Yeni bölümle karşınızdayım. Ve bu bölümü birine ithaf etmek istiyorum. :) Benim için değerli biri ve ben de onun için değerliyim diye düşünüyorum :D
merFarukParlak5 bu bölüm sana gelsin :DDolunayın ışığı sık yaprakların arasından zorla geçerek yolumu aydınlatıyor. Işığın çarptığı zemin dökülmüş yapraklar , ölü bitkiler , küçük böceklerle dolu. Ağaçlar sarmaşık güller altında can çekişiyorlar. Her yeni yaprakla üstlerindeki bu vahşi kıyafetten kurtulmaya çalışıyorlar.
Çırpınan ağaçlardan biri bu savaşı kaybetmiş , şu anda yerde duruyor , yolumu kapatıyor. Kazanan olan sarmaşık gül ise ağacın üzerinde kıpkırmızı dudaklarıyla gururla gülümsüyor. Rüzgarda sallanan yaprakları onu alkışlayan seyircilerini selamlıyor.
"Zavallı ağaç" diye düşünüyorum. "Acaba ben bu savaşı ne zaman kaybedeceğim ?" oysa zamanımın yakın olduğunu çok iyi biliyorum ve arkamda cansız yatan yaprakların üzerinde çizdiğim kandan yola bakıyorum , arından son kolumun olması gereken yerde beceriksizce bağlanmış olan bandajdan yere damlayan kanı izliyorum.
"Bu saatte yola çıkmayın. Orman sizi alacak ve arabayla gidip gitmemeniz bunu değiştirmez. " demişti yaşlı kadın. Biz onu umursamamıştık.
Yıldızların altında romantik bir yolculuk hayal etmiştik.
Gözlerimden akan yaşları sağ elimin tersiyle siliyorum.
"Aptalız. " diyorum. "Onu dinlemeliydik. "
Bir kez daha arkamda bıraktığım kandan yola bakıyorum. Elimle gömleğimden yırttığım parçayla aceleyle sardığım sargıyı söküyorum ve yere atıyorum.
"Ne fark eder ki ?" diyerek kendimi dizlerimin üzerinde yere bırakıyorum. Yaprakların çıtırtısı sessizlikte yayılıyor.
Uzakta bir kurt uluyor , bana bu ormandaki tek hayatta olanın ben olmadığımı hatırlatıyor.
"Peki ben ne kadar hayatta kalıcam?"
Gözlerimden yere yaşlar akıyor ama bu sefer onları durdurmuyorum.
Aniden arkamdan güçlü bir rüzgar esiyor ve bütün yapraklar etrafımda uçuşuyor. Ay ışığında dans ediyorlar ve beraber uzaklara gidiyorlar.
"Beni de alın." Diyorum. Artık bitsin istiyorum. Uzaklara gitmek istiyorum. İçten içe bu aniden ortaya çıkan ve yaprakları uzaklara götüren rüzgarın arkasından ne geleceğini biliyorum. "Beni de götürecek". Diyorum. "Ama nereye ?"
Oysa bu rüzgardan sonra tek gelecek şey : dehşet.
Yoğun bir sis rüzgarın yerini alıyor ve önümde hala mutlu bir şekilde zaferini kutlayan sarmaşık gülü bile göremez oluyorum.
Gözlerimi kapatıyorum. Sisin içindekini , O'nu , görmek istemiyorum.
O'nu ; benden sevdiğimi , geleceğimi , şimdimi , geçmişimi ve tabiki kolumu alan'ı görmek istemiyorum.
O : sis , O : dehşet , O : benim kaderim...
Sadece benim kaçışımı izlemek için gitmeme izin verdi. Sadece bir kere daha beni eline geçirmek için... Ormanını en sevdiği renkle boyamam için kolumu aldı benden...
Ama şimdi eğlencesi bitti , ormanı çok güzel oldu , avı yoruldu artık ilerlemiyor.
Birazdan ben de o ağaç gibi olacağım ve O , benim sarmaşık gülüm , parçalarımın üzerinde durarak zaferini kutlayacak. Hala ağaçlarla savaşan güller onu kutlayacak ve belki de ağaçlar benim arkamdan ağlayacak , zavallı ağaçlar benim için ağlayacak.
Sisin içinde , O konuşuyor. Boğuk , soğuk , acımasız bir ses kulaklarımı dolduruyor.
"Umarım bu küçük oyumuzu beğenmişsindir. Ben güzel vakit geçirdim ama şimdi sen yoruldun ve benim bir sonraki misafirlerimiz için hazırlanmam lazım. Malesef burada bitmek zorunda. " sesi ilk başta eğlenircesine çıkıyordu ama en sonunda elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibiydi...
Sis bana biraz daha yaklaşıyor , nefes alamıyorum.
Sis katılaşarak kollar ve keskin bıçaklar oluşturuyor. "Şimdi , şimdi işte bu savaşı kaybettim. Hiç kazanabileceğimi düşünmemiştim zaten. " diyorum. Gülüyorum ve gözlerimden akan tuzlu yaşların dudaklarıma deyişini hissediyorum. Dilimi uzatıp tadına bakıyorum ; kan ve tuz. Yavaş yavaş kafa derimi yüzen bıçaklar geriye sadece kan bırakıyor ve göz yaşlarıma karışıyor.
Ne bağırabiliyorum , ne de hareket edebiliyorum.
Bütün vücudum parçalara ayrılıyor , gerçek anlamıyla.
Ve işte ; şimdi bitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yorgunyazar'ın Kısa Korku Hikayeleri 2
TerrorTüm dostlarımı selamlıyorum ! Bu uzun gecenin sonunda Şafak kızıllığını görmenizi dilerim ! Ben , fazlasıyla sabırsız olan ben , önden gidiyorum. -Stefan Zweig ~~~~ Yorgunyazar'ın Kısa Korku Hikayeleri'in ikinci kitabıdır.