Ömer, genç dayı Emre'nin derse gelişiyle olayı yüzeysel olarak anlatmıştı. Yarın görüşmek istediğini söyleyip de kabul görünce de genç dayı Sahra'yla konuşup yarın kendi evine gelmesi gerektiğini tembihlemişti. Sahra'nın kabulüyle arabayla kendisini alacağına dair sözleştikten sonra Ömer'e haber etmişti. Hesaplarına göre yarın öğleden sonra Ömer, genç dayının evine evlilik görüşmesi için gidecekti.
"Sahra, dayısının ninjası yarın sabah erkenden alayım mı seni? Ev kirlilikten göç ediyor sanki. Bir çeki düzen versen nasıl olur? Ev arkadaşım 1 aydır memlekette iki hafta daha gelmeyecek zaten"
"Daha geçen hafta dip bucak duvarlara kadar temizledim, ne yaptın da bu hale geldi acep?"
"Ne bileyim ya"
"Çok mu kötü ki?"
"Tahmin bile edemezsin. "
"Öğlene kadar yetiştiremem ki ben. Gelip şimdi al da bu akşam orda kalayım anca temizlerim sabaha kadar. Yemek de yapar dolaba koyarım hem"
"20 dakikaya ordayım o halde."
Sahra'nın aklına yarın evlilik görüşmesi gelince yüzüne kan hücum etmiş ve yüzü yanmaya başlamıştı. Yaz kış soğuk olan ellerini yanaklarına koyup bu şekilde kaç dakika boyunca aynaya dalmıştı. Yarın cilbabla karşına çıkıp sadece yüzünü açması gerektiğini aklına kazıdıktan sonra yanına birkaç parça eşya, banyo rafından temizlik seti, mutfaktan yaprak sarma için birkaç malzeme aldıktan sonra evin kapı, pencerelerini بسم الله diyerek kapattı. Saat akşamın 10'una gelirken kapı çaldı. Kapıyı açıp eşyaları bir çırpıda dayısına yükleyip ışıkları kapattı ve evden çıktılar. Yolda dayısıyla yarın Ömer'in kaçta geleceğine dair konuşurken eve vardılar.
Eve girer girmez genç kızı kıyafetlerden oluşan minik tepecikler karşıladı. Kirliler ve temizler ittifak kurmuş gibi iç-içe geçmiş , evi yoğun erkek parfümü sarmış, mutfaktaki tencere ise fırına adeta yapışmıştı. Mutfak lavabosu ise bardak istilasına kapılmış sırıtıyordu sanki. Genç kız derin bir nefes verip arkadasına döndü. Sakin olmaya çalışarak dayısına çemkirdi.
"Hayır, anlamıyorum. Çok mu zor içtiğin bardağı makina koymak? Çıkardığını kirli sepetine atmak, evi havalandırmak? Tansiyonum çıkmak üzere dayı cidden delirmek üzereyim. Odana gidiyorsun, ne kadar kıyafet varsa evin etrafındakiler de dahil banyoya götürüyor, oturup beyazları ve siyahları ayrı yerde yığıyorsun. Sadece bunu yap. Ben gelip makinayı çalıştıracağım. Ama önce buralardan başlamam lazım. Eğer istediğim gibi yapmazsan evin resmini teyzeme yollarım. Bir baktın benden önce olmuş düğünün."
"Tamam tamam gidiyorum. Abarttın iyice" deyip söylene söylene etrafa savrulan kıyafetleri banyoya yığmaya başlamıştı. Genç kızın ikazlarına karşılık yatak örtülerini de taşımayı unutmamıştı. Evi havalandırmak için pencereleri sonuna kadar açan genç kız Kasım soğuğunun evi boyunduruğuna almasını izin vermiş, kalın perdeleri de çektikten sonra cilbabı çıkarıp mutfağa girişmişti. Buzdolabının içinde ne kadar bozulmuş yiyecek varsa attıktan sonra içini silmişti. Mutfak dolapları da derken iki saatin sonunda mutfak pırıl pırıl olmuştu. Bu arada her saatte bir çamaşır makinasını da açmayı unutmadı. Genç dayısına kıyamayıp çabuk yatması için önce onun odasını temizledi, temiz çarşaflar serip çıkınca genç adam çoktan kendini yatağa atmıştı bile. Yüzüne yayılan, yorgun gülümsemeyle ışığı kapatıp dışarı çıktı.
Yorgunca ensesini ovalayarak salonu ve diğer odaları da toparlayıp saatin geç olmasına aldırmadan elektrikli süpürgeyle odaları temizledi, etrafı silip heryerin tozunu aldı. Saat gece yarısından sonra 3'e gelirken Ömer'e atıştırmalık yapma isteği ağır bastı. Tuhaf bir duygu benliğinde yer edinirken yavan bir gülümsemeyle sarmaları sararıp bir yandan sesli makaleyi dinliyordu. Makale feminizm ile alakalıydı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiye'de Muvahide Olmak..
ChickLitEvet الله سبحانه و تعالى için soruyorum sana; bu namaz kılanların, dua edenlerin ve tevbe edip yalvaranların saflarında mıydın, yoksa geri kalanların saflarında mıydın? Bu ümmetin güçlülük sebeplerinden biri mi oldun bugün, yoksa zayıflık sebepleri...