Çantamı sıraya bırakıp, sırada ki dersin kitabını çıkartıp masanın üstüne koydum. Teneffüsüme devam etme çabalarındaydım. Sıradaki dersin matematik olduğu, çaresizlik kotamı doldurmak üzereyken içimi rahatlatan o gülüş yine karşıma çıktı. Anlamsızca garip hareketlerime kaldığımız yerden devam ediyoruz. Halbuki ben daha ona bakmaya doyamamışken bu kadar çabuk zilin çalması sinirlerimi tepeme asansörle çıkartıyor. Keşke aynı sınıfta olsaydık en azından derste görürdüm diye içimden geçiriyordum ta ki nöbetçi hocadan azar işitene kadar. Sınıfa girdiğimde büyük bir trip yağmur una tutuldum ne olduğunu ilk başta anlamadım sırama yaklaşınca Aysunun elindeki günlüğümü görüp iyice panikledim, çünkü o sayfalar onların bilmediği bir dünya içerir ve o sayfaları okumak hayal gücüme kapılıp kafayı yemek için bir sebeptir o yüzden o günlüğe dokunmak tehlikeli ve yasaktır. Aysu ile gizem sayfanın üzerin de ki koskoca kalp içine aldığım "KERİM" yazısını sağ olsunlar gözüme soktular. "ne olmuş yani aşık olmak suç mu?" dedim ve pişman oldum. " aşık olmak suç mu dedik aşık ol ama bi zahmet haberimizin olacağı şekilde ol" diye çıkıştılar . Tam o sırada matematik hocam canım benim çok severim kendisini, ilk Defa hayatımı kurtardı. Derse başlamadan triplilerime hızlıca öpücük attım ama somurtmakta bir numaralar maşallah. Sıraya oturunca gizem günlüğü getirip sert bir şekilde masaya koyup " artık yeni sırdaşınla pazar günkü konsere gidersin" dedi. Kendimi tutamadım yanlarına gidip "ne kadar abarttınız ya alt tarafı söylemeyi unutmuşum" dedim ne yazık ki yemediler. Okul çıkışına kadar hiç konuşmadık ama dayanamadılar, geldiler yine yanıma ve yeni gelen çocuklarla çocukların birinin adı Tankut diğerinin de sancak mış. Hoş isimler yani bide bu kadar yakışıklı olmalarını beklemiyordum, allahım ne diyorum ben yine saçmaladım senin bir kerimin var hakikaten o nerde ya? Tabi kızlarla uğraşmaktan kaçırdım çocuğu of mine of diye içimden geçiriyordum ki benimkiler yine bozdu. "knk çocukların eli havada kaldı orada havalar nasıl" diyip dalgalarını da eksik etmediler sinirlerimi bozmasınlar benim onlar dalga yapar ben lodos çıkartırım. Hemen kendime gelip çocuklar ın elini sıktım Tankut gülümseyerek "nihayet fakat adını hala söylemedin" dedi. Bende gülümseyerek "mine" diye kısa bir yanıt verdim. Sancak hemen konuyu değiştirip "pazar günü olan Rock konserine geliyormusunuz?" dedi. Bende "aslında ben Rock sevmiyorum ama bu gelmeyeceğim anlamına gelmez" dedim. O sırada annem okulun orda arabayla bekliyormuş kornaya basıp beni çağırdı. Bende vedalaşıp arabanın ön koltuğuna oturdum. Annem " o çocuklar kim öyle arkadaşlar ın olduğunu hatırlamıyorum" dedi. "okula bu gün geldiler yeniler burda annecim" dedim gülümseyerek. Annem emniyet kemeri mi takmam için uyarmayı da eksik etmiyor. Eve varmamıza az kalmıştı sokağı döndüğümüzde kerimlerin evi geliyordu ardından ama yine göremedim eve gidince direk üzerimi değiştirdim annem odamı görünce terlikle kovalayacaktı az kalsın beni " her gün toplanıyor eve bi geliyorum odanı yine ahır gibi görüyorum" diye inletiyor bütün mahalleyi. Anneme dışarı çıkmak için izin istedim ama olmadı neymiş efendim ilk önce odamı toplayacakmışım. Odama baktığımda içime müthiş bir şekilde sıkıntı çöktü. Yerlerde kıyafetler, yatağım dağınık ayriyeten sabah telefonumu alırken yatağın altındaki pislikler de opak opak parkenin üzerinde bu pislik benim midemi bulandırıyor kendimden de iğrenerek konuşuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Aşkım
Novela JuvenilTembel bir kız çalışkan bir çocuk arkadaşını korumaya çalışırken her şeyi berbat eden iki yakın arkadaş ve bu arkadaşlara sevdalı iki genç bay