1.4

419 44 14
                                    

medya: Jung Kook'un hikâyedeki genel hâli.

###

Olayın etkisiyle kalabalıklaşan kavşak, kana bulanmaya başlamıştı. Göz yaşlarını tutamayan Ji Hye, nefesini kontrol etmek için genç adamın maskesini indirdiğinde karşılaştığı kişiyle daha da fazla ağlamaya başladı. Ne yapacağını şaşırmışken dizlerinin üzerine çöktü. Etrafındaki insanlara ambulans çağırmaları için bağırdığı sırada elleriyle Jung Kook'un başını destekledi. "Jung Kook, aç gözlerini. Yalvarırım!" dedi hıçkırıklarla. Jung Kook'un başını dizlerinin üzerine koyduktan sonra ceketini çıkardı. Yumak haline getirdiği ceketini yaranın olduğu yere doğru bastırdı. Beyaz olan ceket hızla kırmızılaşırken "Nerede kaldı bu ambulans?" diye bağırdı. Kalabalığın içinden biri gelmek üzere olduğunu söylediğinde "Ambulans geliyor, lütfen biraz daha dayan," dedi genç adama.

Olay yerine gelen ambulans hızla hastaneye doğru yol alırken Ji Hye, kendinde kalmak için savaş veriyordu. Yaşadığı büyük şok onu zorlasa da Jung Kook'un iyi olduğunu görmeden o da iyi olamayacaktı.

Jung Kook ameliyata alındığı sırada durumu öğrenen BTS üyeleri soluğu hastanede almıştı. Ameliyathane önünde üzeri kanlı kızı gördüklerinde koşarak yanına ulaştılar.

"Neler oldu? Jung Kook'a ne oldu?" diye bağırdı Yoongi. Ji Hye şokun etkisiyle konuşmakta güçlük çekiyordu. "Ben... Bilmiyorum," diyebildi titreyen sesiyle. Sinirli bir o kadar da üzgün olan üyeler ameliyathane önünde volta atmaya başlamışlardı.

Ameliyathane önüne gelen bir polis memuru "Bayan, ifadenizi almamız gerekiyor." deyince Ji Hye oturduğu yerden güçlükle kalktı. "Adınız?" diye sordu polis. "Ji Hye. Han Ji Hye," dediğinde tüm gözler kızın üzerinde toplanmıştı. Sinirlerine hakim olamayan Tae Hyung, Ji Hye'nin üzerine yürüdü. Elleri kızın boğazını bulurken "Her şey senin yüzünden!" diye bağırdı. Göz yaşlarıyla "Sen ve o aptal mektupların yüzünden benim kardeşim can çekişiyor!" dedi. Polis memuru ve üyeler zor da olsa onları ayırmaya çalıştı. Genç kız neler döndüğünü anlamaya çalışırken elleriyle acıyan boğazını sıvazladı. Bedeni yaşadıklarını daha fazla kaldıramayınca kendini yerde buldu.

Ji Hye kendine geldiğinde bir yatakta olduğunu fark etti. Kolunu çektiğinde yaşadığı acıyla yüzünü buruşturdu. Kolundaki serumu çıkarmaya yeltendi. Kapının açılma sesiyle bakışlarını kolundan kapıya çevirdi. Geleni gördüğünde gözleri büyümüştü. İlk başlarda idrak edemese de şu an hayranı olduğu grupla aynı ortamdaydı. Ve âşık olduğu adam onun için kendini feda etmiş can çekişiyordu. Tüm bunlar aklına gelince saatlerdir akan göz yaşları tekrar akmaya başlamıştı.

Sesindeki korku bariz belli olurken "O iyi mi?" diye sordu Ji Hye. Jin'in kaşları çatılırken "Bu seni ilgilendirmiyor," diye cevap verdi kıza. "Buraya senin hakkında konuşmak için geldim," dedi ve devam etti. "Şimdi bana en baştan olanları anlatıyorsun," Kaşlarını kaldırıp sorgularcasına baktı kıza. Ji Hye yatakta doğrulup sırtını dikleştirdi. Boğazını temizleyip "Ben anlamadım. Her şey çok hızlı oldu," dedi. Tekrar ağlamaya başlayınca Jin sinirle kafasını çevirdi. "Tamam. Şokta olabilirsin. Anlıyorum. Peki bu mektup olayı ne?" dediğinde Ji Hye Jin'in yüzüne odaklandı. "Ben gerçekten bilmiyorum," dedi inanmasını umarak.

Jin daha fazla sabredemeyeceğini anladığında her şeyi anlatmaya başladı.

"Bak. Yaklaşık bir aydır Jung Kook Ji Hye adında biriyle mektuplaşıyor. Sürekli Bukchon'daki eski posta ofisine gidiyordu. Tüm bunların yanında olayın Buckchon'da olması, seni kurtarmak için kendini öne atması ve isminizin aynı olması o kişinin sen olduğunu düşünmemize neden oluyor."

"Bir dakika. Buckchon'daki tek posta ofisi bizimki," dedi Ji Hye tüm şaşkınlığıyla. Jin kızın yüzüne daha dikkatli bakmaya başladı ve "Yani o kız sen misin?" diye sordu.

Ji Hye ellerini reddedercesine sallarken "Hayır değilim. Yani bilmiyorum. Ben hâlâ anlayamıyorum. Ben kimseyle mektuplaşmadım. Ve iki hafta öncesine kadar posta ofisi kapalıydı," dedi.

Jin, "Bu imkansız! Ben de gittim ve açıktı," dediğinde kız daha da şaşırmıştı. Olaylara anlam yüklemeye çalışırken açılan kapı konuşmalarını bölmüştü.

"Hyung! Uyandı!"


###

Jung Kook'un ölmesine gönlüm razı olmadı. Ve anladığınız üzere o Ji Hye o Ji Hye'ydi.

Sonraki bölüm final.

Aşk ile kalın~

PK1711 || Jeon Jung Kook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin