Bilemezsin, Belki de Unuttun.

1.2K 127 46
                                    


Sen kanser ağrısından inleyen on yedi yaşında bir çocuk olmadın hiç. Ya da minicik bir molekül yüzünden lizozomların çalışmadığı için, annenden ayrı, bir sürü beyaz önlüklü yabancının arasında, üç yaşındaki minicik gövdenle ölümü beklemek zorunda kalmadın hiç. Sen arkadaşların okula giderken bir hastane odasında sıkışıp kalmadın mesela. Ya da beynini açıp içinden bir daha geri gelmeyecek bir parçanı çıkarmadılar senin. Onlarla da öylesine güzel olduğun halde göstermeye sıkıldığın kocaman dikiş izlerinin utancı işlemiş, cennet bakışlı gözlerin yok senin. Seni annen buz gibi ameliyat masasında bırakıp gitmedi hiç.

Bilemezsin nasıl olduğunu...

Sen kanser ağrısından duramamanın, iskelet gibi kalmış incecik kollarını yardım istercesine uzatmanın, o dayanılmaz ağrıdan inlemenin çaresizliğini bilemezsin ki. Sen o haldeyken seni seyreden annenin acısına, dedenin yıkılmışlığına, babanın o eli kolu bağlılığına hiç şahit olmadın çünkü. Belki de ölmen için, ölüp de kurtulabilmen için çaresizce dua edişlerini duymadın.

Bilemezsin.

Seni hiçbir şeyi anlamadığın halde, minicik bedeninden makinelere bağlamadılar. Annenin ninnilerinden çok onların garip mekanik seslerini dinlemek zorunda değildin sen. Bazen çok güçsüz olduğun halde uzattığın ufacık ellerine, uzanan ellerin olmayışının kasvetli yalnızlığına ağlamadın çünkü. Birkaç gün sonra yaşayabilmen için ellerini ve kollarını keseceklerini bilmeden uyuyan cennet kokulu bir buçuk yaşında bir bebek değildin mesela.

Bilemezsin.

Zaten bilme de. Allah'tan dilerim ki hiç bilmezsin de.

Ama bu hayatın mucizesini bilmek zorundasın. Hücrelerindeki her bir zerrenin bile ne kadar önemli olduğunu, kalbinin hiç aksamadan çalışmasının, ciğerlerine her nefesinle dolan havanın, beyninin emrine her daim hazır oluşunun nasıl büyük birer nimet olduğunu bilmek zorundasın. Sen Allah'ın sana verdiklerinin kıymetini anlamak zorundasın.

Düşünmek zorundasın, on yedi yaşında kanser ağrısından inleyen bir gençten ne farkın var? Neden sen sağlıklıyken, başka birinin yatağının başucunda annesi içini çeke çeke ağlıyor. Neden Allah sana mükemmel çalışan bir beden verdi? Güçlü kuvvetli kollar verdi? Neden sana düşünebilen bir akıl verdi? Neden sevmeyi bilen bir kalp verdi? Sonra, en başından seni bu dünyaya niye gönderdi?

O çocuk ağrıdan kim olduğunu unuturken, sana kendini unutturan neydi? Bir anne "Çocuğum bir saniye daha yaşasın Allah'ım!" diye yalvarırken sana "Bu dünyada yaşanır mı?!" dedirten neydi? "Böyle hayat mı olur?!" diye niye kaç kere söylendin, bir çocuk yediği dayaklar yüzünden bir daha uyanmamak üzere son uykusuna dalarken?

O çocukla senin aranda ne fark vardı?

O da bebeğine ninni söylüyordu. O da 'pisi pisi' diye koşturuyordu kedilerin peşinden. O da büyüyünce doktor olacaktı. Onun da yarım kalmış oyunları vardı. O da annesinin dizinde uyumayı çok seviyordu.

Neden ona beş yaşına ulaşmayacak bir ömür biçilmişken sana seksen sene verildi?

Allah neden dünya üzerindeki sayısız hastalıktan, nice dertten bir tanesini de sana vermedi? Neden?

Ömrünü boşa harca diye değil.

Ömrünü moda dergilerinde, aşk romanlarında, haram sevdalarda harca diye değil. Annene avazının çıktığı kadar bağırabil diye değil. İnsanlardan nefret et diye değil.

Peki, o zaman niye?

Sen olmasan da olmaz mıydı yani? Dünya dönemez miydi? Dağlar aynı ihtişamla yükselemez, gök aynı sonsuzlukta uzanamaz mıydı; bir sen yoksun diye?

Hiç yaratılmasan ne olurdu ki?

Hiç düşündün mü, şu koskoca dünyada 7,5 milyar insanın nefes aldığı, güldüğü, ağladığı, doğduğu, öldüğü; şu 7,5 milyarlık dünyada sen hiç var olmamış olsaydın ne olurdu? Ya da tam şu anda yok olsan?

Hiçbir şey olmaz.

Tek bir şey olmaz.

Dünya aynı ekseninde döner, güneş yine doğar, insanlar yine ağlarlar, hayat devam eder. Savaşlar ve zulüm şiddetinden en ufak bir şey kaybetmeden sürüp gider. Bir çöp bile değişmez.

Çünkü sen bilmiyorsun. Çünkü sen hiç bilmedin.

Gücünü, neler yapabileceğini... Kim olduğunu hiç bilmedin. Ya da belki de unuttun.



Bu yazıda yazan her şey gerçektir.


Ayna Ayna Söyle BanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin