"Dolerem exprimit
Quia movit amorem"' Acının sıkıntısı
aşkı harekete geçirir... 'Albert Camus "
Nerede olduğumu anlamam uzun sürmedi. Kriz geçirip bayıldığımda sakinleştirici yüzünden uyuya kalmıştım. Aklıma Cihanın son durumu gelince, kolumda ki serumları yırtarcasına çekerek kopardığımda çoktan ayakkabılarımı giymeye çalışıyordum. Bir hemşire hızla odaya dalarken tek kaşımı sorgularcasına kaldırıp yüzüne baktım. Ela gözleri serumlara ardından koluma baktığında yanıma yaklaşıp nazikçe kolumu tuttu. Bu yakınlığının sebebi anlamaya çalıştığımda aklıma ablamın gereksiz tonlarca para baymasi geldi. Tabi ya. Ondan başka kim para verip de herkesi bize köle edebilirdi ki. Hızla kolumu elinden çekip kurtardığımda kaşları çatıldı.
" Lütfen izin verin yardım edeyim."
Onu umursamayıp kapının kolunu indireceğimde kurduğu cümle durmama neden oldu.
" Kardeşinizi odaya taşıdılar. "
Onu boşverip koşarak odadan çıktım ve danışmanın yanına yürüdüm. Boyası akmış sarı saçlarıyla oynarken bilgisayara dalmıştı. Varlığımı hissetmeyeceğini anlayıp masaya 2 kez tıklattım. Aniden sıçrarken baş parmağını üst dişlerine götürüp kafasını kaldırdı. İçten içe gülerken suratımı ifadesiz tutmayı başarmıştım.
" Buyrun? "
Mahçupca sorduğu soruya sertçe cevap verdim.
" Cihan Alas "
" Hemen bakıyorum... 312 numaralı oda-"
" Kaçıncı kat? "
" 3. Kat efendim. "
Şirince gülümsediğinde boş bir bakış atıp topuklarımın üstünde döndüm.
Asansöre bindim ve kat düğmesini tuşlayıp arkama yaslandım. Ağrıyan başımdan dolayı gözlerimi sıktım. Dışarıdan boğuk bi ses;" Lütfen durun. Bayan. Hey-"
Derken sıktığım gözlerimi açıp bulanık gördüğüm erkek hemşire baktım. Son anda boşluğa ayağının ucunu koyup kapının ardına kadar açılmasını sağladı. Göz devirip tekrar eski halime döndüm. Tuş sesi geldikten 1 saniye sonra kapılar tamamen kapandı ve asansör yukarı çekildi. Yükseklik korkumdan olsa gerek midem karıncalandı. Tek gözümü açıp baktığımda yeterince düzgün olan siyah saçlarını düzeltiyordu. 3. Kata geldiğimizi belli eden ses ile asansör durduğunda gözlerini sırtımda hissettim.
Yavaşça ilerleyip oda numaralarına baktım.310... 311... ve 312. 'Kolay oldu'. Kapının kulpunu indirip içeri girdiğimde odadaki tüm gözler kafalarıyla birlikte bana döndü. Ufuk ve ablamın haricinde Cihanın arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim bir kaç kişi daha vardı. Gözüm yatakta masumca uyuyan Cihana kaydı. Gözlerim dolu dolu yanına yaklaştığımda Ufuk gülümseyip yatağın yanındaki koltuktan kalktı. Koltuğa oturup buz gibi olan ellerimle kardeşimin sıcacık ellerini tuttum. Bir damla yaş düştü gözlerimden.
'Burada olmaz. Henüz değil Alin.'
Ağlamayacaktım,herkesin içinde. Dişlerimi sıkıp Ufuğa döndüm.
" Doktor ne dedi? "
" Elektrik çarptığı için gece bilinci kapalıydı ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Sabah 7 civarı buraya getirdiler. "
Gözlerim kolumdaki saate kaydı. Saat 4'e yakın gelmiştik ve şimdi saat 1'di. 9 saattir uyuyordu. Kafamı koluna koydum. Kolunu öptüm. Ağlayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırbaç Darbesi
Novela Juvenil"Neden ağlıyorsun ?" Dedi adam. Kadın göz yaşlarını sildi ve "Okuduğum kitabın sonu fazla hüzünlüydü " dedi . Ama okuduğu kitabı kendisinin yazdığını ve ana karakterin de o adam olduğunu söyleyemedi... (11/05/2016 tarihinde yazılmaya başlanılmış...