//Ömer//
'Çok üzerine gitmiş olmalıyım ki sonunda dayanamadı. Bencillik yaptım sanırım. Hem hemen güvenememe hem de askerlik engeli yüzünden gitme konusu oyalamıştı zihnimi. Olmadı evlenmeyiz olur biter.' genç adam yola odaklanmış iç sesinin esaretine kapılmıştı. Zeynep ise arka koltukta üzüntüyle camdan dışarıyı izliyordu. Halbuki ne de sevinmişti Ömer, hevesliydi evlilik için. Hoş kendisinde de suçu buluyordu. Onu dinlemeden Sahra'ya anlatsaydı kandırıldım fikrine kapılmazdı Sahra diye yakınıyordu. Yaklaşık 40 dakikadır Ömerle konuşmaya çalışıyordu fakat Ömer direksiyonu sıktığı bembeyaz parmak boğumlarıyla yola bakışlarını dikmiş konuşmuyordu. Sonunda dayanamadı ve sesini yükselterek :
"Ne yani vaz mı geçiyorsun?"
"...." genç adam sükût yemini etmiş gibiydi ağzını bıçak açmıyordu.
"İyi başkasıyla evlensin, tarikatlerinde adam çok ne de olsa. Seninle evlendirirken yaptıkları baskıyı başkası için de yapsınlar"
"Sus kardeşim. " dedi anlık gözlerini yoldan çekip dikiz aynasından genç kıza bakarak.
"Birşey demeyecek misin kardeşim! Baban ne olacak? Peşini bırakır mı bu işin sanıyorsun? Olayı inada bindirmiş"
"Zorla mı olacak, zulüm mü edelim kıza Zeynep?"
"En azından kimseye anlatma ve belli etme. Zaman ver ona. Bir baktın hayra çıkardı الله."
"Tamam" olmuştu genç adamın son kelimesi ve bir daha konuşmamıştı. Zeynep'i eve bıraktıktan sonra gazı köklemiş, eve gidip kimseyle konuşmadan odasına çekilmişti. Çok geçmeden merkezdeki akhiler Ömer'i arayıp merkezde mescid açtıklarını, Arapça öğretecek birine ihtiyaç duyduklarını ve gelirse onun için ev tutacağını söylediler. Bir yandan akhilere Arapça dersleri verip ayrıca gençlere akaid ve Hadis anlatması da rica edilince bu habere çok sevinmişti. Evde kalıp ailesiyle konuyu açıp kaosa sürüklenmektense bu altın tepsiyle kendisine sunulan nimet gibiydi.
2 rekat istihare namazı kıldı ve arayıp kabul ettiğini söyledi.Peki neydi istihare namazı? Toplumumuzun anladığı gibi rüyada birşeyler görmek var mıydı? Ya da başkası başkasının yerine kılabilir miydi?
Yaygın hatalı kanaate göre bazı insanlar, istiharenin, ancak bir takım insanların dua etmesi ve uykuda rüya görülmesi durumunda söz konusu olabileceğini sanmaktadırlar. Bu, الله'ın emretmediği ve Peygamberin صلى الله عليه وسلم sünnetinde de yeri olmayan bir aşırılıktır. Bu husus, Müslümanlar için mutlak anlamda gerekli olmayan bir zorlamadan kaynaklanmış olup, bu durum kendilerini, Peygamberin صلى الله عليه وسلم sünnetlerinden biri olan büyük bir sünneti tahrif etmelerine ve onun sevabından, bereketinden ve nimetlerinden mahrum kalmalarına yol açmıştır.
İstihare için uyku şartına gelince; Sanki bu, kişinin niyet ettiği bir konuda hayır olup olmadığını anlaması için uykuda bunu görmeyi şart koşar. Veya kişi, rüyasında yeşil veya beyaz görürse, bu, kendisi için hayırlı; kırmızı veya siyah görürse bu da hayırsız ve uğursuz anlamına geldiğini zannetmesi Kur'an ve Sünnetten hiçbir asla dayanmadığı için bu tür şeylerin şart koşulması bid'attır. İslamda yoktur!قال جابر بن عبد الله رضي الله عنهما: كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يعلمنا الاستخارة في الأمور كلها كما يعلمنا السورة من القرآن، يقول: إذا هم أحدكم بالأمر، فليركع ركعتين من غير الفريضة، ثم ليقل: اللهم إني أستخيرك بعلمك، وأستقدرك بقدرتك، وأسألك من فضلك العظيم، فإنك تقدر ولا أقدر، وتعلم ولا أعلم، وأنت علام الغيوب، اللهم إن كنت تعلم أن هذا الأمر ـ وتسميه باسمه ـ خير لي في ديني ومعاشي وعاقبة أمري، وعاجله وآجله، فاقدره لي ويسره لي، ثم بارك لي فيه، وإن كنت تعلم أن هذا الأمر شر لي في ديني ومعاشي وعاقبة أمري، وعاجله وآجله، فاصرفه عني، واصرفني عنه، واقدر لي الخير حيث كان ثم رضني به
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Muvahide Olmak..
ChickLitEvet الله سبحانه و تعالى için soruyorum sana; bu namaz kılanların, dua edenlerin ve tevbe edip yalvaranların saflarında mıydın, yoksa geri kalanların saflarında mıydın? Bu ümmetin güçlülük sebeplerinden biri mi oldun bugün, yoksa zayıflık sebepleri...