Küçüklüğüme iniyorum. 7 yaşımda anlamıştım. Okula başladığımda benden başka kimsenin hayali arkadaşları yoktu. Ben bedenimde benimle beraber 4 farklı karakter besliyordum. Bazen uykulardan dudaklarım, ellerim ve ayaklarım yara bere içinde uyanıyordum. Başlarda canım çok yanıyordu ama sonradan umursamamaya başladım. İlk tanışmamız biraz tuhaf ve ürkütücü olabilir ben ona Esef diyorum. Onunla sadece uzandığımda, kafa dinlediğimde görüşürdük. Ben uzanırdım o bana şarkılar söylerdi. İlk başlarda korkuyordum ondan. Çünkü yaş olarak benden büyük biriydi. Ortalığın en sakin olduğu zamanlarda ortaya çıkardı. Ayrıca ben yatarken kafasını dizlerine koyup beni izlerdi. Esef asansörde de benimle birlikteydi. Esef ile en çok gece sohbet ederdik. Bazen sebepsiz yere odamın içinde etrafa koşuştururdu. Birgün odamda şiddetli bir çığlıkla uyandım. Bu şeytandı. Birde bebek ağlaması. Şeytan sürekli beni aşşağılardı. Ölmemi isterdi. Onu dinleseydim zaten şuanda muhtemelen ölüydüm. Şeytan korkunç biriydi. Bana her defasında aşşağılık işe yaramaz biri olduğumu söylerdi. Ben onu bastırmaya çalıştığımda ise çığlık atardı. Ben onu kabullenene kadar susmazdı. Ben bir işe kalkıştığımda bana o işin bütün olumsuzluklarını sayardı. Yaptığım her başarısızlıkta kahkaha atardı. Ama biliyordu insanlar ondan nefret eder. O benimle birlikte doğduğunu söyleyip dururdu. Bana ne derlerse desinler yinede karar verme hükmü benimdi. Onlar beni sadece ikna etmeye çalışırlardı. Küçük çıktı piyasaya, onunla eğlenir koşardık. O herşeyi tozpembe götürdü. Sürekli yorulmadan uyumadan oyun oynamak isterdi. Bende bu durumlardan artık rahatsız olup internetten biraz araştırma yaptım. Tıbbi terimler çok olduğu için bi çeşit şizofren olduğumu anladım. Tedavi olmaya karar verdim. İşte hikaye böyle başladı.