Sahil (Bölüm 2)

83 5 2
                                    

Kediciği bir kaç dakika sonra, arkamda bırakıp gitmiştim ama geri dönecektim. Adını da koydum zaten.

Mika

Evet, evet kesinlikle bu olacaktı. Tontiş koyabilirdim belkide, aklımdan geçmedi değil. Ama Mika daha orijinaldi.

Sokakta ki tüm kedileri, evimde barındırmak isterdim ama buna ne sağlığım, ne de annem izin veriyordu. Ben de onları sokakta besliyordum. Komşular şikayetçi olabilirlerdi ama bu kimin umrunda. Onlar kesinlikle aç kalamazlardı. Hele, hele benim sokağımdakiler asla!

Saate bakmak için telefonumu cebimden çıkardım. Saat 02:13'dü. Diğer cebimi araklarken, içinden kulaklığım çıktığı için binlerce kez şükrettim. Telefonumdan rastgele bir şarkı açıp, dinlemeye başladım. (Multide var)

Yol boyunca dinlediğim şarkıyı kapatma zamanım gelmişti. Çünkü sahile varmıştım. Kulaklığımı, cebime düzensiz bir şekilde tıkıştırmıştım. Bunun pişmanlığını sonradan, ortalama bir saat kadar kulaklıkları çözerken çekecektim.

Sahildeyken bir kaç senedir uğradığım ve 'mekânım' diye adlandırdığım bir yer vardı. Benden başka kimseler bilmez orayı. Güneşin batışını ve istediğim zaman yıldızları izleyebilidiğim bir yerdir orası.

Sahilde biraz yürüdükten sonra, sonunda mekânımın olduğu yere gelmiştim. Kayaları geçip aşağı inerken.. Bir dakika, mekânım ele geçirilmiş!

Benden başka kimse bu mekânı bilemezdi. Bilmememliydi!

Sert adımlarla ona doğru adım attım. Öksürerek dikkatini çekmeye çalışmıştım. Kafasını çevirdi ilk önce. Yüzü tam olarak belli olmuyordu. Dönerek beni tepeden tırnağa kadar süzdü. Pislik herif! Ne sanıyordu bu kendini?

Oturduğu kayadan destek alıp, ayağa kalktı. Yavaş adımlarla yürüyüp, önümde durdu. Üstünde siyah tişört ve siyah hırkası vardı. Gri tonlarında da pantalonu vardı. Ne çok dardı, ne de çok bol. Kolunda da koyu yeşil bilekliği vardı. Ortalama benim yaşlarımda gösteriyordu. 18-19 gibi. Boyumuz eşitti.

Yüzünü de daha net görebiliyordum artık. İnkâr edmezdim. Yakışlı ve çekiciydi. Güzel ve kalkık bir burnu vardı. Gözleri ve saçları kahverengiydi.

Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Onu rahatsız etmiş olmalıydım. Cesaretime kocaman bir alkış! Bu saatte, tanımadığım bir adamı rahatsız etmiştim. Hem de artık, hiç istemediğim kadar ıssız bir yerde. Helal olsun Arya! Bir dakika ya, asıl o beni rahatsız etmişti! Ama bu pişman olduğumu değiştirmiyordu.

Ben bunları düşünürken bana daha çok yakınlaşmış olduğunu farketmemiştim. Bu yakınlığı beni aşırı derecede rahatsız etmişti. Bir adım geri atayım derken ayağım takıldı. Düşeceğimi anladığım zaman, kollarıyla beni belimden tutmuştu. Eğer tutmasaydı, hastanelik olabilirdim. Kayalıklardan bahsediyoruz!

Harika! Elleri belimdeydi ve daha yakındı. Hayır istediğim kesinlikle bu değildi!

"Rica ederim"

Teşekkür etmemi mi bekliyordu? Zaten onun yüzünden düşmüştüm. Ağzımı açıp, tam bir şey söyleyecekken arkamdan gelen tanıdık bir sesle titredim.

"Arya!"

Tanıdığım bu ses pozisyonumu farketmemi sağlamıştı. Hemen ellerini belimden uzaklaştırdım, arkama dönmeyi kesinlikle istemiyordum. Yeterince rezil olmuştum zaten. En yakın arkadaşıma da rezil olmak istemiyordum. Yanaklarımın alev aldığına yemin edebilirim.

İstemeye, istemeye arkamı döndüm. Tahim ettiğim gibi bu Mert'ti. Harika!

Eveet, bu bölümünde sonuna geldiik. Önceki bölümde gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim. Bir sonraki bölümü yakında sizlerle paylaşacağım :)) Teşekkürler..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 Kağıttan HayallerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin