"Baba!" dedim sesim titreyerek. Üstüme yürüdü. Korkmuştum. Bana iyi bir tokat patlattı. Ama canım yanmamıştı...
Üstüne babamdan özür dilemiş ve beni affetmesi için ne yapabileceğimi sormuştum. Gözlerinden ateş püskürüyordu bu yüzden en iyisi susmaktı."Ve ben sustukça acı çekiyor, kimseye belli etmiyor, kendime zarar veriyordum. Peki kim yanımdaydı?
-Kimse...Hepsi annem yüzündendi. Neden herkesin ailesi gibi bir ailem yoktu? Annem neden beni sevmiyordu? Neden istemiyordu? Ne yapmış olabilirim ki ona ? Hani ben onun canıydım(!)... Evet ben onun canıyım. O yüzdendir bu kadar acı, annem bile 'Canının acısını' bana yüklemişti... Benim canım yanıyor anne ben sırf sen üzülme diye sana canım demiyorum. Çünkü biliyorum anne... Benim canımın acısı hiç bitmiyordu ki...
Ama ben sen gibi düşüncesiz değilim anne(!). Canımın acısını sana yükleyemem. Çünkü sen bana ne yaparsan yap seni seviyorum... Peki ben seni bu kadar düşünürken , sen beni neden sevmiyorsun ? Alt tarafı erkek çocuğu gibi yetiştirilmiş küçük bir kızdım anne(!)."Eve gittiğimizde babam hâlâ çok sinirliydi. Bense korkuyordum.. Babam bir tokat daha patlattı. Gözlerim doldu ve bir kaç damla gözyaşıma hakim olamadım. Kıpkırmızı yanaklarıma damladı arka arkaya. Babam aldırmadan dövmeye devam etti. Bense susmakla yetiniyordum. Canım çok yanıyordu ama güçsüz olduğumu anlamamalıydı. Güçsüz değildim aslında . Sadece küçüktüm. Canım yandıkça kendimden geçiyordum. Yavaş yavaş gözlerim gitmişti. Acıdan bayılmış olabilirim bilmiyorum...
Gözlerimi açtığımda her yerim ağrıyordu ve ben hâlâ yerde yatıyordum. Babam hiç acımadan dövmüştü beni. Evet, bakın hâlâ yaşıyorum(!). Annem, hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Aslında gözleri dolmuştu. Bana belli etmemek için başka bir tarafa yönelmişti. Nede olsa onun 'Canı' yanıyordu. Ve onun canı bendim(!)...
Ben ayağa kalkmak için uğraşırken, bacaklarımın üzerine yıkılmıştım. Dudağım çok acıyordu. Elimi dudağıma götürdüğümde kanadığını farkettim. Zorda olsa ayağa kalkmayı başardım...
Suratım perişan haldeydi. Elimi yüzümü yıkadım. Karnımda açtı. Mutfağa gidip bir şeyler atıştırdım. Sonra yatağıma uzandım biraz. Akşama kadar çıkmadım, çıkamadım. Akşam olanlar aklıma geldikçe ağlamamak için kendimi zor tutuyor, güçlüyüm diye kendimi kandırıyordum. Akşama doğru babam eve geldi. Sanırım bana hâla sinirliydi. Ondan tekrar özür dilemiştim -yaptığı onca şeyden sonra- ve beni affet demiştim. O da benden özür diledi. Nedenini bilmiyorum ama gözleri dolmuştu. Belkide farkındaydı canımın ne kadar yandığının... Sonra annem(!) gelmişti odama...
Bana nasıl olduğumu sordu. Refleks olarak iyi olduğumu söyledim. -Kesin sarılacaktı ve o da babam gibi özür dileyecekti...-
Sonra çıktı odamdan. Bence sarılacaktı bana ama her yerimin ağrıdığını biliyordu bu yüzden canım yanmasın diye sarılmadı bana... Belkide ben kendimi kandırıyordum...
Babam da çıkmıştı odamdan. Her zamanki gibi yanlız kalmıştım. Yine kimse yoktu yanımda. "Küçük bir kız çocuğuna, bu kadar acı neydi ? Neyin veya kimin günahını çekiyordum ? Küçücük yaşımda ne hata yapmış olabilirdim ?" Kendi kendime bu soruları sormadan edemiyordum. Ve cevap bulamamak üzüyordu. Ağlamak istiyordum. Bu sefer hiçbir şey umrumda değildi, ne olursa olsun ağlayacaktım... Ve hıçkıra hıçkıra ağladım. Bir yandan seviniyordum yanımda kimse olmadığı için çünkü güçsüz olduğumu kimse görmemişti. Babam beni bu konuda uyarmıştı:
"Kızım, güçsüzler ağlar. Sen her zaman güçlü kal." demişti bana. Peki bana yaptıklarından sonra onun sözünü dinlemeli miydim ?Sanırım dinlemeliydim. Sonuçta güçlü olmak güzeldi. Kendime söz vermiştim. "Bir daha ağlamayacağım." diye. Birden bir sesle irkildim ve hemen gözyaşlarımı silip ayaklandım...
Annem sevinçle haykırıyordu. O halimle annemin yanına gidip ne olduğunu sordum. Annem ilk defa bana kocaman sarılmıştı... Babamın yaptıkları yüzünden canım yanıyordu ama olsun.
Annem çok güzel sarılıyordu. Bende karşılık verdim. Sonra bıraktı beni. Hayatımda belkide ilk defa bu kadar mutlu olmuştum. Annem:
-"Küçük bir kardeşin olacak." dedi.Ve işte o an dünyalar benim olmuştu sanki... İçim içime sığmıyordu... Ne kadar sevinmiştim bilemezsiniz. Artık yanlız olmayacaktım. Kardeşimle oyunlar oynayacaktık, gezecektik. Hatta büyüdüğümüzde onu parka ben götürecektim. Onu okula götürüp, okuldan ben alacaktım. Her şeye rağmen çok mutluydum. Hemde hiç olmadığım kadar... Umarım bu mutluluk hayatım boyunca sürer...
Evet arkadaşlar, umarım beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz vote verin lütfen... Ayrıca istediğiniz eleştiriyi yapabilirsiniz. Dikkate alınacaktır!
Diğer bölüm ne olursa olsun gelecek. Şimdiden okuyan gözlerinizden öpüyorum 😘
Ve... Teşekkür ediyoruum..❤#SiyahSevenler 'im 👊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHTAN HAYALLER
Non-FictionDaha hayatımın baharındayken, tüm çiçeklerim soldu... Yanlızlık zor gelmişti... Peki bu kadar acı çekmişken, Neden mi sustum? " Güçlüydüm..." Gökkuşağı tarafından dışlanmış siyah gibi, insanlar tarafından dışlanmış Tanrı'yım bir nevi... Yanlız fakat...