''Gözlerinin mavisinde kayboldum. Haritan var mı?''
Ellie Goulding-Love Me Like You Do
''Kafa dinlemek için güzel bir yer. Öyle değil mi?''
Uzun boy- Onaylandı.
Renkli gözler-Onaylandı.
Düzgün fizik-Onaylandı.
Yumuşak yüz hatları-Onaylandı.
Ben yanımda duran hayalimin aşkını incelerken, onun da beni incelediğini fark ettim. İlk kez anneme hak veriyordum. Şu an fazla itici görünüyor olmalıydım.
Gözlüklerimi burnumun üzerindeki yerine iterken, sorduğu soruyu hatırladım ve ''E-evet. Öyle...'' diye mırıldandım.
Karşımdaki yakışıklı gülümsedi. Bir anda gülümsemesi genişlerken, sol yanağındaki gamzesi derinleşti. Acaba öyle yapınca gamzesinin fazla öpülesi olduğunu biliyor muydu?
Aklıma gelen düşünceyle utandım ve bakışlarımı ayak uçlarıma indirdim.
''Ben Arda bu arada.''
Söylediği şeyle gözlerim kocaman oldu. Benimle konuşmak, tanışmak istiyordu.
''Senin bir ismin yok mu güzel kız?''
Gözlerim daha da açılırken, ''Esin.'' dedim ve kulaklığımı alarak ayağa kalktım. Uzaklaşmam gerekti. Kalbim kılcal damarlarımda zonklarken daha fazla yanında kalamazdım.
O deniz mavisi gözlerini iki camın arkasına gizlemişti. Yazık değil miydi onlara? İnsan bile bile yitirir miydi bakışlarındaki derinliği? Böyle sevilesi olmak diğer insanlara haksızlık değil miydi? Belki sevgilisi bile olabilirdi. Öyle adam boş bırakılır mıydı hiç?
Aklıma gelen düşünceyle yüzüm asıldı. Kumsala bir tekme savurdum. Önümde havalanan kum taneleri arasından geçerek yürümeye devam ettim. Önüme düşen kızıl saçlarımı büyük bir hırsla geri ittim. Kulaklığımı boynuma takarken, telefonumu cebime koydum. Ellerimi de cebime yerleştirirken, çocukların oyun oynadığı sokağa girdim. Göklerde ezan sesi yankılanırken, çocukların çoğu koşturarak evlerine gitti. Gülümsedim. Ama zoraki bir gülümsemeydi benimki...
Eve giden sokağa gelince derin bir nefes aldım. Acaba şimdi geri gidip 'Sen benim hayalimsin!' diyebilir miydim? Belki de çoktan gitmişti...
Kendimi gülümsemeye zorlarken, bahçe kapısından içeri girdim ve savsak adımlarla eve ilerlemeye başladım. Büyük ahşap kapıyı açıp içeri girdim. Annem bıraktığım yerde, farklı bir pozisyonda duruyordu. Elindeki büyük boy kahvesini rujunu bozmamaya dikkat ederek içmeye çalışıyordu. Gözlerimi devirdim. ''Anne ben geldim.''
Cümlemle birlikte annemin bakışları bana döndü. ''Çıkmışken biraz daha gezseydin kızım.''
Sözlerinin ciddi içerikli ya da alay cümlesi olup olmadığını anlamaya çalıştım. Ciddi gibi görünüyordu. Kaçamak bakışlarımla kolumdaki saatime bakmaya çalıştım. Dışarı çıkalı yarım saat bile olmamıştı. Oysa bana öyle uzun gelmişti ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal-et Sevgilim
Novela Juvenil♠ Tırtıl sonu olacağını bilse, aşık olur muydu kelebeğe? ♠