeye halim olmadığından arabayla yola koyuldum. Cafe ye geldiğimde heryer sakin di. İçeri girdiğimde Kağanlar herzaman oturduğumuz masada oturuyorlardı. "Ooo hoşgeldin buro" biz birbirimize böyle seslenirdik. "Hoşbulduk buro" oturdum. Sonra konuşmaya başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Kapımı Çalınca
RandomYeni taşındığı şehri tanımaya çalışıp yeni arkadaş bulmaya çalışan nehir ırmak ve denizin hikayesi Nehir: Asi, erkeklerle takılan, dik başlı, eringeç ve inatçı. Deniz: Moda düşkünü sevimli ve bir o kadarda güzelliğine düşkün. Irmak: Çalışkan erkekle...