(10.BÖLÜM)

1K 63 0
                                    

"Olur oğlum düğünü de yakında yaparız." diyen babamla gözüm seğirmeye başladı ve yönümü şaşkınlıkla ona çevirdim.

"İmam nikahını ayarlarım ben baba. Bugün olmasa bile bir hafta kadar burdayım ben."

"Resmî nikah düğünden sonraya kalacak o zaman" diyen babam artık sabrımı taşırmıştı.

"Evlilik sadece dini nikahla olur.
Beşeri kanunların nikahı küfürdür. Nasıl ki kişi gidip papaza hristiyana yahudiye nikah kıydıramazsa bu tağutların memurlarına katiyyen kıydıramaz çünkü bu kanunların memurları da aynı şekilde müşriklerdir. Yani resmî nikah küfürdür. Çünkü الله سبحانه وتعالى ayette 'الله'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir" buyuruyor . Içinde bulunduğumuz devlet şeriatle hükmetmeyip kendi kanunlarıyla hükmediyor mahkemeleri de ha keza öyle.

Tağutların kanunları ve yasasınca resmi nikah yapan kişi tağutların yasasıyla evlenmiştir. Memur nikah kıyarken' Yasaların bana verdigi yetkiye dayanarak sizi karı koca ilan ediyorum' diyor. Küfür olan kendi kanunlarının yetkisiyle erkeği kadını eş ilan ediyor. Ayrıca nikâh kıyılan Imza defterinde de " Türk Medeni kanununun 142. Maddesine göre evlilik yapılmıştır " diyor. Kafirlerin kanunlarına göre nikah kıyılmış ve böylelikle kanunlar isterse inkar edilsin atılan imzayla kabul edilmiş olur. " babam bana şaşkınca bakarken Ömer başı yerde eliyle koltuğun yanlarına parmaklarıyl ritim tutuyor gülümseyerek dinliyordu.

"O zaman ne buyurursun Sahra Hanım?" Diyen babam dişlerini sıkmış kendine hakim olmaya çalışıyordu.

"Fakat diyelim ki nikâh memuru o sözleri söylemezse, küfür olan yere imza atılmazsa böyle birşey mümkünse o zaman küfür olmuş olmaz الله أعلم" babam başka birşey diyecekken Ömer babama cemaate ait olan arsanın ne yapılacağını sordu. Sanırım babamın dikkatini dağıtmak istiyordu. Tabi babam direk ona konsantre olmuştu. Mutfağa dönmüştüm aradan 20 dakika geçmiş atıştırmalıklar hazırlamıştım. Babam onları odaya götürüp benimle konuşmaya başladı.

"Kızım imam nikâhını kıyar ondan sonra hazırlıklara başlarsınız" demesiyle istifimi bozup arkamı dönmedim ve hiçbir cevap vermeden yürümeye devam ettim.
Başımı tutmuş mutfakta bir oraya bir buraya volta atıyordum. Zeynep ise endişeli bir şekilde bana bakıyordu.

"Sahra oturur musun güzelim, başım dönmeye başladı gerçekten. Tamam anladım endişelisin. Otur da sakinleş önce. "

"Sakinleş mi? Önce kapıma geliyorsunuz ve istenmediğini söylüyorsunuz sonra sünnet görüşmesi için diretiyorsunuz ardından akidenizi öğreniyorum son olarak da damdan düşer gibi nikah kıyılacağını söylüyorsunuz. Henüz kırıklığım geçmemişken olaylar zinciri birbirini kovalıyor. Yetişemiyorum anlamıyor musun yetişemiyorum! Müslüman müslümana bu zulmü yapar mı?" sesimin desibelini kontrol etmekte zorlanıyordum. Sıtma krizine tutulmuş gibi ellerim ve onlara eşlik eden ses tellerim de titriyordu.

Salonun çaprazında, mutfağın karşısındaki banyoya ellerini yıkamak için giden Ömer beni duymuş olacak ki arkası dönük halde bir müddet durmuştu. Zeynep'in bana işaret etmesiyle o yöne bakıp farketmiştim. Ömer ağır bir şekilde döndü ve başı yerde konuşmaya başladı.

"Hakkını helal et, böyle hissettiğini bilmiyordum. Herşey aceleye geldi farkedemedim. İstemiyorsan ben mutlaka bir şekilde hallederim إن شاء الله. Sana zulmetmeye hakkımızın olmadığını biliyorum. Sen kararını verip, Zeynep'e söylersin. Benimle muhattap edilmeyeceksin" dedi ve Zeynep'e bakarak konuştu.
"Hazırsan gidelim artık" Zeynep şaşkınca kafa salladı ve Ömer gerisin geri dönüp babama acilen ilgilenmesi ve gitmesi gereken bir yer olduğunu, ilçeye dönmesinin elzem olduğunu belirtti. Olanlar birkaç dakika içinde gerçekleşmişti. Onlar hemen gitmiş babam da arkadaşına uğrayacağını ve ilçeye döneceğini söyleyip şüphe dolu gözleri ve boriton sesiyle veda edip evden çıkmıştı.
İçime çöreklenen huzursuzluk ve sözlerimin ağır olup olmamasına dair beynimde dönen şüphe kırıntıları sandalyeye yığılır gibi oturmama neden olmuştu. Tek bir noktaya dalmış ve içine düştüğüm durumun vehametine kapılmıştım. Orda ne kadar kaldım bilmiyorum telefonun masada çıkardığı kaba titremelerle irkildim.

Türkiye'de Muvahide Olmak..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin