Senin İçin 40

857 62 10
                                    

"Kendi tenimden daha çok seviyorum seni."
-Frida Kahlo

-

Seninle başlayıp seninle bitmeli bu sevda. Satırlarca yazılmalı destanlar gibi dilden dile dolaşmalı. Her kelimesi yeni bir aşk doğurmalı içinden, her cümlesi bir kalbe dokunmalı.

Sen ise bana dokunmalısın, hislerinle gözlerinle kalbinle ve ellerinle. Çekme bir tanesini bile benden, çekme ki tüm bu yaşadıklarımızın bir anlamı olsun.

Seni sevdiğimden beri daha farklı biri oldum ben. Belki eskisinden daha iyi, belkide çok daha kötü. Biraz agresif biraz sinirli. Diyorum ya işte sevgilim bambaşka biri oldum.

Seni sevdikçe güzelleştim içimde bir bahçe oluşturdum, her gün daha çok tohum ektim içime, umutlarımı orada yeşerttim. Bazen göz yaşlarımla suladım, bazen aşkının sıcaklığıyla kavurdum.

İçimdeki hisler şehrinin de taşları yerlerine oturdu teker teker, en büyük mimarisi de sen oldun.
Bir krallık kurdun kalbimde ve baş köşeye oturdun. En güzel tahtı kaptın en güzel mutluluğa kavuştun ve kavuşturdun.

Mutluluğum...

Krallıkla uzaktan doğru uğraşmanın oldukça zor olduğunu biliyorum. Dört gündür benden uzak bir şehirdesin ablanın yanına özlem gidermeye gittin ama bende seni burada özlüyorum, her gün yanında olmaya kollarında uyumaya o kadar çok alışmışım ki yokluğunu çekiyorum. Ben yokluğunu çekerken sen bunu sesinle kapatmaya çalışıyorsun. Her gittiğin yerin fotoğrafını atıyorsun aslında bir yandan çok güzel bir şey ama kıskançlık damarlarım depreşiyor nedense. Bensiz geziyorsun elini tutamıyorum bir sevgilin var imajı çizemiyoruz da insanlara. Tamam tamam çok abartmıyorum ama öyle sevgilim. Neyse ki yarın dönüyorsun dönüşünle beraber vize haftası da başlıyor, verilecek ödevlerimde hazır olduğuna göre yanından ayrılmak için bir sebebim kalmıyor. Sıkılana kadar başından ayrılmamayı planlıyorum hele bir sıkıl bak seni ne yapıyorum.

Her şey bir yana sensizken eksik hissediyorum senden biran bile kopmak istemiyorum. Nefes almak gibi yani ne bileyim saksıda duran bir çiçeğin suya ihtiyacı olması gibi bir şey sana ihtiyaç duymam. Öylesi bir sen, öylesi bir sevgi, öylesi bir bağlılık. Kopmak ise senden intihar gibi. Bunu aklımdan geçirmek ise intihara bir girişim. Beni intihara sürüklemeyeceğini biliyorum, beni deli gibi sevdiğini de biliyorum, sonumuzun ne olacağını bilmiyorum ama birbirimize karıştığımızı fermuarın dişleri gibi birbirimizi bulduğumuzu biliyorum.

"Sevgilim sana önemli bir şey söyleyeceğim"

"Söyle tabi birtanem"

"Ama üzülme olur mu?"

Hayda yine mi üzülme faslına geçtik niye böyle şeyler yapıyorsun yani neden?

"Biraz kafamı toparladım burada biraz düşündüm ve bir sonuca vardım"

"Düşündün... neyi peki?"

"Şey..." işte şey ne o şey ne işte niye bu kadar zorluyorsun ki "Seni gerçekten ne kadar çok sevdiğimi"

Telefonun senin göremediğin o tarafında bir oh çektim ve kocaman gülümsedim. Beni duygudan duyguya sürükleyip minik çaplı kalp krizleri geçirmeme neden oluyordun artık.

"Ben seni görmediğimde sesine ulaşamadığımda delirecek gibi oluyorum Umay, baktığım her yerde seni görmek istiyorum artık gözlerini gülüşünü, saçmaladığını, hatta sevimsiz olduğun anları. O yüzden dayanamadım ve geldim evdeyim"

"Sana inanamıyorum Barın ben burada senin özlemin ile kıvranırken cümlelerinle kendimi avutmaya çalışırken yarını iple çekerken geldiğini bana yeni söylüyorsun. Hemen geliyorum"

Karşıda kıkırdıyordun nasıl hoşuna gitmişti bu durum ama beni özlemiştin gelmiştin işte. Hemen hızlıca duşumu alıp en sevdiğin kokumu da sürerek yanına ışınlandım. Apartmandaki merdivenleri çıkarken ev iyice uzaklaşıyor gibiydi bir türlü bitmek bilmiyordu. Kapıya geldiğimde ayakkabılarını bile orada görmek beni deli gibi mutlu etmeye yetmişti. Kapıyı tıkladım açtın ama yoktun yine ne planlıyordun kapının arkasından aniden çıkıp korkutacak mıydın yoksa beni ama ben senden korkmazdım ki.

İçeri adımımı atmamla beraber kolumdan tutup beni kendine çektin kapıyı kapattın ve beni kapıya doğru yasladın. Nefesin yüzüme vuruyordu nefesini derin derin alıp veriyordun. Burnun burnuma değiyor gözlerin beni delip geçiyor ama dudakların tek bir kelime etmiyordu.

"Rujun çok güzelmiş bozsam kızar mısın ?"

Sesin fısıltı gibi çıkıyordu kalbimin yerinden çıkacağını hissediyordum.

"Hayır" dedim benim bile duyamadığım bir sesle. Parmaklarını saçlarımdan geçirdin, diğer elinle belimden tutup kendine çekerek dudaklarını dudaklarımla buluşturdun. Her öpüşmemiz daha alevleniyordu sanki, aşk çoğalıyor her an büyüleniyordu.

Dudakların alev almıştı yetmiyordu öpmek, boynumu işgal ediyor kendine hakim olamıyordu. Ellerin ise vücudumda gezinmekten zevk alıyordu. Aniden beni kucağına aldın bacaklarımı sana doladım odaya geçip kapıyı kapattın. Beni yere indirdiğinde hala öpüşlerin devam ediyor boynum rujumun izlerinden kan oturmuş hissini veriyordu. Gömleğinin düğmelerini açtım teker teker, sen ise üstümdeki kazaktan beni kurtardın. Beyaz tenim de gezinen ellerinde üstümdeki her şeyden beni kurtarmak için can atıyordu.

"Sana hayranım Umay"

Pantolonumun da üstümden düşmesine izin verdin.

"O kadar güzelsin ki teninin her santimini öpmek istiyorum"

Bu cümleler başımın daha da dönmesine neden oluyordu. Nefesimi artık kontrol altında tutamıyordum.

Dudakların boynumdan göğüslerime, göğüslerimden göbeğime öpücüklerini dizerek geziniyor gözlerin ise beni izliyor tepkimi ölçüyordu. Biranda yatağa uzandın ve üstündeki yorganı kaldırıp beni yatağa yatırdın. Tüm vücudum şuan tamamen sana aitti. Tenin tenime değdiği her an bedenimin binlerce parçaya bölündüğünü hissediyordum. Başımı ellerinin arasına alıp beni öperken fısıldıyordun.

"Sen hep benimsin güzel kadın"

Ben hep senindim hep senin kalacaktım.

İçimde uyandırdığın bu karşı konulmaz duygu beni sana daha çok bağlıyordu, kollarının arasında vücuduma bıraktığın bu anlamın esiri olmuştum şuan. Hareketlerin karşısında sesimdeki iniltilere hakim olamıyordum, başımı ellerinin arasına alıp beni tekrar öperken dişlerin ile alt dudağımı çekiyordun ve yine içimde her defasında olduğu gibi bir şeylerin harekete geçtiğini hissetmeye başlıyordum. Vücudum bir yayın okunu atmasına ramak kalmışcasına gerilirken düşüncelerimi toparlayamıyordum, sen ben sadece biz.

Yanında yatarken sana sırıttım buna mani olamıyordum. Parmakların hala vücudumda geziniyordu

"İyi misin?"

"Her zaman"

"Sen ilahi bir kadınsın Umay, benimsin sakın bunu unutma"

Tekrar tekrar ve tekrar unutmayacağımı söylesem bile sen bunu söylemekten asla vazgeçmeyecektin. Ben senin esirindim ve bundan mutluluk duyuyordum.

Yanına doğru kıvrıldım saçlarımı usulca öperek derin bir nefes aldın

"Hadi uyu miniğim"

Sesinin iniltisinden ya da kokundan olacak ki gözlerimi yumdum. Göğsündeki huzurun tanımını yapamayacak kadar yorgun hissediyordu bedenim. Teninde rüyaya dalmayı diledim... sadece seni diledim.

-


merhaba arkadaşlar yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın :)

Senin İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin