Daha hayatımın baharındayken, tüm çiçeklerim soldu. Çünkü bu yaşta bu acı küçücük bedenime çoktu ...
Yanlızken kimseye bir şey anlatmak ise mümkün olamazdı. Bu yüzden her şeyi içime attım...
Aslında yanlız olmak çokta zor değildi. Bana değer veren, önem veren, bir ailem olsaydı eğer...
Yanımda en azından saçlarımı okşayıp "Biz yanındayız, kızım." diyen bir ailem olsaydı, yanlız olmak zor gelmezdi belki de...
Ben üzülmek ve yıkılmak için henüz çok küçüktüm ama hayat üzüntülerimden zevk alırmışcasına hayal kırıklığına uğratıyordu beni.. Gün geçtikçe canım yanıyor, kimseye bir şey söylemiyor ve her şeyi içimde biriktiriyordum. Ayrıca kimseye bir şey belli etmemek beni derin bir şekilde burkuyordu yüreğimden...
Ve hayallerim... İçlerinde hiçbir renk yoktu. Siyahtan başka. Bende isterdim Maviden hayallerim olsun, rengarenk hayallerim. Gökyüzü kadar saf ve temiz.. Ama hayatta bu kadar yorgun düşmüşken, bu kadar derde katlanmaya çalışırken renkler zor geliyordu bana...
Şimdi ne mi oldu ? Söyleyim..
- Biraz daha büyüdüm. Ama değişen bir şey yoktu... Hayat beni yormaya, kırmaya, üzmeye ve korkutmaya,durmaksızın, devam ediyordu.Artık daha güçlüyüm. Geçmişimde yaşadığım olaylardan olsa gerek...
Ve ben daha yeni ayağa kalkmışken, tekrar yıkılmak istemiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHTAN HAYALLER
Non-FictionDaha hayatımın baharındayken, tüm çiçeklerim soldu... Yanlızlık zor gelmişti... Peki bu kadar acı çekmişken, Neden mi sustum? " Güçlüydüm..." Gökkuşağı tarafından dışlanmış siyah gibi, insanlar tarafından dışlanmış Tanrı'yım bir nevi... Yanlız fakat...