~2~

6 0 0
                                    

Sabahı aydınlatan güneşle birlikte bulutlar, kuşlar, çocuklar ne güzel gülüşuyordu. Gözümü açtığımda oturma odasında Rose koltukta yatıyordu tabi bende karşı koltukta yatıyodum. "Rose saat kaç kalk" ya nasıl derin uyuyo nabcam ben bu kızı "efendim kocacım" tövbe ne diyo bu ya ama ben nabcamı biliyom. Yavaşca koltuktan kalkıp yanına onu dürtmek için gittim tam kolumu uzatım beni kolumdan tutup yanına çekti ve dibime girdi tövbe ya. "kızım malmısın nabıyon ya bi git" dedim ve Rose yan tarafa yitip koltuktan kalktım. "ya aşkım nereye gidiyon gel biz daha senle" tövbe ya sus sus. "lan sus tamam sonrasını duymak istemiyorum kalkta yemek hazırla açım ben aç" dedim ve ortalıktaki cips pakatlerini topladım. "ben odaya gidip üstümü giyicem hadi kalk ya sabahtan beri kalk diye diye dilim ağrıdı" dedim ve odadan cıktım arkamdan"tamam kalktım"diye bi ses geldi. Odaya cıkıp dolabın önüne geçip kıyafetlere baktım ve buldum.

(BU TESSANIN KIYAFETİ ) Masanın kenarından çantamı aldım ve içine bu günki ders kitaplarını koydum sonra aşagı Rose'un yanına indim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(BU TESSANIN KIYAFETİ )
Masanın kenarından çantamı aldım ve içine bu günki ders kitaplarını koydum sonra aşagı Rose'un yanına indim. Kalkmış odayı toplamış camları açmıştı. Ne akıllı bi kız bu derslerde de böyle nerdeyse tüm sınavları ondan geçiririm. "Rose nerdesin knk" dedim ve etrafa bakınmaya başladım. "burdayım kuzi geldim" sesi yukardan geliyodu merdivenlerden indi ve elinde de dünkü kitap vardı.

(ROSE GİYDİGİ KIYAFET) "sen hala o kitaplamı uğraşıyosun "dedim ve çantamdan arabanın ve evin anahtarını çıkardım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(ROSE GİYDİGİ KIYAFET)
"sen hala o kitaplamı uğraşıyosun "dedim ve çantamdan arabanın ve evin anahtarını çıkardım." ya ama bu kitapta bişey var ama ne ya"off buda taktımı takıyo. "hadi Rose geç kalıcaz sen kullan arabayı" dedim ve arbanın anahtarını Rose doğru attım o da havada yakalayıp kapıyı açtı. Sonra beraber cıktık ben kapıyı kilitledim Rose arabayı calıştırdı. "hadi gidelim Rose uçur beni" diyerek ellerimi havaya kaldırdım. Arabaya bindim ve yine konuşmaya başladım. "Rose biz yemek yemedik lan bari şurdan pasteneye falan gitte simit alalım"dedim ve emniyet kemerimi taktım." tamam Tessa "dedi Rose.

- - -
" ya anlamıyoru ki niye ben sana uydumda o son böreği yedim patlıcam şimdi"dedi baş belam tatlı kuzim. "ya ben sana ye diye ısrar etmedim ki sen yedin" dedim gülerek"tabi canım o son parçayı ağzıma dıkan sendin manyak"dedi beni yermiş gibi bakan kuzim. "hadi hadi derse geç kalcaz ha bu arada arabayı kilitledin mi" dedim. "tabiki kilitledim ben senmiyim ki" dedi dalga geçen Rose. "hadi sen arabaya git ben hesabı ödeyip geliyorum" dedim. Biranda ayağa kalkarak "hayır tabiki hesabı ben ödeyeceğim dememi bekliyorsan daha çok beklersin hadi ben arabadayım" diyip arabaya gitti. Valla bu kız mal bir ara bunu doktora götürmek lazım. Kasaya gidip yediklerimizin parasını ödedim. Arabaya bindiğimde son ses müzik dinliyordu. "hadi okula gidelim yoksa derse geç kalıcaz" "merak etme canım şimdi ben bizi okula uçurucam" "kuzen bak uçurucam diyip gerçekten uçurma" "ben ne zaman öyle bişey yaptım" "en son yaptığını hatırlatırım" "hala sen Orda mısın yanlışlıkla oldu biliyosun" "tamam hadi tamam" dedikten hemen sonra gaza basıp arabayı hızlıca kullanmaya başladı. Normalde okula 15 dakikada gelirdik Rose sağolsun 5 dakikada getirdi. Ve şuan midem fena bulanıyor. "Rose yuh bu kadar hızlı kullanılır mı midem bulanıyor" "bişey olmaz sana hem o kadar hızlı değildi hadi bak dersin başlamasına 5 dakika kaldı" "tamam hadi tamam " arabadan inip sınıfa doğru ilerledik sınıfa girdiğimizde yerlerimize oturup kitapları çıkardık Rose elinde kütüphaneden aldığımız kitabı gösterip" Ders ingilizce bütün gece bunu düşündüm çok merak ediyorum" "tamam ya gelsin sorarız" "tamam" hoca sınıfa gelince susup ayağa kalktık yanında da dün arabamıza çarpmak üzere olan çocuklar Vardı bütün kızlar ağızlarının salyalarını akıtarak onlara bakıyolardı. Bi dakika yani bizim okula mı başlamışlardı. hoca "good morning" "good morning teacher "" sit down pliz " oturduğumuz gibi Rose dibime girip" yakışıklılarla aynı sınıftayız ne kadar şanslıyız şu mavi gözlere bak ya yerim "" yuh bizim arabaya çarpıyolardı onlar farkında mısın" "ama yakışıklı oldukları gerçeğini değiştirmez" ben bişey diyemeden hoca sınıfa doğru dönüp "bu iki arkadaşınız okula yeni geldi eminim yardımcı olacaksınız buyrun kendinizi tanıtın" ilk olarak kendini tanıtmaya mavi gözlü olan Rose 'nin beğendiği çocuk tanıttı "adım Jem herondale . ................Lisesinden geldim. " bitince diğer çocuk konuşmaya başladı "adım Daniel herondale.............. Lisesinden geldim" kardeşmiydiler hiç birbirlerine benzemiyorlar. Hoca sanki söylediklerimi dile getirirmiş gibi "kardeşmisiniz" mavi gözlü olan "hayır kuzeniz" "yani bizim gibiler dimi Tessa" "he Rose he" hoca boş olan yere oturun dediğinde çocuklar üzerimize yürümeye başladılar üzerimize falan oturacaklar tam bizim olduğumuz taraftan geçerken kahverengi gözlü bana doğru bakıp sırıttı sonra gidip arkamıza oturdular doğru ya bizim arkamız boştu yani niye onlara mal mal bakıyorsun ki Tessa "şanslısın nasıl gülümsedi sana" "alakası bile yok hem sen kitabı göstermeyecekmiydin "" Aaa evet ben onu unuttum hadi gel gösterelim " kitap diyince hemen nasıl unuttu hem o benim mal mal bakmama güldü yani. yan tarafıma baktığımda Rose yoktu bu kızın kitap sevdasını bi anlayamadım Gitti. Rose'un yanına gittiğimde tam hocaya soruyordu"hocam bakarmısınız şey bu kitap hangi dil" hoca kitabı eline alıp bize malmısınız der gibi baktı ve sonra "benle dalga geçmeyi bırakın işte bildiğin ingilizce gidin yerinize oturun" "hocam bunun neresi ingilizce" "bi daha uyarmayacağım bayanlar yerinize" ne diyo mal bu kadın ya neresi ingilizce kendi dilimizi nasıl anlamayalım yerimize oturduğumuzda arkadakilerin kitaba baktığını fark ettik. Sonra umursamayıp yerimize oturduk. Hala aklım almıyor nasıl ingilizce kafamı Rose 'a çevirdiğimde o da benim gibi düşünüyordu. Zil çaldığında Rose la kantine indik. Ben bir yere oturduğumda oda gidip kahveleri almaya gitti. Etrafıma bakınırken yeni gelenlerin çaprazımızda oturduğunu fark ettim biranda Rose'un "ya ne kadar sıra vardı buyur bu senın" "saol canım" "ya Tessa hoca acaba bizle dalga mı geçiyor" "biliyorum bence en iyisi boşvermek ya da olmadı başkalarına sorarız" "tamam haklısın" zil çaldığını duyunca kalkıp sınıfa gittik. Ve bütün günü sıkıcı bir şekilde bitirdik ama nedense yeni gelenler sanki hep bizi takip etmiş gibi geldi. Okulun bitme zili çalmıştı Rose yanıma gelip elimden arabanın anahtarlarını aldı ve "arabayı yine ben kullanacağım " tamam öyle olsun ama yarın ben kullanıcam. "" tamam " aşagı indiğimizde hızlıca Rose arabaya bindi.
Daniel ağzından
" bu kızlarda bişey var o kitabın onlarda olmaması gerek "" evet abi ama biliyosun saklamak için onları insanların arasına başka kitap şeklinde koyuyorlar " " bilmiyorum ama hocaya o kitapla gittiler ama gelirken çok düşünceliydiler" "ya hoca kitabi yanlış getirdiler diye kızmıştır" "Jem yine de o kızlardan gözümüzü ayırmayalım. Farklı gibi geliyorlar bana" "abi farklılar hele ben o tonda hiç öyle mavi görmedim müthişti" "lan yavşama ben ne diyom sen ne diyon" tamam abi ya hadi gidelim yoksa okulda kilitli kalıcaz hem bu gece alemlere akıcaz dimi " " evet kardeşim hadi haklısın çıkalım " beraber okuldan çıkıp arabaya bindik o kızlarda bişey var ve ben bunu bulucam

Sırlar ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin