1.Bölüm "Meyus"

140 7 7
                                    

·Bölüm Şarkısı :AURORA-Runaway(Demo Version)

Yolda uzuvlarımı hissetmeyene dek koşmaya devam ettim.Servise geç kalıyordum.Geç kalmak ömrü hayatımda en nefret ettiğim şeylerde birinci sıradaydı.Yeni taradığım saçlarım rüzgarın etkisi ile darmadağın olmuş,birbirine girişmişti.Dizlerimin bir kaç karış üstünde biten eteğimin açılma korkusu ile adımlarımı yavaşlattım.Servisin beni alacağı yere vardığımda bir 'oh' çekmeden edemedim.Yorulmuştum.Hızlı hızlı nefeslenme eylemimi gerçekleştirirken servis gelmişti.Seri adımlarla servise bindim,en arka koltuğa geçip müziğin tatlı melodisini duymak için sabırsızlanıyordum.Çantamdan kulaklığımı ve telefonumu çıkarıp kendimi müziğin güzel kollarına bıraktım.

Serviste çoğu zamanım dışarıyı izlemekle geçerdi.Diğer insanlar gibi değildim.Sohbet etmez pek konuşmazdım.Şarkılar arasında geçişler yapmak en büyük eğlencemdi serviste yolculuk ederken.Yanımda kimse oturmazdı,daha doğrusu istemezdi.Yolda işe gitmek için aceleyle koşuşturan insanları izlerken bir yandan uyumamak için kendimi zor tutuyordum.Üzerinde ince ince çizgiler halinde yaraların bulunduğu iri kemikli ellerimle çantamın uzuvlarından kaydırdım ellerimi ve içinden siyah üzerinde bir kaç tutam saç bulunan tokayı aldım.Telleri tokadan ayırdıktan sonra belime kadar uzanan incecik telleri olan saçlarımı düzgün bir görünüme kavuşturdum.Liseye varmak için,uzun bir yoldan gidiyorduk ve yolculuk bazen bir bazen bir buçuk saat sürüyordu.Siyah kaplı telefonumu açıp rehber listesinde gezindi parmaklarım.Bir ismin üstünde duru verdim aniden.Zihnime bir ip misali bağlanan anılar yüreğimin en derininde kesik kesik canlanmaya başladı.

Kırmızı pileli eteğim ile koşuyordum büyük ama küçük bir aile sıcaklığını hissettiren sitemizde.Ciğerlerimi oksijenle doldurduğumu anladığım günden beri* canımdan can saydığım arkadaşım Aleda ile birlikte koşuşturmakla meşguldük.Yere düştüğümde durdu koşarak vardı yanıma.Ağlıyordu gözlerinden yaşlar, sicim sicim akıyordu al yanaklarından.Benim canım yandı diye ağlıyordu.Acımı umursamadan tebessüm ettim.Sinirli sinirli baktı gözlerime "Ne gülüyorsun aptal! Canın acıyor.Ya çok mu acıyor? Acımasın ben dayanamam ki senin üzülmene." içimden gelen tüm saf istekle sarıp sarmaladım onu.Ruhumu da kattım sarıldığım bedenine o an ikimizin ruhunu sıkıştırdım bedenlerimizin arasına.Sımsıkı sardığımız kollarımız bir düğüm gibi çözüldü birbirinden.Gözlerinde barınan saf sevgi kalbime ilmek ilmek işliyor biraz daha kendine bağlıyordu beni.Bir insan bir insanı bu kadar çok sever miydi? Saniyeler boyunca konuşmadık sadece baktık birbirimize sessizliğin sözünü kesen Aleda olmuştu "Ne zaman düşersen yere seni kaldırmak için burada olacağım." yüzüme oturan huzura engel olamadım "Söz mü?" dedim gözlerinin içine benliğimi akıta akıta. "Söz" dedi oda içime işleyen bir ses tonuyla.

Kaan Tangöze'nin şarkı sözünden alıntı yaparak bitirdim zihnimde oynayan 'anı tiyatrosunu'.

'Söyle neredesin bal?'

Hüzünle göz kapaklarımla örttüm ela tonuna sahip irislerimi.Zaten uyku diye kıvranan bedenim hasretle beklediği uykuya, kavuşmuştu.

······

Göz kapaklarımı 'nihayet' açabildiğimde okula varmıştık.Seri bir şekilde servisten inip sınıfıma doğru koşar adım gitmeye başladım.İnsanların bakışları bir iğne misali ruhuma batıyordu.Elimde olsa bir hayalet olmayı isterdim.Beni kimse görmesin ama ben görebileyim isterdim.Düşüncelerimi durdurmak imkansızdı ama bir kaç dakikalığına da olsa durdurabilmek için kafamı salladım ve sınıfa girdim.İsmini ezberleme gereksiniminde bile bulunmadığım iki çocuk telefonda oyun oynuyordu,sınıfımızın meşhur kız grubu bir kenarda dedikodu yapmakla meşguldü.Ben ise bir an önce sırama geçip uyumak istiyordum.Yerime geçip sıraya kurulup tam uyuyacaktım ki kolumun dürtülmesi üzere yanımda duran şahısa döndüm.Eylül.Sınıfın ikiyüzlü,şımarık,zengin züppesi.Ağzını yaya yaya konuşmaya başladı "Bu kadar tipsiz ve salak olmayı neye borçlusun?" dedikten sonra çirkin dişlerini gözüme sokmak istercesine gülmeye başladı.Midemin bulantısını biraz bastırmak için yutkundum ama o farklı anlamıştı "Ne oldu zoruna mı gitti? Yutkundun filan." Eylül'ün berbat kahkahasına arkadaşları da eşlik etmeye başlayınca kulak zarım ve midem buna dayanamayacağını hissettim ve sınıfı terk ettim ve tuvalete doğru adımladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 07, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NevmitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin