Saat 10:00 geçiyor Çanakkale Gelibolu'ya gitmek için toplandık.Ben enes yusuf otobüse bindik.Çok mümin olan arkadaşım yusuf ile yan yana oturduk.Ve çanakkale hakkında konuşmaya başladık.Yüzbinlerce şehit şehadet şerbetini içmişlerdi çanakkalede.Peki ya bizim durumumuz konuştukça yüzümüz düşüyor.Bu vatanı ne hale getirdigimiz için üzülüyorduk.Geliboluya yaklaştık sabah saat 4:00 havalandırmadan giren soguk hava bizi iyice üşütmüştü. Geliboluya girdik Allahım yüzlerce vatan evladı orada dolaşıyor inanamıyorum sabahın dördünde bide, işte vatanımızı kurtaranların torunları burda dercesine. "Abdest alın abdest alın namaz vakti yaklaşıyor abdest alın"
ne oluyor diyorum içimden sahilde dolaşmaya başladık hava buz içimiz titriyor biz o su tanklarına bakıyoruz bu soguk havada nasıl abdest alıp namaz kılicaz diye söyleniyoruz. Ve şeytan vesvese veriyor durmadan hasta olursunuz.Serkan pek de sakin duran sınıf arkadaşımız su tankına dogru ilerlemeye başladı.
- nereye Serkan
+Abdest almaya
Bende bir acizlik duygusu
faruk ilerlemeye başladı su tankına doğru biz utanmak tan yerin dibine girmek üzeriyiz.
Sonra bir ses içimden bir ses haydi namaza dedi soguk hava mı seni alı koyacak sabah namazından.
Ve sıraya girdik hep beraber üşümemek için zıplıyor bazende dönüyorduk etrafımızda.Sıra bize geldi musluklardan su akıyor yere o çamurlu toprağa doğru Allahım nası abdest alıcaz biz bir ümitsizlik bende Oturcak yer bile yok.
+haydi bismillah de abdest al.
Bu ses nerden geliyordu acaba beni koruyan o melek konuşmaya mı başladı benle.
Ben doğruldum ve abdest almaya başladım hem abdest alıyor hemde içimden dua ediyordum Allahım affet beni ne olur daha fazla üşümiyim Allahım. Abdest aldık ve çok büyük bir alana doğru yürüdük yine bir ses:
Haydi safa geçin.Bir sahne kurulmuş ve ordan birisi bağrıyor saflara geçin diye ben topraga bakiyorum toprak bana insanlar halıların üzerine getirdikleri okul yada dernek filamalarinin üzerine oturmuşlardı. Haydi bismillah yürümeye basladik yer bulmak icin evet orda bi yer vardı hasır gibi biseydi oturduk 4 kisi ama sığmadık.Yarım buz gibi çamura yarım hasıra denk geliyordu.Ellerim ellerim normalde esmer o ellerim dometes kırmızısına dönmüştü.Ayaklarım soğuktan uyuşuyordu.Ayağı kalktık ve bir ses:
Allahuakbar dedi.
Durun durun dünya durdu resmen benim için bu nası bir ses bu kim Allahım içim titriyor ve ısınıyordu tüylerim diken diken olmaya basladi. Bu ses allahım fatiha okuyor bu ne biçim bir ses hayatımda hiç böyle bir ses duymadım namaz kılmaktan zevk aliyor.Ve namazın basinda sahneden söylenen o kelimeler aklima geliyordu kabe imami...Ve namaz bitti kuran tilaveti okumaya başladı imam Allahım asık oldum bu sese bu sesi yaratana.Kabe imamı bu kadar güzel bir sese sahipse kabe nasıldır acaba diye düsünmekten alı koyamadım kendimi artık pek üşümüyor kabe imamının okudugu dualar sürekli kulaklarımda bir melodi eşliginde yanklanıyor ben o şoktan çıkamamıştım. Biz kahvaltı için ilerliyorduk ama ben hayla sahneye bakıyor uzaklaştıkça üzülüyordum.Kabeyi kabe imamını yerinde dinlemek istiyordum artık o ses hep kulağımdaydı şehitliği gezerken anıtı gezerken bile.
Devamı gelicek inşAllah...