Derin'den
Kaçırılmamın ardından bir hafta geçmişti ve lanet sınav haftası gelmişti. Tabi bu bi hafta içinde bazı olaylarda olmuştu. Yağız kaçırıldığımı öğrenip bana daha da yaklaştı. Tabi ben onu kovdum. Ve şu an oturmuş Nehir ve Irmak'a matematikte anlamadıkları yerleri anlatıyorum. Tamam dil öğrencisi olabilirim ama biz de matematik görüyoruz herhalde. "Ya Derin bu x niye gitmiyo ya."diyen Berkay'a gözlerimi devirip baktım. "Gerizekalı işlemi yanlış yapmışsın ben sana böylemi dedim."diye söylendim. Evet kızlara ders çalıştırırken onlarda katıldılar. "Bak son kez anlatıyorum. Bu kez anlamazsan seni döverim."dedim. Berkay'da tırsmış bi şekil de tamam dedi. Soruyu ona anlatıp bi sonraki soruyu çözmesini söylemiştim. "Hey çok basitmiş. Valla Derin beni her türlü dövebilirmişsin. Bu kadar basit bişeyi anlamamışım yani."diye saydırıyodu. "Bi tanem yeter artık bırakın ders çalışmayı. Hadi aşağı gelin de dinlenin. Hem Gece abinde geldi. Otururuz hep birlikte hadi."diyen Egehan abimin sırtına atlayıp tamam dedim. Abim gülerek kollarını bacaklarımdan geçirdi. Bende kollarımı onun boynuna doladım."Yaa ben abimi özledim."diyen Nehir'e sadece gülmekle yetinmiştim. Ha bu arada Gece abi de Irmak'ın abisi. Aslında hiç benzemiyolar. Birbirlerinin zıttıdırlar. Irmak kahve rengi gözlü siyah saçlı ve esmer. Gece abi ise mavi gözlü beyaz tenli. Anlicanız hiç benzemiyolar. Umut abim Nehir'e gülerek"Biz ne güne duruyoruz kız burda. Gel sende benim sırtıma."dedi. Nehir küçük bi kız gibi ellerini çırparak abimin sırtına atladı. Irmak bize imrenirmişçesine bakıyodu. Gece abi de onu birden sırtına aldı. Irmak kollarını Gece abinin boynuna dolarken eli gözlüğüne çarptı ve gözlük yere düştü. Egehan abim Gece abiye"Oğlum sen de Derin gibi lens taksana. Bak düşüyo hep şu illet."dedi.Gece abi bana şaşkınlıkla bakıp "Kız deli senin o güzel maviş gözlerin lensmi. Lilili ben nerelere gidem."diye ağıt yakmaya başladı. Gözlerimi devirip ona cevap verdim"Evet lens takıyorum ama renksiz. Yani gözlerimin kendi rengi bu."dedim.
Gece abi derin bi nefes alıp "Oh be rahatladım he."dedi. Tabi bu arada da aşağı inmiştik ve şu an koltuklarda oturuyoruz. Aklıma gelen şeyle hemen ayağa fırladım."Lan biz geçen şu kaçırılma şeysinden dolayı Transformersı izleyememiştik. Şimdi izlicez. Nehir koş laptop umu getir."dedim. Nehir koşarak odama gidip laptop umu getirdi. Direk televizyonla bağlantı kurup filmi açtım ve koca üç kişilik koltuğa yayıldım. Tam en heycanlı yerin de annem araya girip filmi durdurdu. Ben şokla gözlerimi iri iri açıp anneme "Anne naptın."dedim. Annem de bana "Akşama Masal teyzenler bize gelicekler. Ha bu arada Emir'de onlarla gelicekmiş. Birtanem şu çikolatalı pastandan yapsana. Nolur canım. Hadi lütfen."deyip yıkama yağlamaya geçti annem. Gözlerimi sinirle kapatıp açtım ve anneme "Ben. O. Piç kurusu için. Hiç bişey. Yapmam."dedim dişlerimin arasından. Annem de "Canım onun için yapma. Benim için,baban için,abinler için yap.(karı bildiğin intikama bağlamış ajsjdndndjdj) Nolursun."diyip duygu sömürüsüne başladı. "Tamam yapıcam ama bi şartım var."dedim. Başını tamam anlamın da salladı. "Ben kavga ettiğim zaman bana karışmicaksın. Abimlere bişey yaptığımda da bişey demiceksin. Kabul mü?"dedim. Annem kabul etmekle etmemek arasında gidip geliyodu. Birden "Tamam kabul."deyince abimlere bakarak sinsice sırıttım. Abimler bana korkak bakışlar atıp "Derin aklından bizi 120 yerimizden bıçaklayıp damatlık giydirip sonra yüzümüze kezzap döküp sonra parçalara ayırıp çöp kutusuna atmayı planlamıyosun dimi."dedi dehşetle Egemen abim. Kahkaha atıp abime döndüm. "Aslında aklımdan öyle şeyler geçmiyodu ama senin söylediğin de iyiymiş."deyip sadistçe sırıttım.(o nasıl oluyosa artık)Umut abim yutkunarak "Aa Derin bak film geri kaldı. Hadi devam edelim."dedi. Ben de onu onaylayıp filmi başlattım. Film bitince herkes dağaldı ben de mutfağa gidip pastayı yapmaya başladım. Birden çikolata kabının içinde bi parmak görünce sinirle oraya döndüm. Babam şirince sırıtıp ellerini çekti. "Ben onunla pasta yapıcam ama."diyip ona çıkıştım. Babam bişey demeden gülümseyip mutfaktan çıktı. Pastayı bitirip odama çıktım. Mavi'yle ilgilenememiştim. Mavi'yi alıp aşağı indim. Askılıktan montumu alıp giydim. Ayağımada siyah postallarımı (bilmeyenler için postal askerlerin giydikleri botlar)geçirdim. Kasım ayının sonlarındaydık ve hava epey soğuktu. Aklıma gelen fikirle ani bi dönüş yapıp eve geri girdim. Koşarak odama gittim ve gitarımı aldım. Onu kılıfına yerleştirip sırtıma aldım. Aşağı inip dışarı çıktım. Mavi'yi alıp sahile yürümeye başladım. Sahile geldiğimiz de pek kimse yoktu. Denizin hırçın dalgalrı sahili öyle bi dövüyodu ki şuan benim içimi temsil ediyodu. Sahil boş olduğu için bi banka geçip oturdum. Gitarımı kılıfından çıkarıp kucağıma aldım. Sol elimi gitarın tellerinde hareket ettirdim.
Emre Aydın Buralar Yalan şarkısını çalmaya başladım. Tam sözlere girecekken başka biri sözlere başladı. Başlayana baktığım da Evren'di. Sesi çok güzeldi. Şarkı bittiğin de birden alkış sesleri duyuldu. Etrafıma baktığım da bizimkilerin burda olduklarını gördüm. "Muhteşem bi sesin var."dedim. "Teşekkür ederim."dedi. "Yaaa çok yakışıyosunuz siz ama."diyen Irmak'a öyle bi bakış atmışım ki kız Kaan'ın arkasına saklandı. Nehir'le Berkay'a baktığım da el ele tutuştuklarını gördüm. Kaşlarım daha da çatılırken "Ne oluyo lan burda?!!"diye bildiğin kükredim. Nehir'le Irmak ikilisi yutkunup "Biz sevgiliyiz."diye bi anda söylediler. Sonra bana bakmaya başladılar. Ayağa kalkıp Kaan'a ilerlemeye başladım. Birden sarılınca şaşırdı. Sonra kulağına eğilip"Eğer esmer bombamı üzersen seni öyle bi üzerim ki Irmak'ı üzdüğüne pişman olursun."dedim. Kaan gergin bi şekilde gülümseyerek başını salladı. Şimdi sıra Berkay'da. Gidip onada sarılıp Kaan'a ne dediysem aynısını ona söyledim. O da Kaan gibi cevap verince yerime oturdum.
Bi saat oturup sohbet ettik. Sonra aklıma akşam gelince ayaklandım. "Hadi bana eyvallah gençler. Akşama bi piç kurusuyla ilgilenmem lazım."deyip Mavi'yle ilerlemeye başladım. Çok geçmeden eve gelmiştik. Odama geçip elimi yüzümü yıkayıp dışarı çıktım. Dolabımın karşısına geçip siyah bi tayt onun üstüne dizlerime kadar olan krem kazağımı giydim. Saçlarımı tepeden bol toplayıp bıraktım. Ayağıma da evde olduğum için siyah spor ayakkabılarımı geçirdim. Hazır olduğum da aşağıya indim. Babam ve abimler oturmuş bi şeyler konuşuyolardı. Yanlarına gidip ne konuştuklarına odaklandım. "Baba bu derbi kaçmaz. Nolur izin versen."diye yakındı Egehan abim. Lan Fenerbahçe Galatasaray derbisinden bahsediyolar he. Babam abime "Hayır oğlum finalleriniz var."dedi. "Baba bi fikrim var aslında. Sen abimleri ve beni derbiye yolla bende final haftası ders çalışıyolarmı diye başların da durur sana rapor veririm ne dersin?"dedim babama. Babam ilk bi düşündü sonra abimlere bakarak"Kardeşinize dua edin. Yoksa yollamazdım."dedi. Abimler birden beni kucaklayıp havaya atmaya başladılar. Bu böyle sürerken kapı çaldı. Hemen toparlanıp kapı önüne geçtik. "Hoşgeldiniz"dedi annem. Masal teyze(Emir'in nam-ı değer piç kurusunun annesi)anneme sarılıp "Hoşbulduk canım"dedi. Mert amca da babamla erkekçe sarılıyolardı. Masal teyze beni görünce direk yanıma geldi. Beni kolumdan tutup kendine çekip sarıldı. "Ayyy kuzuuumm. Sen ne kadar büyümüşsün. Ne kadar güzelleşmişsin. Boya posa bak maşallah."deyip yüzümü bildiğin tükürüğe boğdu. Emir annesine bakıp sırıtıyodu. Şeytan diyor git kır ağzını burnunu. Neyse boşver. Hoşgeldin fastı falan geçtikten sonra masaya oturduk. "Eee Doruk işler nasıl gidiyo?"diye bi soru attı ortaya Mert amca. "İyidir Mert işte. Sizinkiler nasıl gidiyo?"dedi babam."İyidir be Doruk. Büyütmeyi düşünüyorum şirketi."dedi Mert amca. Onlar böyle sohbet ederken ben de Emir'e ölümcül bakışlar atıyodum. "Ee Derin'cim okul nasıl gidiyo?"dedi Masal teyze. "İyi Masal teyze. Bu hafta da sınav haftası zaten."dedim. Masal teyze memnun bi şekilde gülüp yemeğine döndü. Sonra zaten kimse bana bulaşmadı. Yemekler bitip tatlılar geçilmişti. Herkes benim yaptığım pastayı yiyodu,ve baya baya bayılmışlardı. "Ay Öykü bu pastayı kim yaptıysa tarifini istiyorum. Çok güzel kız."dedi Masal teyze. Annem gururla gülüp "Derin yaptı. Ondan alırsın tarifini."dedi. Masal teyze bana hayretle bakıp "Kuzum bunu sen mi yaptın gerçekten?"dedi. Kafamı evet manasında salladım. Tatlılarımız bitince masadan kalktık. Annemler salona geçerken abimler yukarı kendilerinin dizayn ettikleri oyun odasına çıkıyolardı. "Derin hadi sende şunu alda gel yukarı."dedi Umut abim. "Tamam abi Masal teyzeye tarifi verip geliyoruz."dedim. Tarifi verip yukarı çıkmaya başladık."Eee Derincim yarın sınavlar var. Çalışmışsındır herhalde."dedi. Ona tiksinircesine bakarak"Sanane!"diye tısladım. O sadece piç bi sırıtışla bana bakmakla yetimişti. Odaya girdiğimiz de abimler PES oynuyolardı. Hemen Egehan abimi kaldırarak oyuna başladım. "Lan koşsana! Lan koş! Geliyo lan geliyo!"diye bağrınıyodu Egemen abim. "Derin vurdu ve gol oldu!"diye bağardım. Umut abim bana sinirle bakıyodu. Onu takmadan kalkıp odama gittim. Bi güzel duşumu alıp pijamalarımı giydim. Saçlarımı kuruttum ve taradım. Ardından salaş bi örgü yaparak kendimi uykuya bıraktım.
---------------------------Multi Gece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah'ın İçindeki Mavi...
Tiểu Thuyết ChungSen ne kadar mavinin öldüğünü söyleyip siyah olduğunu idda edersen et mavi ölmez mavi hep yaşar.