24.. Pişmanlık

14K 561 37
                                    


Selam can okurlarım, nasılsınız bakalım? 🤗 sizi özledim 💞 size iyi okumalar💞

Medyadaki şarkıyı bölüm yazarken dinlemiştim,siz de isterseniz dinleyin. En sevdiklerimden😌


Yağmur damlalarının saçlarına değmesini hissediyordu. Sanki gökyüzü tüm yağmurlarını bu gece yere gönderiyordu. Sanki hep ayakta duran gözlerinden damla yaş akıtmayan insanların yerine ağlıyordu gökyüzü..

Bu sefer karşısındakinin kalbine hançerleri gözlerini kırpmadan saplayan, yaralayan O idi. Bu sefer idam fermanını imzalayan, kalemi kıran kendisiydi. Neye ağlayacaktı şimdi? Git demesine mi? Yoksa sevdiği adamın gitmesine mi?

Başını önüne eğmiş bakışlarını belli belirsiz bir yere sabitlemişti. Yüzüne dokunan sıcak parmakları hissetti. Islanmış saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı ama eli yüzünü terketmedi. Dokunuşu bile sever, okşar gibiydi.

Sanki yüzüne son kez dokunuyormuş gibi parmaklarıyla ezberledi yüzünün her santimini. Sonra yavaşca çenesinden kavrayıp öne eğdiyi başını kaldırıp bakışlarını buluşturdu.

Karanlıktı ama görüyorlardı..

Uzaktaydılar ama hissediyorlardı..

Gidiyordu ama istemiyordu..

Seviyordu ama gidiyordu..

Leylaya aralarında bir nefeslik mesafe bırakana kadar yaklaşdı.

"Sana sevilmediğini söyleyemem. Söylemem. Çünkü ben seni tarif edemeyeceğim kadar çok seviyorum. Kelimelerle söylememi bekleme. Bakışlarımdan anla.. Senin için atan kalbimden anla."

Alnını Leylanın alnına yasladı. Leylanın gözlerinden yaşlar durmadan süzülüp kendilerine yol çizerken sessiz kalmayı tercih etti. Parmaklarını yüzüne götürüp yaşları silse de yine akıp Leylanın yüzünden çekmediği ellerini ıslatıyordu.

"Gidiyor musun? Beni bırakıyor musun? Ne olur sevmediğini söyle. Söyle ki, acımı yaşaya bileyim.."

"Leyla sana cevap vermemi mi bekliyorsun?" Sesi acısını saklamakta zorluk çeken tondaydı. Sanki biraz daha burada dursa Leylayı kendine çekip yarasına merhem olanadek sarılacaktı. Ama varlığıyla yakıyordu bu kadının canını.

Leyla başını belli belirsiz salladı.

"Yine ufukta ayrılık gözüküyor, sevgilim.."

Eğilip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Yağmurla ıslansa da, kendini en uzaktan bile hatırlatan kokusunu içine çekti son kez.

Bu zamana kadar edilmiş en can yakıcı bir vedaydı.

Geri çekilip gitti. Aklı, kalbi kalmak hiç bırakmadan sıkı sıkı sarmak istese de gitti. Çünkü Leylanın o çaresiz halini asla unutmayacağını biliyordu.

Sevdiğinin canını yakmıştı..

"Beni mutsuz ediyorsun! Olmuyor, tamam mı? Olmuyor. Yapamıyorum. Canımın yanmasına dayanamıyorum! Allah kahretsin ben böyleyim işte güçsüzün tekiyim!".

Tam arabanın kapısını açacağı sırada arkadan o yorgun sesi duydu yine.

"Mert.." sesi yalvarır gibi çıktı. Gücünün son damlasıydı belki de.

Ama Mert yanıt vermedi. Arabasına binip çalıştırdığı gibi uzaklaştı oradan. Dayanamıyordu sesini duyupta cevapsız bırakmaya. Yanında olduğunda sarılmadan duramadığı gibi, yanında olup mutsuz etmeye de dayanamazdı.

Ateş'in İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin