~11~

268 17 1
                                    

Chidori sessizce kaçmayı başardığında Jimin başında bekleyen 6 genç adamla bir başına kalmıştı.
Gözleri korkuyla 6 çift gözde gezindi. Bu akşamı canlı atlatabileceğinden şüpheliydi.

Namjoon Jimin'in ensesine elini koyup kendine çekti. "Şimdi bize ne olduğunu açıklayacak mısın? Yoksa zor yola mı başvuralım?" Jimin seslice yutkunurken kaçmaya yeltendi. Öne atıldığında Hoseok hızlı davranıp ayağını uzattı ve Jimin'in yere düşmesine neden oldu. Bir 'ya' sesi eşliğinde konuştu. "O kadar kolay kaçabileceğini mi sandın küçük? Kalk ve koltuğa geç." Jimin büyüğünün sözünü dinleyip yerden kalktı ve koltuğa oturdu.
Jimin'in iki yanına en büyükler oturup onun kaçmasını engelledi. Tam karşısındaki masanın üstüne Namjoon, onun iki yanına da Jungkook ve Hoseok yere oturdu. Taehyung Jimin'in arkasına geçip bacaklarını çocuğun iki yanına sarkıttı. Böylece Jimin kapana kısılmış oldu.

"Evet, dinliyoruz." Yoongi tek kaşını kaldırıp genç adamın konuşmasını bekledi. Jimin derin bir nefes alıp tekrar yutkundu. Boğazını da temizlediğinde konuşmaya hazırdı.
"Şey.." Jimin yanaklarına yükselen kanla kıpkırmızı olmuştu. Jin devam etmesi için onun bacağını sıktı.
"Ben bir rüya gördüm." Jimin tekrar yutkundu. "Rüyamda, Dori'ye açılmıştım. Dori'de daha önceden Jungkook'tan hoşlandığını söylediği için aklımda yer etmiş sanırım. Rüyamda Jungkook'u tehtid ettim. Sonrasında ise Dori ile lunaparkta ilk randevumuza çıktık. İşte o ara Namjoon hyung sen aradın. Ben de rüyanın etkisinde olduğum için bir şeyler saçmalamadım." Jimin soluksuz anlattığı şeyler etrafındakilerin şaşırmasını sağlamıştı.

Taehyung Jimin'in omzunu sıktı. "Dori Jungkook'tan mı hoşlanıyor?" Jungkook yanaklarının pembeleştiğini hissetmişti. İçerisi gittikçe ısınıyordu sanki.
Jimin gözlerini Jungkook'a dikti. "Bir konuşmamızda bundan bahsetmişti. Ama-" Jimin söylemek üzere olduğu şeyi fark edince durdu. Az kalsın Dori'yi öptüğünü anlatacaktı. Yoongi kaşlarını kaldırdı. "Ama?" Jimin gözlerini kaçırdı. "Yok bir şey. Aması yok." Namjoon Jimin'e yaklaştı. Parmağının ucunu genç adamın alnına dayadı ve öldürücü derecede sakin sesiyle konuştu. "Ya anlatırsın, ya anlatırsın Jimin."

Jimin dövülme korkusu ağır bastığında utanarak konuşmaya başladı. "Şey... ben.. belki biraz... Dori'yi.. öpmüş olabilirim..." sonlara doğru kısılan sesi duyulmasını zorlaştırırken Jin ve Yoongi gayet net duymuşlardı. "Ne dedi? Ben anladım. Ya! Velet düzgünce söyle!" Hoseok bağırarak yerinden kalktı. Yoongi onu tekrar yerine oturtmaya çalışırken konuştu. "Ya, ya, ya. Sakin ol. Dori'yi öpmüş onu söylüyor." Jungkook oturuşunu değiştirip söylendi. "Ben de bir şey sandım. Normalde de öpmüyor musunuz sanki birbirinizi?" Herkes sessizleşip Jimin'den bir söz bekledi. Jimin iyice başını eğdi. Utançta. Ne şekle gireceğini şaşırmıştı. "Dudağından öpmüyordum!" Biranda bağırdığında herkes şoka girmişti. Taehyung Jimin'in arkasından başını kaldırmış ve yüzünü ona yaklaştırıp bağırmıştı. "Bunu şimdi mi söylüyorsun? Hani kardeştik biz?" Jin Taehyung'u uzaklaştırıp Jimin'i kendine çekti. "Abin değil miyim ben senin? Saygın da mı yok bana? Böyle şeyler olunca hep en büyüğe gelip söylenmez mi?" Yoongi bu sefer Jimin'i Jin'den ayırmıştı. "Bu konular en deneyimliye anlatılmalı. Nasıldı? Daha doğrusu Dori seni nasıl dövmedi ve hayattasın?" Namjoon herkesi sakinleştirmek için kontrolü eline aldı. "Durun bir düzgünce açıklasın. Jimin, düzgünce anlatır mısın?" Hoseok ona destek çıkarak başını salladı. Jimin utancın biraz gittiğini düşünerek daha rahat bir şekilde konuştu. "Size Dori'yle olan kavgamızı anlatmıştım. Hatırlıyorsunuz." Herkes başını sallayıp onaylayıcı sesler çıkarttı.
"Bir hafta geçmesine rağmen ondan haber alamamıştım. Sonra bir gece yine bir rüya gördüm. Jungkook ve Dori elele eve geliyorlardı. Jungkook-" gözlerini küçük olana çevirdi. "Pezevenk." Başını tekrar çevirdiğinde Hoseok ve Taehyung kahkahaya boğulmuştu. Jungkook ayağa kalktı. "Ya! Gördüğün sikimsonik bir rüya yüzünden ben mi pezevenk oluyorum?" Namjoon onun omzuna bastırarak oturmasını sağladı. "Devam et." Diyerek Jimin'i yönlendirdi. Jimin boğazını temizledi. "İşte, eve geldiklerinde Jungkook Dori'nin boynuna saldırdı resmen. Kızı gözümün önünde yedi. Tekrar söylüyorum." Gözleri tekrar Jungkook'u buldu. "Pezevenksin." Namjoon dahil herkes kıkırdarken, Jimin Jungkook'un konuşmasına izin vermeyip devam etti. "Sonra uyandığımda ter içindeydim ve bir an gerçek olduğuna inandım. Ama gözüm pencereye takıldığında aslında rüya olduğunu anladım. Perdeyi açtığımda Dori'nin ışığı yanıyordu ben de bu fırsatı değerlendirmem gerektiğini düşünüp balkona çıktım."
Jimin kuruyan dudaklarını yaladı. "Yağmur yağıyordu ama yine de diğer balkona atlamakta sakınca görmemiştim. Aslında o ara gözüm hiçbir şey görmüyordu desem yeridir." Koyu tutamların arasından tombul parmaklarını geçirdi Jimin. Utancının tekrar geldiğini hissetti. "Karşıya atlarken ayağım kaydı." Namjoon gözlerini devirdi. "Salak bu çocuk. Gerçekten salak." Jimin gözlerini kısarak ona baktı. Yine de devam etti. "Havada asılı kalmış gibiydim. Ellerim balkon demirindeydi. Ayağımı balkona atmak isterken bir saksıyı devirdim. Sanırım Dori'nin beni fark etme nedeni de bu oldu."
Taehyung Jimin'in omzunu sıktı. "Sonrasında Dori balkona geldi ve bana yardım etti. İçeri geçtiğimizde soğukluğunu fark etmiştim. Yine de beni özlediğini gözlerinde görmüştüm. Hala rüyanın etkisindeydim ayrıca. Dori saçlarımı havluyla kuruturken, ben bile anlamadım işte. Biranda oldu. Öptüm." Hepsi kafasını sallarken Yoongi sordu. "Herhangi bir şey yaptı mı? Karşılık mı verdi yoksa tokadı yedin mi?" Jin ve Taehyung kıkırdarken Hoseok kahkaha attı. Jungkook sinir olmuş bir ifade ile "umarım kıçına tekmeyi basmıştır." Dedi.
Jimin oturduğu yerden ona tekme atmaya çalıştı. "Hayır kıçımı falan tekmelemedi. Tokat atmadı. Karşılık da vermedi aslında. Yine de ne bileyim. Sanırım fazla şaşkındı. Ellerini kollarıma koyup bekledi." Namjoon mırıltılar çıkartarak düşündü. "Başka bir şey oldu mu? Bugün bizi aradıktan sonra?" Jimin'in yüzü tekrar kızarmıştı. İleri yaşamına domates olarak devam etmeye karar vermişti.
Jin, Jimin'i dürttü. "Anlatsa be!" Jimin elleriyle yüzünü kapatıp derin bir nefes verdi. "Dori'nin köprücük kemiğini öptüm ve ona sevgililerin böyle şeyleri yapmasının normal olduğunu söyledim." Jimin kaçmak için ayaklandığında Jin ve Yoongi onu geri çekti. "Siktir! Jimin sen ne ara bu kadar aptal oldun. Hani biliyordum salak olduğunu ama her gördüğü rüyaya kapılacak kadar salak değildin." Yoongi Jimin'in kafasına vurdu. Jimin tekrar derin bir nefes verdi.
Jungkook araya daldı. "Aslında Dori ile en son buluştuğumda Jimin'le kavga ettiklerini falan anlatmıştı. Demek bunlardan sonra öpüştünüz." Jimin Jungkook'un üzerine atladı. "Ne? Sen Dori ile buluştun ve bana söylemedin mi? Onun için o kadar endişelendiğimi gördüğün halde!" Jungkook Jimin'den kurtulmaya çalışarak bağırdı. "Kırmasaydın kızı bana ne! Ben mi dedim salak salak konuş diye piç!" Jimin bırakmak üzere olduğu Jungkook'u tekrar yakaladı. "Ne saygısız veletsin sen! Saygısız ve arkadan iş çeviren velet. Seni sikeceğim oğlum!"
Jin ve Namjoon onları ayırırken diğerleri kahkaha atıyordu. "Tamam artık durun. Ne olmuşsa olmuş." Namjoon ikisini ayırırken konuştu. Jin de onu onayladı. "Bence şuan asıl sorun Dori'nin kimden hoşlandığı." Diğerleri de Jin'e katıldılar. Yoongi sözü aldı. "Eğer kız Jungkook'tan hoşlanıyorsa Jimin'in çekilmesi gerek. Ne kadar öpüşmüş olsalar da kız Jungkook'un hakkı olur." Jimin büyük gözlerle abisine baktı. "Ama hyung, Dori onun noonası. Buna nasıl izin veririz?" Jungkook güldü. "Belki ben noonalardan hoşlanıyorum." Jimin hırlayarak tekrar Jungkook'a yöneldi. "Seni var ya-" bu sefer aralarına Hoseok girmişti. "Tamam bir sakin olun. Jimin bilmiyor musun Jungkook seni kızdırmak için yapıyor. Daha geçen gün bir kıza çıkma teklifi etmekten bahsediyordu. Hatırlamıyor musun?"
Jimin başını kaşıdı. Sanırım dinlemediği zamanlardan birine denk gelmişti. Bununla ilgili bir şey hatırlamıyordu. "Yine de, Dori'den uzak dur." Namjoon araya girdi. "Neden Jimin? Yoksa Dori'ye aşık mısın?" Jimin geleceğini hiç düşünmediği cümleyle dondu. Bunu tam olarak düşünmemişti. Eniyle boyuyla tartması gereken bir konuydu. "Ne alakası var? Sadece Dori onun noonası. Bu yüzden aralarında bir şey olmasını doğru bulmuyorum." Namjoon yan gülüşlerinden birini gönderdi. "Eminim öyledir."
"Bence en iyisi akşam olunca Dori'ye bu konuyu sor. Eğer hala hoşlanıyorsa bence arada durmamalısın." Yoongi sözünü söyleyip mutfağa doğru ayaklandı. Diğerleri de salona yayılırken Jimin'in aklına bu plan yatmıştı.

Akşam olduğunda Jimin telefonu eline aldı. Tüm gün boyunca Dori mesaj atmamıştı. Ona bu soruyu sormanın zamanı gelmişti. Tam kilidi açmışken Jungkook Jimin'in yanına gelmiş ve telefonunu çalmıştı. Jimin onu yatak odasına kadar kovaladığında yeterince hızlı olamadığı için yüzüne kilitlenen bir kapıyla karşı karşıya kalmıştı. "Jungkook-ah telefonumu ver. İşim var seni küçük velet!" Jungkook kapının ardından kıkırdadı. "Şarjım bitti hyung, oyunumu oynayamıyorum. Söz yarım saate vereceğim." Jimin kapının önünde debelenip salona dönmek zorunda kaldı. Yarım saat sonra tekrar kapıya dayandığında zorla da olsa telefonunu alabilmişti.
Mesajlarına girdiğinde Dori'den gelen mesajı fark etti. Jungkook her zamanki gibi oyun oynarken gelen mesajı takmamıştı.
Hemen cevap verdiğinde karşılık gecikmemişti.
Sorduğu soruya cevap beklerken tırnaklarını yemeye başlamıştı. Bunun farkında bile değildi.

Çiko: Ha, şey...
Hayır, artık hoşlanmıyorum.

Jimin yüzünü saran büyük gülümsemeyle dans etmeye başladı. Odadakiler ona garip bir ifadeyle bakarken konuştu. "Hoşlanmıyormuş!" Islıklarla tezahürat yaptıktan sonra grup sarılmalarını gerçekleştirdiler. Jimin mesaj atacağı sırada Dori'nin çevrimdışı olduğunu fark etti. Sorun etmedi. Yarın nasılsa yüzyüze olacaklardı.

꿈~kkum~ Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin