"Yapma. Yapma!!" Diye bağırdı kai. Kyungsoo çıplak ve yaralı ayaklarıyla bedenini buz kesen köprü demirine çıkmıştı.
"Kyungsoo ya!" Kai adım atmak istiyordu ama atamıyordu, kyungsoo ağlıyordu. Kafasını çevirdi ve kendini köprüden aşağı attı.
Düşüyordu. Gözünü kapamış,aşağı düşüşünü ve yaşananları gözünden geçirdi o kısa saniyelerde.
Ailesini,Chanyeolü,Kaiyi,Krystal'i.
Rüzgarlar bedenindeki kanları köprüden aşağı savurturken, kai "Hayır!" Diye bağırdı ve kyungsoo'nun elinden yakaladı. Kol kasları kasılıyordu ve kyungsoo ağlayarak,bağırarak elini bırakmaya çalışıyordu. Kai gene de bırakmıyordu.
"Sana ihtiyacım var soo, sadece sana ihtiyacım var kyungsoo!" Diyerek gözünden birkaç damla yaş saldı.
"Kai. Sana inanmıyorum, onunla aynı yataktaydın!"
Elini bıraktığı an kai de atladı. Kyungsooyu kavradı ve birlikte düştüler. Çevredeki insanlar toplanıp denize tekne ile açılırken İkisi de düşmüştü. Yüksekten alınan su darbesiyle kai kendini soo'ya siper etmişti.
"Bırak desem de bırakma beni soo!" Diye bağırdı ve ikisi de denize batarken hala birbirlerine sarılıyorlardı, denizin derinliklerindeyken siren sesleri duyulduktan sonra kyungsoo kaiyi yukarı çekmeye çalışıyordu ama çektikçe daha da batıyordu kendisi. Kai bilincini kaybetmişti, kyungsoo ise kaiye sarılmış yukarı çıkmaya çalışırken denize bir ip geldi ve o ipi sıkıca kavradı. Kyungsoonun kanlı yara olan elleri ip yüzünden daha da yaralanmıştı ve yukarı çıktıklarında kaiye söverek onu sarsıyordu, ağlıyordu. İnsanlar garip garip baksa da kyungsoo dayanamayıp göğsüne bayıldı.
***
Kyungsoo gözlerini açtı,yara olan her yeri sarılmıştı. Yanındaki perdeleri açtı, kai yoktu. Hemen ayağa kalktı ve kollarındaki serum iğnesini çıkartmasıyla dudağını ısırarak küçük bir inilti çıkardı. Perdelerin hepsini açtı ve bir hemşireye sordu.
Kai hastaneden ayrılmıştı.
Kyungsoo hastane masraflarını ödeyip hemen evine -evlerine- gitti. Yolda gene çıplak ayaklarıyla caddeden caddeye koşuyordu, eve vardığında odasına çıktı ve kai'nin tişörtünü giydi. Şapka taktı ve yırtık siyah pantolonu giyip,spor ayakkabısıyla evden çıktı, şirkete gitti. Kai'yi görünce gözleri doldu.
"Kai!" Diye bağırdı, kai şaşkınlıkla o tarafa döndü ve kollarındaki çocuğa baktı.
"Dediğin gibi seni bırakmayacağım Kai."
Kai ilk önce affallasa da sonunda kyungsoo'dan ayrıldı.
"Sen nesin. Sapık falan mı?! Kaybol küçük." Kai sinirle gitti,kyungsoo hemen kolundan tutup önüne geçti. Kai yine gözünü baykuş gibi açıp kapattı.
"Ya, sana kaybolmanı söyledim."
Kyungsoo titreyen göz bebekleri ile kai ye baktı uzunca. Yutkundu sertçe.
"K-kai? Beni hatırlayamıyor musun? Benim. Kim Kyungsoo !"
Kai güldü.
"Kim Kyungsoo? Fanboy falan mısın sen?" İşaret parmağını kyungsoo'nun alnına koydu ve ittirdi. "Sen mi? Kim mi?"
Kahkaha attı ve sinirlenmeye başlayan kyungsooyu tek eli ile kenara çekti.
"Benim kyungsoo diye bir erkek kardeşim yok." Dedi kafasını yana sinirle çevirerek. Kyungsoo sinirden ve üzüntüden dolmuş göz yaşlarını bıraktı ve Kai'nin üstüne atladı. İlk tanıştıklarındaki gibi, kai sinirlenip kyungsooyu yere yatırdı. Kyungsoo kurtulup üstüne atladı. Yerde dönüp durdular. En sonra kai , kyungsoonun üstünde olduğunda zafer gülüşünü sundu. Piç bir gülümseme attı ve kyungsoo bu boktan hayatına sövdü, başını eğip kai'nin onu incelemesine fırsat verdi.
Kai kafasına gelen ağrıyla kyungsoo'nun yanına düştü. Elinden oyuncağı alınmış bebek gibi uzun bacaklarını koydu ve elini yumruk yapıp yanına koydu. Ellerini başına koydu ve kafasındaki ağrı yüzünden bağırdığında kyungsoo panikleyip ayağa kalktı. Kyungsoo ağlayarak ona baktı.
"K-Kai! Kai ya! Sana ihtiyacım var. Kai!"
Kai titreyerek kyungsooya baktı. Denizdeki olayı hatırlıyordu. Panikle geri geri gitti ve kyungsooya baktı.
"S-Sen."
"Kai! Kyungsoo. Senin baykuşun kyungsoo!"
Kyungsoo kaiyi ayağa kaldırdı.
"Sen... Sen."
"Tamam Kai, sus." Kaiye sarıldı.
"Evimize gidelim"
"Evimiz mi?" Kai başını eğip kyungsooya baktı.
"Evet, evimiz." Anahtarları çıkartıp kaiye uzattı. Kai şaşkınca elinden aldı.
"Gidelim" kai arabayı görünce gene bir şeyler hatırladı. Anahtarı ona verdi.
"Sen kullan."
Kyungsoo arabaya binip sürdü, kai hala ona bakıyordu. Telefonunda krystal arayınca açtı.
"Oh krystal?" Kyungsoo kaiye hemen baktı.
"Oh, kim olduğunu hatırlamıyorum."
Kyungsoo , krystal'in gülüşünü görür gibiydi.
"Sevgilinim seni aptal!"
Kai kyungsooya baktı ve kyungsoo telefonu aniden kaiden aldı.
"Seni sürtük kocamdan uzak dur!" Diye bağırdı, kai arabaya yapıştı ve kyungsooya baktı. Kyungsoo telefondaki sım kartını aldı ve kırdı, telefonu kai'nin kucağına attı.
"S-sen."
Kyungsoo kaiye kısaca baktı ve arabayı hızlandırarak sürdü.
"Kapa çeneni seni gerizekalı ayı" kai istemsizce güldü, neden güldüğünü bile bilmiyordu. Kyungsoo büyük bir eve girdi ve durdu.
Kaiyi izledi, kai arabadan inip evin bahçesinde gezdi.
Bir sürü anıları tekrardan hatırladı. Kyungsoo ya dönüp baktı. "Üzgünüm soo!" Kyungsooyu kollarına aldı ve ikisi de ağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hello; Goodbye
FanfictionNadir smut bulunduracağım. Hikaye mutsuz bitse de KaiSoo ile bitecektir. Oppacılar okumasın, okuyorsa da zorlayan yok saygı göstersin. Kai,kyungsoo,krystal,chanyeol,baek. (Belki HunHan Getiririm.) - Hikaye hakkında fikir verebilecek olanlar özelden...