Günlük yazmaya başladım:
Bakarsanız sevinirim 😊 aynı günde 2 bölüm koymamın medeni uzun bir yoldayım.
Marinette'in Ağzından
-Jacob!!
O an onu boşvermem gerekiyordu. Emma'ya döndüm.
-Ne yaparsan yap. Sadece kendin ol.
-O zaman bu kıyafeti biraz değiştirebilir miyim?
-Hayatım bunun mümkün olduğunu san-
Bunu dememle birlikte kıyafetten ışıklar çıkmaya başladı ve kostüm elbise gibi oldu.Çok tatlı olmuştu. Ancak sonra daha çok çığlık sesleri geldi.
-Haydi Emma- Yani haydi Uğurböceği! İlk görevine! İyi şanslar!
-Saol!
Emma'nın Ağzından
Yoyoyu annemin attığı gibi attım ve çığlığın geldiği yöne ilerledim. O sırada bir kedi-çocukla göz göze geldim. Çocuk kızardı.
-Me-merhaba.
-Merhaba.
Elini salladı. Gözü bana dalmıştı. Resmen içime girmişti. O sırada biri ona ateş etti.
-Dikkat et!!
Son anda arkaya döndü ve kendini korudu. Ateş eden kişi uçuyordu. Onun Akumalanmış olduğunu farkındaydım. Ateşle bir ilgisi olduğu belliydi ki alev desenli bir elbise giyiyordu. Elinde bir asa vardı. Akuma orada olmalıydı. Bana bağırdı.
-Vay vay! Uğurböceği!
Suratında kelebek şeklinde bir maske belirdi.
-FlameCracker'a Mucizelerinizi verin yoksa ikiniz de kül olacaksınız. Hahhaha!!
Haince güldü. Bağırdım:
-O kadar da emin olma!
Yoyomu havaya attım.
-Şanslı Tılsım!
Elime demir gibi bir maddeden oluşan uzun ve büyük bir çubuk düştü.
-Bu ne şimdi? Şansıma bak...
İsmini bilmediğim kedi kılıklı çocuk:
-FlameCracker'a sakın dokunma! Bedeni de ateşten!
Bu aklıma bir şeyler getirmişti. Daha sonra görüşüm siyah-beyaz oldu. Şaşırdım ve şöyle düşündüm:
"Ne oluyo aq?"
Sonra etrafa bakındım ve ne yapacağımı buldum.
-Viola! Kedi çocuk! Üzerinde uçtuğu binayı parçala!
-Ben Karakedi ve anlaşıldı leydim.
-Ben Uğurböceği'yim. Leydin değil.
-Peki Leydim.
-Uğurböceği!
-Uğurböceği. Ama sana hep Leydim diyeceğim.
-Tamam ne dersen de ama biraz acele et!
-Peki. KEDİKLİSM!!! (Hala bu kelimeden nefret ediyorum)
Demir gibi olan parçaya yoyomu doladım ve parçayı belime sardım, bir pazar tentesine zıpladım ve oradan FlameCracker'ın önüne zıpladım. Demiri belimden çıkardım. Uçmasını engelleyecek şekilde demiri onun kollarının ve belinin etrafına doladım ve ona ukala bir şekilde göz kırptım. Zıpladığım yerden küçük bir binanın tepesine yoyomun ipini bir sokak lambasına dolayacak şekilde indim. Onu aşağıya doğru sallandırdım.
-Karakedi asasını al!
-Buyrun leydim!
Asayı aldım ve kırdım.
-Daha fazla kötülük yapamazsın küçük Akuma. İYİLEŞTİRME ZAMANI! YAKALADIM! Hoşçakal küçük kelebek... MUCİZEVİ UĞURBÖCEĞİ!!
Herşey normale döndü ve yoyomu belime taktım. Karakedi'nin gözleri parlamıştı. Onun yanına geldim. Elimi yumruk yapıp uzattım.
-Haydi çaksana!
Başını salladı ve elini benimkine vurdu.
-ÇAK BAKALIM!
-Memnun oldum bayan Uğurböceği.
-Bende. Bay Karakedi.
İkimiz de güldük. O anda küpelerim öttü. Ellerimi kulaklarıma koydum. Karakedi'nin de yüzüğü öttü.
-Gitmem gerek.
-Benim de.
-Görüşürüz leydim.
Elimi öptü. Ben ise elimi çektim ve onu burnundan ittim.
-Senin bu zamansız çekiciliğine gerek yok Karakedi. Görüşürüz.
-Hoşçakal.
Yoyomu attım ve evime gittim.
Ağlayacağım. Aynı anne ve babaları gibiler. AĞAĞAĞĞA.
Kelime:429
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyümüşüz (İsimsiz korkular Kitap 3)
ФанфикMiraculous Ladybug. Büyümüşüz. Miraculous'un en sevilen ve en tatlı bulunan çifti Adrienette yine kalplerimizi ısıtıyor!! Bu kitapta eğer büyüselerdi Nasıl olur diye düşündüm. İyi okumalar!