Elimdeki bardağı incelerken yanımdaki bir çift kahverengi gözün bana doğru döndüğünü hissettim. Bu sefer ona bakarken gülümsedi. "Şimdiden sarhoş oldum deme sakın."
"Tabiki hayır." dediğimde elindeki bardağı kafasına dikti. Bende bir yudum aldım.
Yaklaşık bir saattir Joseph'le takılıyordum. Bana son görüşmemizde dediği gibi buluşmuştuk ve öylesine muhabbet ediyorduk. Daha doğrusu o bana anlatıyor, bende onu bazen dinliyor bazen dinlemiyordum. Sadece şu işkencenin bitmesini diliyordum.
"Umarım sevgilinden izin almak zor olmamıştır. " dediğinde kaşlarımı çattım. Açıkçası Dylan'a sormamıştım, ayrıca Dylan'ın Joseph'ten de haberi yoktu.
"Hayır, pek zor olmadı aslında."
Gülümsedi. "Öyle mi? Şuanda benimle birlikte olman onun için sorun teşkil etmiyor mu yani?"
Bilseydi tabiki teşkil ederdi.
"Pek sayılmaz. "
"Tuhaf. Demek ki sana çok güveniyor."
Dylan'ı bu çocuğun eline malzeme yapmamak için kısaca kestirip attım. "Kesinlikle. "
İçkisinden bir yudum daha aldı. Şuana kadar oldukça fazla içmişti ama ben onun aksine pek içmiyordum. Bu çocuğun yanında sarhoş olacak değildim herhalde.
"Sevgilinin olması kötü birşey bence." dedi bakışları karşıdayken.
"Neden ki?"
"Çünkü sen bir kızsın ve hayatını özgürce yaşamak yerine bir erkeğe bağlı kalıyorsun. Bence bu kötü ve sıkıcı. "
"Açıkçası hayatımı sevdiğim erkek ile özgürce geçirmek daha çok hoşuma gidiyor."
Bu cevabım karşısında gülümseyip kaşlarını kaldırdı. Kararlılıkla ona baktım.
"Seni her tanıyışımda sevgilini biraz daha merak ediyorum. "
"Merak etmene değen birisi, emin ol."
"Öyle mi? "
Başımı salladım ve devam ettim. "Hiç sevgilin oldu mu hayatında?"
"Lisenin başlarında oldu ama sonra gerçeği kavradım. Anlarsın ya. " dedi ve göz kırptı. Yerimde rahatsızca kıpırdandım.
Kaçıncı bardakta olduğunu sayamazken son bardağı da kafasına dikerek yenisini istedi. Biraz sarhoş olmuş gibiydi, bense hala aynıydım. Çünkü doğru düzgün içmemiştim bile.
Bir süre sessizce onu izledim. Artık içmemesini söylememe rağmen içmeye devam ediyordu. Bu yüzden bende ısrar etmeyi bırakıp onun rezilliğini izlemeye başladım. Çok iyi arkadaşım, biliyorum ama açıkçası onu pek dinlemek istemiyordum. Zaten içmesi işime gelirdi.Aslında geçen gün onunla iyi zaman geçirmiştim ama onun nedeni de oyun oynuyor olmamızdı. Aslında her zaman öyle birisi olsaydı gerçekten hoşuma giderdi.
Aman banane be? Dylan varken birde buna mı bakacağım? Dylan bu çocukla yarışsa açık ara farkla öne geçer.
Düşüncelerimden sıyrılıp dikkatimi dağıtan şey çocuğun bana yaklaşması oldu. Omzunu bana atıp kendisine çekti. Ne olduğunu anlayamazken ona baktım. O da bana dalgın ve baygın gözlerle bakıyordu.
Yüzümün önündeki bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
"O kadar güzelsin ki, sevgilinin olması saçmalık. "
"Buna sen karar veremezsin." dedim ayrılmaya çalışarak. İzin vermedi.
"Ondan daha iyisini hakediyorsun. Sen benim gibi birine layıksın. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRTÜK
Teen FictionÇoğu hikayede masum kızları destekleyip onlar için üzülüp, sevindik.Oradaki sürtük kızlar hiç umrumuzda olmadı.Peki ya hikayedeki başrol bir sürtükse ne olur? İşte sürtük kızımız Jessica.Popülerliği doruklarında yaşayan ve bütün erkekler tarafından...