(8.BÖLÜM)

1.2K 79 1
                                    

"Eve geldim yoksun, ne zamandandır bir haller var üzerinde anlatmayacak mısın?"

Meryem'in mesajıyla bütün uykum kaçmıştı. Içimde çöreklenen sıkıntıyla mutfağa yöneldim. Kafamı dağıtmak için birşeylerle uğraşmak gerekiyordu. Mutfak raflarını baştan sona indirip temizledim. Bulaşıklar ve geri kalan herşey tastamam olunca saatin 03:00'e geldiğini farkettim. Arkamı dönmemle irkilmem bir olmuştu. Kapıda ne zamandır bilmiyorum beni izleyen bir çift gözle karşılaştım. Yanıma gelip ayağıma sarılınca ne zamandır tuttuğum gözyaşlarımı koyverdim ve yanaklarına bir buse kondurdum.

"Enes, niye uyandın ablacım?" dememe kalmadan minik elleriyle yanaklarımdakı ıslaklığı avuçladı.

"Odana gittim yoktun bende buraya geldim"deyince kocaman gülümsemiştim. Ne zaman eve gelsem gece yarısı gelip benim odamda yatıyordu.

"Uykunda korktun mu?" dememle sanki mümkünmüş gibi kaşlarını daha da çatıp minicik elleriyle ağzımı kapatmıştı. 

"Erkek adam korkar mıymış?" bir çırpıda kucağıma aldığım gibi mutfak lambasını kapatıp odama ilerledim. Kafasını çoktan omzuma yaslamıştı bile.

"Hey erkek adam uyudun mu bile?" ettiğim sitemle kıkırdamış ve kafasını kaldırıp cevap vermeye başlamıştı.

"Abla bir yere gitmeyeceksin değil mi?"

"Buradayım ablacım bak yanındayım"

"Iyi bari uyuyabilirim yani?" Burnuna hafif bir fiske atıp gülmeye başlamıştım. 5 yaşında boyundan büyük sözlerine gülmemek elde değildi.

"Eh uyu bari, fakat dur bakayım yatmadan önceki zikirleri yapman lazım önce. Oku bakayım"

Minik ellerini açıp içine
3 defa سورة الإخلاص
3 defa سورة الفلق
3 defa سورة الناس  okuyup avuçlarına üfledi ardından peygamberimizin sünnette öğretildiği gibi okuduğu bu ayetleri başı dahil elleriyle vücudunun her tarafına ellerini sürüp, diğer duaları okumaya başladı.

بِاسْمِكَ رَبَّي وَضَعْتُ جَنْبيِ، وَبِكَ أَرْفَعُهُ، فَإِنْ أَمْسَكْتَ نَفْسِي
فَارْحَمْهَا، وَإِنْ أَرْسَلْتَهَا فَاحْفَظْهَا، بِمَا تَحْفَظُ بِهِ عِبَادَكَ الصَّالِحِينَ"

Senin isminle رب'm, yanımı (vücudumu) bıraktım ve Senin meşietinle onu kaldırdım. Ruhumu alırsan ona rahmet et. Şayet geri gönderirsen salih kullarını koruduğun şekilde onu koru.
[Buhari, 11/126. Muslim, 4/2084]

بِاسْمِكَ اللَّهُمَّ أَمُوتُ وَأَحْيَا

I" الله'ım! Senin isminle ölür ve yaşarım."
[Buhari, Bkz. Fethu’l-Bari, 1/113, Muslim, 4/2083]

اَللَّهُـمَّ أَسْلَمْتُ نَفْسِي إِلَيْكَ، وَفَوَّضْتُ أَمْرِي إِلَيْكَ وَوَجَّهْتُ وَجْهِي إِلَيْكَ وَأَلْجَأْتُ ظَهْرِي إِلَيْكَ، رَغْبَةً وَرَهْبَةً إِلَيْكَ لاَ مَلْجَأَ وَلاَ مَنْجَا مِنْكَ إِلاَّ إِلَيْكَ، آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ وَبِنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ

"x الله'ım! Nefsimi Sana teslim ettim. Işimi Sana havale ettim. Yüzümü Sana çevirdim. Senden ümit ederek ve korkarak sırtımı Sana ilca ettim. Sığınmak ve Senden sakınmak ancak Sana yönelmektedir. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin nebine iman ettim."

Peygamber صلى الله عليه وسلم bunu söyleyen birine: “Ölürsen, fitrat üzere ölürsün.” demiştir.
[Buhari, Bkz. Fethu’l-Bari, 11/113. Muslim, 4/2081]

Türkiye'de Muvahide Olmak..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin