KALAN HATIRALARA SARILMAK Part (7)

569 10 3
                                    

Bir patırdı kopmuş,
birden bire içeri giren,

sarıkız herkesi şaşkına çevirmiş.
Eski evler tam ev diye tabir edilen tek katlı kerpiçten yapılırmış. Ninemlerin evide böyle bir evmiş. Sarıkız buzağdan biraz iri o yüzden girebilmiş. Ama ne giriş kapı yerle bir giriş alt ve üst yanlardan kırılıp dökülmüş tabi.

Ninem ors burs desede olduğu yerden kıpırdatamamışki sarıkızı.

Medine :Kınalım beneklerine kurban olduğum dur bursss.

Ninem:durss çık kınalım, kızım bursss.

Medine:Ana dur biyol elleme hee kınalıma ben götürürüm onu yerine.

Ninem :Hee kızım hee tamam.

Medine:Kınalım gel gel hadi biyol

Diyerek çıkarmış kınalısını annemi
hayvanları, inekleri, kuzuları çok severmiş.

Elik adlı bir kuzusuda varmış. Burunlarını ısırarak severmiş onları, annem kınalıyı zor götürebilmiş. Karnının altı çizilmiş orayı suyla temizlemiş yemini vermiş. Bir daha kaçmanası için ipini sıkıca bağlamış. Tısss sesiyle arkasına döndüğünde birde ne görsün.

Medine:Ana yılannn, yılann.

Ninem :Kuzum geliyom, kıpırdama emi.
Böyle çabalarken bile aklı başka kendi başka düşünür bir halde bulmuş. Malzemelerin olduğu odaya geçip,
Tarlada kullandğı tırpanı kaptığı gibi ahıra doğru koşar, adımlarla gelmiş. Annem o kadar çok korkmuş, o kadar çok korkmuşki, ağzından hık mık başka kelime çıkmaya korkuyormuş.

Ninem çok cesaretli bir kadın, simsiyah bu yılanı nasıl alt edeceği hakkında planlar kurarken ilk hamleyi yılan yapmış. Sanki bu ikili bir satranç oyununda karşılaşan iki ezeli rakip gibi son hamle peşinde olacakki. Ardından ninem bir savurmuş tırpanı, yılan buna zehir atarak karşılık verince. Allahtan ninem kendini korumuş. Siyah lastik ayakkabısının üstüne isabet etmiş. Bir yandan annem çok titriyor, hala konuşamıyormuş. Donup kalmış.

Ninem olacak gibi değil gözünü karartıp bir daha savurunca tırpanı ortadan ikiye bölü vermiş yılanı.
Gel görki, ahırın sıcağına gelen bu hayvan yavrusunu burda saklamış uzun zaman.

Ninem araştırıp bulmuş yuvasını, küçüğe kıyamamış. Onu bir şekilde salmış tarlaya.

Bu durumdan sonra, annem konuşamamış. On gün sonra zor toparlamış. Bu arada dayımın düğünü olmuş. Ninem bir sabah uyanmış. Kahvaltı hazırlamış. Evdekilere seslemiş.

Ninem :Kamil, mualla, medine eyy! hadi kahvaltıya.
O sabah dayım artık gideceklerini söylemeye kararlıymış.

Kahvaltıda hala tercih edilen bol ayranlı mısırlı çorba, bir baş soğan, köy ekmeği, çilli kızın yumurtası. Mis
Kokusu burnunuzu delen taze yeşil soğan miss.

Annem anlatırken biz o kahvaltıyı onunla bitirmiş olurduk sanki orda.

Dayım:Ana, bak ne diyecem.
Ninem :Bir öpmüşki oğlummmm.

Dayım:Anam canım biliyom çok üzülecen emme, banada hak ver emi.

Ninem:De oğul, de hele bugün sizin odanızın yerini kazıp ayıracam. Sizi eviniz ayrı olacak oğul.

Ninem sanki anlamış gibi ikide bir kesiyormuş, dayımın sözünü, ana yüreği dayanırmı heç oğluna.

Dayım :Biz gidiyok ana herbişeyimiz tamam.

Ninem :Nereye oğul, ne demek istiyon.
Dayım:Anam, Samsuna işimiz yerimiz hazır.

Ninem boynunu bükmüş, damlalar saniye, salise hızıyla yarışıyormuş. Soğuk terler boşalmış, birden bayılmış.

Canım ninem gözünü açtığında hasta yatağındaki dedem yarım bir gülümseme atmış.

Dedem :Zeynep ben öldümmüde böyle ağlıyon.

Ninem:Ahmet içim yanıyor herif, kalbim göz göz alevlere kalmış. yangın yeri.

Dedem :Zeynep hanım, gel şöyle yamacıma gel biyol.

Ninem :Ahmet efendi gördünmü. He böyle kalacakmışız bir Köroğlu ayvaz.

Dedem :Zeynep hanım beni işitiyonmu? ne dedim ben.

Ninem :Ahmet efendi şimdi aklım kalbime ana yüreğine söz geçiremiyor. Karıştım az dur biyol.

Dedem o kadar üzgünmüşki, kelimeler boğazına düğüm olup kesiyormuş , sesini ne çare bir çıkar yol yokmuşki.

Hala bu yuvanın sahibi olduğunu göstermesi için güçlü durması gerekliymiş. Bu onur savaşı olmuş Dedem için.

Gidecekleri sabah,

Duymak, anlamanın gerçeğidir. Mutlu kalın.

HAYAT KİMİ SEÇER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin