Genç kız, hızlı adımlarla bara girdi. Barmene kısa bir selam verdikten sonra adımlarını barın arka kısmındaki odalara yönlendirdi. Tek istediği bu gece olanları unutmak ve rahat bir uyku çekebilmekti.
Odaya girdikten sonra sırt çantasını köşeye bıraktı, kapıyı kitledi ve üstünü değiştirme gereği duymadan yatağa girdi. Her ne kadar istemese de olanları düşünmeye başladı. Kafasındaki sesleri başka türlü susturamayacağını biliyordu. Gözlerini kapattı ve olanları hatırlamaya çalıştı.
"Hey güzelim!" Genç kız gözlerini devirip yürümeye devam etti. "Haydi ama güzellik. Eğlenelim azıcık. Hem sende istiyorsun. Bilmez miyim kızım ben senin gibileri?" Gece derin bir nefes aldı ve adımlarını hızlandırdı. Fakat kolunu tutan el ilerlemesine engel oldu. Sabır dilenerek arkasını döndü. "Bak hangi mahallenin itisin bilmiyorum ama sen fazla olmaya başladın. Eğer bir an önce kolumu bırakmazsan cidden iyi şeyler olmayacak." Adam bu sözleri umursamadan genç kızın sırtını duvara yasladı. Korkmadığı belliydi, doğru küçük bir kız çocuğundan neden korkmalıydı ki? Kız sinirden kudurmak üzereydi. Adam kızı öpmek için eğildi. Savunmasız kız korkuyla boşta olan elini adamın kafasına koydu ve onu uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak genç kız ne olduğunu bile anlamadan adam titremeye başladı. Geriye doğru sendeledi ve yere düştü. Titremeleri şiddetlenmiş ve kan kusmaya başlamıştı. Şok geçiren genç kız çok korkmuştu. Ancak içinde bastıramadığı olanlardan zevk alan bir tarafı vardı. Dudakları ondan izinsiz bir şekilde kıvrılmıştı. Sanki vücudu olacakları biliyor gibiydi. Bu sırada adamın titremeleri durdu. Ağzından gelen kan da azalmaya başlamıştı. Bir süre sonra adam tamamen kıpırdanmayı kesti. Gece adamın öldüğünü biliyordu. İç sesi çığlıklar atıyor,ona bir katil olduğunu haykırıyordu. Bu düşünce tüm genç kızın tüm vücudunu esir almıştı. O sapık adama hiç birşey yapmadığı halde adam ölmüştü daha da ilginç olan şey Genç kızın içindeki mutluluk hissiydi. Bu his genç kızın tüm bedenine yayılınca Gece dehşete düşmüş bir şekilde cesede bakakaldı. Bundan zevk almamalıydı. Bu yanlıştı ama kendine hakim olamıyordu. Çevreyi kontrol ettiğin bir kaç uçmuş bağımlıdan başka kimsenin olmadığını gördü. Rahat bir nefes verdi ve yere düşen sırt çantasını da alıp koşarak oradan uzaklaştı. Barın olduğu sokağa girince koşmaya kesti, dikkat çekmek istemiyordu. Hızlı adımlarla bara girdi.
Gece gözlerini sımsıkı kapattı. Orada ne yapmıştı? O adamı sadece dokunarak mı öldürmüştü? Hayır hayır, bu mümkün değildi. Telaşla yerinden doğrulup odanın içinde göz gezdirdi. Gözleri pencerenin yanındaki çiçek saksısına takılınca, yataktan kalktı ve adeta uçarcasına saksının yanına ilerledi. Saksıyı pencereden aldı ve pencereyi kapatıp perdeleri çekti. Eğer gerçekten bir şey olursa bunu kimsenin görmesini istemiyordu. Çiçeği halının üzerine koydu ve yanına çöktü. Usulca elini kaldırdı ve çiçeğe dokundu. Tam o anda çiçek sararmaya ve hemen ardından kararmaya başladı. Gece korkuyla elini çekti ama nafile. Çiçek ölmeye devam etti. Kısa bir süre sonra çiçek tamamen ölmüştü. Gece korkuyla pencereyi açıp saksıyı aşağıya fırlattı. Saksı gürültüyle düşüp kırıldığında, Gece herhangi bir tepki vermeden çantasına ilerledi. Yanında taşıdığı ama pek fazla içmediği sigaralardan bir tanesini aldı. Kibritle yaktıktan sonra hızlı adımlarla pencereye ilerleyip dışarıyı seyrediyormuş gibi bir görüntü yaratmaya çalıştı. Sanki saksı yanlışlıkla düşmüş gibi. Çünkü bu gürültüye mutlaka birileri gelecekti ve ona öylece olanları anlatamayacağını biliyordu. Odaya giren garsonla tahminleri doğrulanmıştı. Sarışın kıza hiçbir şey olmadığını sadece kolunun saksıya çarptığına ve onu yanlışlıkla düşürdüğüne inandırdıktan sonra henüz bitirmediği sigarasını söndürdü ve yere çöküp sırtına duvara yasladı. Kafası fazlasıyla karışmıştı. Olanları aklından bir türlü çıkaramıyordu. Ona neler oluyordu? Sımsıkı yumduğu gözlerini açtı ve ellerine baktı. Elleri sanki hiç öldürmemişçesine masum duruyordu. O bunları düşünürken telefonu mesaj geldiğini haber verircesine titreşti. Düşüncelerini cebinde titreyen telefona yoğunlaştırdı. Gizli bir numaradan üç adet mesajı vardı.Yoksa birileri onu görmüş olabilir miydi? Ama bu mümkün değildi. Çevresine bakmıştı. Orada bulunan herkes uçmuştu. Korkuyla mesajı açtı. Bu duyguyu bugün ne kadar da çok hissetmişti. Titrek bir nefes aldı ve mesajları okumaya başladı. "Vay canına! Sandığımdan daha güçlüsün. Ve daha psikopat. Bu hoşuma gitti. Yani kaç kişi birini öylece öldürüp gülümseyebilir ki. " Gece dehşet içinde ikinci mesajı açtı. "Saksı fikrini beğendim." Ve son mesajı açtı. "Ama keşke o saksıyı kafama atmasaydın, Açelya." Gece dehşet içinde mesajları okurken nefesinin kesildiğini hissetti. Saksı kafasına geldiğine göre o pencerenin altında duruyor olmalıydı. Burnunun dibine kadar girmiş miydi? Aklına hemen kameraları kontrol etmek geldi. Ama binanın arka tarafında kamera olmadığını hatırlayınca sesli bir küfür savurdu. Küfür etmesiyle eş zamanlı olarak telefonuna aynı kişiden bir mesaj geldi. "Hepinizin ağzı bu şekilde bozuk mu? Her neyse.1.Kural: Bana karşı küfretmek seni yanlış yerlere çeker.
2.Kural: Sorgulama. Sorgulamak seni delirtir.
Evet kuralların şuanda sadece bir kısmını bilmen yeterli. Kim olduğumu tahmin edebiliyor musun? Edemezsin, interneti kullanmayı dene."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURTULUŞ
FantasyBir "örgütçük". Onlar sıradan değiller. Yeteneklerinin gücünü farketmiş birkaç gencin oluşturduğu küçük ve zararsız bir grup. Bu "örgütçük" artık bir "örgüt". Amacından saparak sırrı çözülemeyen cinayetler işlemekte.Tüm bunlar yeni lider Peter yüzün...