1.Bölüm-Kötü Benlik

63 4 0
                                    

"Ne diye karşıma çıktı ki?Bunca zaman sonra..."Beni bi otel köşesinde bırakıp kaçarkende böyle masum muydu acaba?İçimde bıraktığı kırgınlık,nefret,kin,öfke ben bunlarla boğuşurken o ise yeni hayatına sıfırdan başlamıştı.Ardında ki beni de öldürüp mezara gömmüştü.Artık o Gece yoktu karşısında onun yerine yeni doğmuş aynı onun gibi hayatına yeniden başlamış.İçi nefretle dolu bir kadın vardı karşısında.Kalbim onun bıraktığı acıyla adeta bir cam parçası gibi kırılıp her yana saçılmışken o parçaların artık bir araya gelemeyeceğini ikimizde biliyoruz.Şimdi o bıraktığı kırıklar batıcak biri ve akıtıcak kan arıyordu sanki...İntikam için...
"Bende onu görmeye meraklı değilim ama gelmiş işte..Artık buradaymış." Kalbim Sevdanın söylediği son cümleyle birlikte hızlanmıştı. "Hangi yüzle?" O benim sinirle bağırarak söylediğim sözlere karşın oldukça sakin kalmıştı..Şu an sanki sessizlik bize birşeyler anlatıyordu.Bizse ona ayak uyduruyor gibiydik.
Savaş benimle bir kedinin fareyle oynadığı gibi oynamıştı.Beni komik sözleri sevimli hareketleriyle kendine aşık eden Savaş ile..Şu an babasının işini devam ettirecek olan asil ve sert bir veliaht Savaş Altınsoy aynı kişi değildi.Kafam allak bullak olmuştu.Onun birden karşıma çıkıp hiçbirşey yokmuş gibi.. Aramızda birşey yaşanmamış gibi davranması beni sinir etmişti.Yaklaşık iki yıldır onun bana bıraktığı miras olan içimdeki acı ve paramparça kalbimle hayata uyum sağlamaya insanların yüzüne içtenlikle gülmeye çalışıyordum.Bunun benim için ne kadar zor olduğunu anlatamam.Eve geldiğim zaman sanki havası alınmış bir balon gibi birden sönüp,somurtmaya ve kendi kendime lanetler okuyup ağlamaya başlıyordum.Bazen yorulup intihara kalkıştığım bile oluyordu. "Neden ağlıyorsun?" Sevdaya baktığımda bana üzgün bir şekilde bakıyordu.Yanıma yaklaşarak bedenimi iki kolunun arasına aldı ve beni yatıştırmaya çalıştı.O söyleyene kadar ağladığımın farkında bile değildim.
Bedenimi kollarının arasına almış sırtımı okşarken herbir köşesinden kırılmış olan kalbimin parçalarını toplamaya çalışıyor gibiydi.Uzun bir süre öylece durduktan sonra sessizliği çalan kapının sesi bozmuştu.İkimizde ani bir hareketle birbirimize baktık. "Birini mi bekliyordun?" Sevda'ya sorduğum soru üzerine kafasını yana salladı.Koltuktan kalkıp ona 'Ben açarım' diyip kapıya ilerledim delikten baktığımda kapıcı olduğunu görünce üstümdeki gerginlik yerini rahatlığa bıraktı.
Çok bekletmeden kapıyı açıp kapıcı Hasan amcaya baktım."Hayırdır Hasan amca akşam akşam?" Gerçektende ne olduğunu merak etmiştim.Hasan amcanın suratı sanki sararmıştı bişeye telaşlandığı belliydi.
"Gece kızım bi adam geldi bana seni sorup gitti.Bende burada oturduğunu söyledim ama şimdi telaşlandım tanıdığın mıydı?"
Kapıcının sözleri karşısında bende bi anlık şok geçirmiştim.Kim ne diye beni sorsun ki?Mahallede pek tanıdığım yoktu hatta hiç yok denecek kadar az.Dışarıdaysa pek muhattap olduğum kişi yoktu sadece Sevda ve işim gereği benim gibi muhabbet ettiğim doktorlar ve hastalar vardı sadece.Onlarında olabileceğini sanmıyodum. "Peki nasıl biriydi?" Hasan amca benim Soruma karşın eliyle sakalını kaşıyarak düşünüyor gibi yaptı ve birden aklına geldiğini gösterecek şekilde gülümsedi. "Uzun boylu siyah takım elbise giymiş genç ama bi o kadar da olgun olduğu belli biriydi." Bu sözler karşısında kanım çekilmişti.Donup kalmıştım olduğum yerde.Bu kesin Savaş olmalı ama burada ne işi vardı? Ayrıca bunca zaman sonra benden ona neydi?Omzumu dürten elle kendime geldim.Karşımda benden cevap bekleyen Hasan amcaya bi yanım kızmak için çıldırıyorken diğer yanım onun bi suçu yok diyordu.Kapıda ağzımdan çıkacak olan cümleleri bekleyen kapıcıya sinirle bakarak "Bi daha sakın bana sormadan böyle bişey yapma." diyerek kapıyı yüzüne çarptım.Çıkan sesle Sevda ayaklanıp yanıma gelmişti.Bense akmasına engel olamadığım birkaç damla göz yaşını elimin tersiyle sildim.Ağlamayacağıma dair kendime söz vermiştim.Bu kadar kolay olamazdı bu sözü çiğnemek.
Yıllar önce beni kandırıp benden yararlanmıştı.Onun gözünde değerli olduğumu söylemişti...
"Nasıl kanmıştım bu oyuna!" Sevda yanıma kararsızlıkla yaklaşıp gözlerimin içine derinlere baktı ona baktığımda onunda gözleri dolmuştu.Hassas biri olduğunu bana yine kanıtlamıştı.Savaş'ın beni üzdüğü gibi benimde Sevda'yı
üzmeye hakkım yoktu.Ona yalnız kalmak istediğimi söyleyerek odama ilerledim.

Aynada ki görüntüme bakarken kendime acımıştım.Gözlerimin altı ağlamaktan içe çökmüştü.
Gözlerim kanlanmış burnumda kızarmıştı.Kaç saattir odadaydım bilmiyorum.Ona olan sinirim bana herşeyi unutturuyordu sanki..Beni getirebildigi hal buydu işte.Sanki oda bunun için çabalıyor gibiydi. Ona istediğini vermemeliyim.diye geçirdim içimden.Oturduğum yataktan kalkmış odanın içinde sürekli bu cümleyi tekrar ediyordum.Bana kötü benliğimi ortaya çıkarmamı söyleyen iç sesime artık kulak asıcaktım.. Bende değişmek istiyodum..Bu günden sonra artık hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordum ve eski Gece'yi bu gece içimde öldürecektim.Bi anlık gelen güvenle banyoya ilerledim sınavlarının açıklanmasını bekleyen bi çocuk kadar heyecanlıydım.Banyoda büyük makası elime geçirdiğim gibi başladım kesmeye boyun hizzama kadar hiç tereddüt etmeden kestiğim saçımı boyun hizzama geldiğimde kesmeyi bırakmıştım.İçimden sanırım böyle iyi diyerek makası elimden bıraktım ve aynadaki yansımama baktım.Ben bu gece sadece saçımı değil saçımla beraber ruhumun bi köşesinde saklı olan iyi Gece'yi de değiştirmiştim.Eskisi gibi saf temiz bi kadın yoktu artık bu yansımada artık sadece alacağı intikamın ateşiyle yanıp tutuşan bir kadın vardı.
Kendi kendime konuşmayı bırakıp Banyodan çıkmıştım artık.Koridorda ilerlerken Sevda birden karşı odadan çıktı.Beni gördüğünde bi anlık şok yaşadığı belliydi.Bu hali komik olsada hiç gülmeden yanından geçip odama ilerledim.
Sabah beni yorucu bir gün bekliyodu bu nedenle kendimi uykuya teslim ettim...

Sabah çalan alarmın kulak tırmalayıcı sesiyle uyandım.İçimden alarma lanetler okurken saatin çoktan sekiz olduğunu farkettim.Geç kalmıştım..Yataktan nasıl fırladığımı bile bilmiyorum hemen dolabın kapağını açıp rastgele siyah elbisemi çıkardım.Bi yandan giymeye çalışırken bi yandan da kendi kendime kızıyordum.
Elbiseyi giydiğimde hemen saçımı yapmaya başladım. "Saçlarımın kısa olduğunu unutmuşum" Aynanın karşısında kendime bakarken bunu hatırlamıştım.
Hemen kısa saçlarımı düzleştirici ile düzleştirip odadan çıktım.Sevda'nın yanına salona gittiğimde çoktan hazırlamış olduğu kahvaltıyı görünce gülümsemiştim ve bu içten bi gülümsemeydi.Yanağına bi öpücük kondurup geri çekildim. "İşte be ev hanımı dediğin böyle olur..Seni alan yaşadı kızım." Sevda'ya gülerek söylediğim sözler onuda güldürmüştü.Bu kadar mutlu olmama şaşırsada bu ânı bozmamıştı. "Seni alanda yandı Gece hanım." Bu sözler üzerine yüzüm düşmüştü.Sevda'nın sözleri bıçak gibi saplanmıştı karnıma.Ben evlilik defterini yıllar önce biri tarafından kandırılıp hamile kalarak anne ve babam tarafından reddedilince ve uğruna herseyi feda ettiğim adam tarafından kandırılıp terk edildiğimde kapatmıştım.

Gecenin SiyahıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin